'Cumhuriyetin Allah’tan üstün olduğunu göstereceğiz!'

  • GİRİŞ03.02.2021 09:27
  • GÜNCELLEME03.02.2021 09:28

Fransa’da Macron ve bakanları tam gaz Müslümanları hedef almaya devam ediyor. Şu anda inanılmaz bir ortam var. Birileri Müslümanlar ile ne alakası var dese de her şey ortada.

Üstelik İçişleri Bakanı katıldığı bir programda aynen şu ifadeleri kullandı: “İmamlar sözleşmesini imzalamayan camilere denetimi artıracağız. Gerekirse kapatacağız. Cumhuriyet değerlerinin Allah’ın varlığından üstün olduğunu kabul etmeyenlere gereken cevabı vereceğiz.” 

Resmen diktatörlüğe adım attık, insan haklarını ayaklar altına aldık. Bir bakanın din ve vicdan hürriyetini bu kadar aşağılaması gerçekten garip.

Ortada suç unsuru bulamıyorlar. Az sayıda olan istisnai suçluları abarta abarta, kabarta kabarta anlatıyorlar.  İçişleri Bakanı utanmadan çıkıyor “falanca spor salonuna yazılanlara zorla namaz kıldırıyorlar” diyor. Başka bir gün çıkıyor “vay siz nasıl spor salonunda çıplak duş almazsınız” diye İslamcılığın tarifini yapıyor.

Kadın haklarından sorumlu bakan iki evlilikten, bekaret testlerinden, zorla evliliklerden bahsediyor. 5 yaşında çocukların başörtü takmasına izin vermeyeceğiz diyor. Ama gündemine yılda 165 000 çocuğun tecavüze uğramasını umursamıyor bile. 

Sadece sansasyon yaratmak halkı galeyana getirme çabası. Arkası ve önü boş işler.

Kafaların karışmaması için önce şunları hatırlatalım. Fransa’da şu anda 4 durum var.

  1. İmamlar sözleşmesi
  2. Ayrılıkçılıklara karşı yasa
  3. Genel güvenlik yasası
  4. Derneklere laiklik sözleşmesi

İmamlar sözleşmesi

İmamlar sözleşmesi Müslümanlara dayatılan bir sözleşme. Bu sözleşme ile imamlara Cumhuriyetin üstünlüğünü her türlü inançtan üstün kabul ediyorum diye imzalattıkları proje. Geçen yazımda bahsetmiştim ve Diyanet ile Milli Görüş bu dayatmayı imzalamamıştı. Şimdi de neden imzalamadıklarını uzun uzun izah etmişler. Her cümlesi ibretlik olarak okunmalı. Mesela gerekçelerden birinde “Fransa değerleri” deniyor ama bu değerlerin ne olduğu açıklanmadığı için itiraz ediliyor. O kadar haklılar ki. Macron’un “değerler” anlayışı ile Le Pen’in -her ne kadar çok fark olmasa da- aynı mı? Bugün makul görülen bir dayatma yarın faşist bir hükümet ile ne hale gelecek?

Öte yandan siyasal İslam ile mücadele de büyük bir sıkıntı. Çünkü siyasal İslamdan anladıkları; Türkiye ile tamamen bağları koparmak, Filistin ve Uygurlar için dua etmek, eylem yapmak. Tüm bunlar yasaklanacak. Muallak kavramlar ile hedef şaşırtmak istiyorlar.

İşte yukarıdaki gibi onlarca maddeye Milli Görüş ve Diyanet onlarca farklı etnikteki Müslümanların desteği ile karşı çıkıyorlar. İçişleri Bakanı ise bu camileri açıktan tehdit etmeye devam ediyor. Tek tip, düşünmeyen, konuşmayan, itiraz etmeyen bir Müslüman istiyorlar.

Gerçi Müslümanlar en son Batı’da ne zaman protesto yaptı hatırlayan var mı? Hakları gasp edilirken bile kuzu gibi olan bu Müslümanları alsınlar başlarının üstüne koysunlar.

Bu direnişte görüşü ne olursa olsun Müslümanlara Milli Görüş ve Diyanetin yanında olmak düşer. Gerekirse şehrindeki, mahallesindeki diğer camileri de bu mücadeleye destek vermeye çağırmalı.

