Fransa’nın devlet ırkçılığı

  • GİRİŞ16.10.2020 08:36
  • GÜNCELLEME16.10.2020 08:37

Fransa aydınları aşırı sağcı liderin iktidara gelememesi için çağrı yapıyor ancak şu anda aşırı sağın yapamayacağı işleri Macron rejimi yapıyor.

 

 

Napolyon özentisi Macron’un 2 Ekim’de açıkladığı “Ayrılıkçı yasa” tamamen aşırı ırkçı sağın kodlarını barındırıyor. Hatta ırkçı partiler iktidara gelse bu kadar ileri gidemezler. Ancak Macron’un seçim kampanyası vaatleri her alanda olduğu gibi Müslümanlar konusunda da yalan oldu. Şimdi Müslümanlar bu yasanın ağır sonuçlarını beklerken bir grup insan haksızlığa direnme kararı almıştı.

Bu bağlamda geçen yazımda da bahsettiğim Barakacity adlı yardım derneği başkanı İdriss Sihamedi ön plana çıkmıştı.

 

 

Müslüman kökenli Müslüman düşmanlarının çirkef yüzünü ortaya çıkarmış ve samimiyeti ile de İslami camiada sempati kazanmıştı. Böylece yıllardır Müslümanlar neden birleşmiyor kaygısını ortadan kaldırabilecek bir kıvama getirmişti.

Önce derneğin lokalinde her kesimden insanla toplantı yaptı. Bu toplantıda Türk ve Arap Müslümanlar vardı. Şimdilik açıklanmaması gereken önemli kararlar alınmış ve mutabakatı genişletmek için bazı dernekler ile de görüş alışverişi için yeni tarih belirlenmişti.  

Türkiye’den bakınca çok önemsiz gibi görünen bu gelişme aslında bir devrim niteliğindeydi. İki Türk derneğinin bile dünyaya sığmayan egoları yüzünden bir araya gelemediği ortamda bir kişi, birbirine bu denli uzak duranları ortak bir noktada birleştirmeyi başarmıştı.

Ve Fransız devlet aklı devreye girmeye başladı.

Ancak 13 Ekim salı gününü çarşambaya bağlayan gece haber bomba etkisi yaptı. Herkes bir şekilde İdriss’in Fransız istihbaratı tarafından etkisiz hale getirilebilmesi için çaba sarf edileceğini ve birtakım olaylar olacağını tahmin ediyordu fakat o gece öyle olmadı. Fransız devleti hiçbir kılıf uydurmadan İdriss’in evini bastı. İdriss, 4 çocuğu ve eşinin önünde darp edildi. Hanımının giyinmesine bile müsaade edilmedi.

Ailenin tüm kolaylığı göstermesine rağmen evin altı üstüne getirildi. Tabi ne arıyorlardı bilemiyorum ama oradan çıkan polis doğruca derneğe gitti.

Olaydan haberi olan dernek görevlileri polislere anahtarları vermelerine rağmen polis kapıları kırarak içeri girdi. Duvarda ne kadar priz, kamera varsa söktü. Dernek içinde bulunan mescitte Kuranlar yere atıldı.

Taciz ve belge çalma suçlaması

Daha sonra ise savcılıktan yapılan açıklamada ise İdriss’in Twitter’de tacizde bulunduğu ve zor kullanarak beleğeler elde ettiği için tutuklandığını açıkladı.

Ancak o kadar saçmalık ki bu açıklama şu sorulara yanıt vermiyordu:

  • Madem olay taciz olayı neden dernek basıldı?  
  • Burada ki taciz cinsel manada değil, kişiye Twitterden sorular sormak. Daha önce anlattığımız gibi sadece sorular sordu. Peki her taciz olayında özel hareket baskın mı yapıyor?
  • Daha önce birçok Müslüman kadın şiddetli tacize uğradı. TV’ye çıktıklarında onlara yapılan tacizler, tehditler başka kimseye yapılmadı. Peki bunu yapanlara aynı muamele yapıldı mı?

Velhasıl aslında dediğimiz gibi sadece gözdağı idi.

Zaten şimdilik hükümetten hiçbir açıklama gelmez iken bu saldırının gerçek mesajı açıktı. Adeta “siz hakkınızı savunmaya kalkarsanız biz de böyle tepenize bineriz” mesajı verildi. Bunun başka izahı yok. Duvardaki prizlerin bile kırılması bunun açık bir göstergesidir.

Fransa tamamen Müslüman ırkçılığına yönelmiş bir ülke haline geldi. Avrupa’nın bir çok ülkesinde bazı sorunlar olabiliyor ama İngiltere’de başörtülü polis bile var. Almanya’da kimlikleriniz başörtülü olabiliyor ancak Fransa buna asla müsaade etmiyor. Okuluna, yediğine, içtiğine aldığın nefese karışıyor.

Tam bir evcil Müslüman istiyor. Şu anda hazırladığı yasada zaten evcil imamlar yetiştirme projesi var. Sanırım o imamlara bir gün aslında eşcinsel evlilik İslam’ın şartı dedirtecekler.

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat