Hıristiyanların dini lideri ve Vatikan devletinin başkanı (evet o aynı zamanda bir devlet başkanı) Türkiye’ye ziyarete gelince herkes kendi açısından eleştirilere başladı. Ulusalcısı, Gezicisi, İslamcısı şucusu, bucusu bir anda karşıtı olurken bazı muhafazakârlar da Papa savunucu oldu. Kimse olaylara objektif gözle bakmak istemiyor.

İlk önce şunu belirtmekte fayda var. Tamamen ajanda tesadüfü mü yoksa bilinerek yapılan bir olay mı bilmiyorum ama ilk yabancı ziyaretçinin Papa olması pek hoş olmadı. Nasıl ki gerek Erdoğan, gerekse Davutoğlu göreve gelince ilk ziyaretleri Azerbaycan olmuştu. Bu tür şeyler çok önemli olmasa da sembolik hareketler olduğundan gerekliydi. Keşke Aksarayı da ilk ziyaret eden kişi Papa olmasaydı. 

Ancak bu asla Papa’nın ya da Papa’ların Türkiye’yi ziyaret etmesi eleştirilmesi gereken bir durum değil. İnsanda azıcık vidan olursa sırf Fransa’da Müslüman sayısı tüm İslam ülkelerindeki Hıristiyanlarından çok daha fazla olduğunu görür. Yine tüm İslam dünyasında kilise sayısını 100’e katlayacak cami sayısı Avrupa’da var.

Avrupa’nın en büyük camilerinden biri olan Strazburg Eyüp Sultan Camisi

Durum böyle iken sanki Türkiye artık Hıristiyan bir ülke olmuş gibi yaygara koparmak hangi mantığa sığar. Türkiye’de açılan her kilise için hamasi slogan atanlar Avrupa’daki camileri nereye koyuyorlar merak ediyorum.

Burada yaşayan Müslümanlar özellikle de Fransa’da ki Müslümanlar Cami nedir bilmezdi. 30 yıl önce cami sayısı 5’i geçmezdi. Sonra bodrumlar, daireler, eski fabrikalarda namazlar kılınmaya başlandı. Hatta bayramlarda cami olmadığı için Kilisler bayram namazı için kapılarını açmışlardı.

Fransa’da yaşayan (diğer ülkelerde süreç daha çabuk işlese de kolay olmadı, halada cami yapmak için bin bir dereden su getirmek zorundasınız) Müslümanlar çok zorluklar çekti hala çekmeye devam ediyor. Bu konuda daha önce de çok yazdım. (Bu konuda eski bir yazım hala güncelliğini koruyor: http://www.haber7.com/yazarlar/fatih-karakaya/1026592-turkiyede-kiliseler-acilsin )

 Fransa’da gerçek manada cami diyebileceğimiz (minareyi saymazsak tabii) cami sayısı çok az. Ancak son yıllarda birçok yerde fabrikalardan değil temelden yeni camiler yapılıyor. O camilerde hafta sonu ve tatillerde çocuklar din dersi alıyor.  

Öte yandan başörtüsü yasağı nedeni ile özel okullar açılmaya başladı. Camiler konusunda öncü adım atan Milli Görüşçüler bunun nasıl bir dert olduğunu bilirken Papa ile papaz olalım demeleri ideoljik körlüğün sebebidir.

Fransa Türk Mimarisi camilere sıcak bakmıyor. Fransız usulü camiler istiyor

Burada ki cami ve Müslümanlar sayesinde binlerce Fransız Müslüman olurken Türkiye’de Hıristiyanlığı seçenleri sayısı bir parmağı geçmez. Boşuna mı Batı durup dururken İşid diye bir bela çıkartarak oraya katılanların sonradan Müslüman olanlar olduğuna bile bile vurgu yapıyor. Böyle bu tür insanların ne kadar tehlikeli olduğunu ve uzak durup yalnızlaştırılması gerektiğini anlatmaya çalışıyor.

İsteseniz de istemeseniz de Papa dini bir lider. Hıristiyan alemi onun her dediğine balkıyor, gazeteler manşet yapıyor. Onu eleştireceğinize hala neden Müslümanların sesi olabilecek birini seçemedik onu düşünün.

Haliyle Papa da her gittiği her yerde fırsattan istifade İslam dünyasında katledilen! Hıristiyanlardan bahsediyor. Biz çok iyi biliyoruz ki ölenleri çoğu aslında Müslüman ama adamlar medyatik olarak çok güçlü.

Ama Papa Türkiye’ye gelince gözüne baka baka “Avrupa’da İslamofobi de ne iş hacı” dedik mi demedik mi? Fransa’nın hala birçok şehrinde cami yok. Gidin Nice şehrine belediye başkanının tavrıma bakın. Bu tür ilişkiler sayesinde yarın elimizde koz olarak kullanmasını neden beceremiyoruz ki? Hollanda camileri kapatmayı tartışıyor, İsviçre’de referandum ile minareler yasaklandı. Bunlar ancak ve ancak bu tür görüşmelerde gündeme gelebilir. Gelmediyse büyük hatadır.

Ama işimiz gücümüz boş laflar, fıttırık işler. Neymiş Papa efendi Symbol arabaya binmiş. Yahu dünya alem biliyor ki Vatikan dünyanın en zengin ülkesinden biri. Ellerindeki emlak sayısı ve tablolar bile hiç duymadığınız rakamlar değerinde. (Bu konuda şu sayfada daha geniş bilgi alabilirsiniz http://ercan-bas.blogcu.com/bilinmeyen-vatikan-2/8917832 )

Aksaray parası ile şu kadar fakir doyurulurdu diyenler Papa’nın arabasına takmış. Sanki Papa çok mütevazı gibi gösteriliyor ancak o binaları satsa Afrika’da açlık kalmaz. Ama Papa işini iyi biliyor. Son yıllarda Kilisenin imajı fena bozuldu. Balık hafızalı mıyız da daha dün patlak veren sübyancılık skandallarını unutacağız? 

Batı dünyasında insanlar kendini Hıristiyan olarak tanımlasa da Kiliseyi otorite olarak görmüyor. Haliyle Papa’da iletişim uzmanları eşliğinde imaj tazeliyor. İnsanları yeniden Kilise etrafında toplamak için yapılan hamleler bunlar. Hatta son olarak boşanan aileler yeniden Kiliseye katılabileceği ve hatta eşcinsellere açılım yapıldığını kaçınız biliyor ki?

Velhasıl diyeceğim odur ki Avrupa’da yaşayan Müslümanlar olarak bu tür ilişkilerin bize zararından çok faydası var. Avrupa’da gerek yükselen İslamofobi gerek sayıları artan Müslümanlar açısından çok önemli.

Adamı getirip cami içinde dua ettirdik, hatta görevimizi yaparak İslam’a davet ettik. Papa Türkler hakkında şunu demiş bunu demiş hikâye bunlar. Sanki biz başkalarına hiçbir şeye demiyoruz da onların demesini eleştiriyoruz. Uluslar arası ilişkilerde her hamle çok önemlidir. Neden görüştük diye sorgulayacağımıza “bu görüşmelerden ne elde ettik” demek daha mantıklıdır.

Yalnız şu konuya da dikkat etmek gerekiyor. Dinler Arası diyalog belası ile dinlerle diyalogu karıştırmamak gerekiyor. Bu konuyu da başka zaman işleriz inşallah.

Fatih Karakaya – Haber 7
karakaya.fatih@gmail.com
http://www.twitter.com/gundemfransa