İtirazın Fransızca tam metnini diyanetin Facebook sayfasında okuyabilirsiniz. (https://www.facebook.com/photo?fbid=3501186146868034&set=pcb.3501189190201063)

Türkçe metni ise şu linkten okuyabilirsiniz.

( https://www.medyaturk.info/wp-content/uploads/2021/02/Fransa-Ulusal-İmamlar-Konseyi-İtirazlar-010221-son-hali.pdf )

Ayrılıkçılara karşı yasalar

Bakın Müslümanlar Fransa’da terör grupları yönetmiyorlar, destek vermiyorlar. Bireysel eylem yapanlar bir topluma mal edilemez. Buna rağmen Müslümanları sanki ülkeyi bölmek isteyen gruplar gibi yansıtıyorlar.

İmamlar sözleşmesinde dayatılan bazı maddeler yasalara da girecek. Aradaki fark sadece sözleşmede biz bunu “canı gönülden kabul ediyoruz” dedirtiyorlar. Mesele şu ki dini inancı yok ediyorlar. Allah’ın en üstün olduğunu kabul etmeyen inançlı biri olabilir mi? Allah’ın üstünlüğünü kabul etmek yasalara uymaya engel mi? İşte onlar bu havayı vermeye çalışıyor. İnançlı isen kırmızı ışıkta durmayı mı reddediyorsun?   

Bu yasada öğretmenlere, polise itiraz yasak, Türkiye’den imam getirmek yasak. Üstelik camilerin kapatılması kolaylaşıyor, cemaatten birinin suç işlemesi caminin kapanmasına neden olacak. 

Liste o kadar uzayıp gidiyor ki buraya yazsam kelimeler yetmeyecek. Örneğin sokakta başörtüsü de yasaklansın diye ek teklif veren milletvekilleri var.

Bir de şunu iyi ayırt etmek lazım. Bazıları çıkıp “biz de kiliselere” aynı muamleyi yapalım diyor. Fransa’nın derdinin dinler ile olduğunu özelde Müslümanları hedef alırken aslında diğer dinleri de dizginlemek istediklerini unutmamak gerek. Yahudilik bile onlar için bir şey ifade etmiyor. Siyonizm ile karıştırmamak gerek.

Yasa yakında Cumhurbaşkanının onayı ile yürürlüğe girecek. Ama nedense bir Boğaziçi kadar gündem olamıyor!

Güvenlik yasaları

Güvenlik yasaları ise daha genel konuları işliyor. Mesela polisin görüntüsünü çekip yaymak yasak. Bir memur ile anlaşmazlığa girerseniz ve derdinizi sosyal medyada anlatmaya kalkarsanız ağır yaptırımlara maruz kalacaksınız. IHA’lar ile halk denetlenirken, siyasi görüşleriniz fişlenecek. 

Her hafta sonu Fransızlar diğer yasanın kendilerini ilgilendirmediğini düşünerek sadece bu yasayı protesto ediyor. Ama hiçbir Müslüman sokağa çıkmıyor. Çünkü maalesef “siyasal İslam” damgası yememek için halkı bilgilendirmiyorlar. Kaçının bu konudan haberi var. Kaçı ilgi duyuyor? Desteklemek için ne yapıyor?

Halka sorsan dernekleri yerden yere vurur, camilere kızar ancak bir eylem olduğu zaman da dizisini izlemekle meşguldür. Velhasıl kısır bir döngüden çıkamıyoruz.

Derneklere laiklik sözleşmesi

Fransa’da gerek devlet, gerek belediyeler, gerekse bazı devlet kurumları derneklere büyük maddi yardımlarda bulunur. Bu doğrudan aktarılan nakdi yardımdır. Ama tahmin edeceğiniz gibi Müslüman dernekler çok az para alır.  

Hiç unutmam Strasbourg Belediyesi, Milli Görüş camisine bir sefer 40 000 euro tutarında yardımda bulunmuştu. Mesela bir havra ortalama yıllık bir milyon alır. Ve bu belediye başkanı 2-3 yıl her bayramda size “40 bin Euro vermiştik ha” diye başımıza kakıp durmuştu. Caminin sırf emlak vergisi 40 bin Euro civarında zaten diye cemaat olarak itiraz edemedik. Misafire saygısızlık olur mu?

Velhasıl şimdi o paralara da göz diktiler. Diyorlar ki “nakdi yardım almak için bizimle sözleşme imzalayacaksınız”. Bu sözleşmede laikliğe uymak, Yahudi ve eşcinsel düşmanlığı yapmamak, kadınlara ayrımcılık yapmamak gibi maddeler var. Ancak bunu Müslümanlara karşı yaparken içine İnsan hakları derneklerini de zorda bırakacak maddeler eklemişler.

Mesela şiddette teşvik etmemek maddesi çok muallak. Sarı yelekliler yürüyüş yaparsa bu maddeye takılacak. Huzur ve sükûneti bozmama yemini var. En önemlisi mesela; sivil itaatsizlik sözleşmeye aykırı sayılacak. Şimdiden bazı sendikalar imzalamayı reddettiklerini söylüyor.  

Bu kadar kısıtlamalar var. Ama kimsenin umurunda olmuyor. Etkili, yetkili Avrupa siyasileri tweetler atmıyor.

Seccade suç aleti sayıldı

Sadece pazar günleri çıkan ve hükümetin bültenine dönüşmekle suçlanan JDD adlı bir gazete var. Bu pazar bir haber Müslümanları şok etti. Bir valiliğin bölgede yaptığı operasyonları takip etmişler. Vali aynen şunu diyor: “İslamcılara karşı yasalar güçlü değil. Elimiz kolumuz bağlı. O yüzden biz de idari konuları silah olarak kullanıyoruz”.

Devamında devletin her yerde olduğunu göstermek için bu operasyonlara devam edeceğiz diyorlar. Hedeflerinde camiler, Helal dönerciler (bilseler helal dönercilerin çoğunluğu kimlerin elinde) ve sıkı durun nargile solanları ile at yarışları oynanan PMU dedikleri yerler var. Evet yanlış okumuyorsunuz garip bir şekilde nargile ve at yarışlarını İslamcılık ile bağdaştırıyorlar.

Velhasıl bu operasyonlarda bir dönercinin çatı katında (halka kapalı alanlarında) yerde iki seccade görülmüş. Yakınlarda bir ortaokul varmış ve “acaba bu dönerci iradesi zayıf çocukları elektronik oyunlarla kendine çekip namaz mı kıldırıyor” diye sorguluyorlar.

Yakında Allah demek yasak olacak, seccade kitle imha aleti sayılacak. Acizane 2013 yılından beri alarm veriyorum ama dinleyen yok. Bu gidişle Avrupa’da Müslüman katliamı yaşanacak adına “İslamcıları yok ettik” denecek. İslamcılık kriterleri de namaz kılan, oruç tutan kişiler olacak.  

Birileri için bunlar uçuk gelebilir ama görünen köy kılavuz istemiyor. Hele bir Türkiye’yi düşürsünler o zaman görün siz!

Yorumlar2

  • Bayram 3 yıl önce Şikayet Et
    Maalesef islam ülkesi olan güzel ülkemde eşcinseller geyler lezbiyenler bu kadar sesi cikiyor.kutsal kiblemiz kabeye hakaret yapiyor.elin frenkinde macron gibi kafirlerin bunlari yapmasi kacinilmaz.biz müslüman lar olarak haksizliga karsi susmamamiz gerekir.haklarimizi her ortamda aramaliyiz ki basarili olalim.inaniyorsaniz ki galip gelen siz olacaksiniz.la galibe illaĺah.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Yerli ve Milli 3 yıl önce Şikayet Et
    insanlar ne zaman firavun nemrut ebrehe ve orduları lut kavmi veya karun gibi gerek millet olarak ve gerekse kişi bazında bir ALLAHÜ TELA'nın gönderdiği Peygamber AS'ların ve dinine karşıtlık azgınlık sapkınlık yaptıkları zaman ALLAHÜ TEALA düşmanlarının daha dünyadayken cezalarını vermiştir fransa da belasını arıyor kaşınıyor !..
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat