İşleri hasta ziyaret etmek!
- GİRİŞ13.08.2012 09:15
- GÜNCELLEME13.08.2012 09:15
Avrupa’da yaşayan Müslümanların derdi bir değil ki çözsek. Kader onları buralara gönderdiğinde zorluğunu, imtihanını da yanında verdi. Öyle çetin bir imtihan ki kaybetmek çok kolay!
Para, kadın, hastalık, zenginlik ve yalnızlık! Bin bir çeşit dertler. Fransa’nın laik yapısı işi kolaylaştırmadı. Ölüsü bile dert olan Müslümanlar defnedilecek yer bulamadılar. Sanki bir Müslüman Mezarlığı Laik Fransa’nın temellerini çökertecekti.
Allah’tan bulunduğumuz bölge’de özerk bir durum olduğundan bazı şeyler daha kolay oluyor. Mesela geçtiğimiz yıl ilk defa Fransa’da bir Müslüman Mezarlığı açıldı. Daha önceleri “laik” mezarlıklarda bir köşeye gömülüyorlardı.
Özerklikten diğer bir uygulamada Hastane ve Hapishanelerde. Önceleri sadece Yahudiler ve Hıristiyanlar buralarda dini hizmetlerden yararlanırlarmış. Daha sonra Arap Müslümanların çoğalmasıyla din hizmetlerine Müslümanlar da eklenmiş. Burada din görevlilerinin işi vefat edenleri yıkamak, hastaları ziyaret etmek ve manevi destek olmak. Hapishanelerle ilgili detaylı bilgiyi başka bir yazıya bırakalım. Durum o kadar içler acısı ki aklınız durur.
Eskiden Türkler arası dayanışma çok daha güzeldi. Her akşam ya misafirliğe gidilir ya da misafir ağırlanırdı. Biri hastaneye düşerse herkesin haberi olur ziyaretlerin ardı arkası kesilmezdi. Zamanla misafirlikler azaldı, hastalananlardan bihaber olundu.
En sonunda ayıpladığımız Arapların durumuna düştük. Onlar bunu yıllar önce yaşadığı için çözümü kurumlara devretmişler. Hasta ziyaretçiliği ile cenaze yıkama görevi aynı kişiye devredilmiş. Yapılması gereken bir görev haline gelmiş.
Araplar bunu yıllarca yaparken gitgide çoğalan Türk hastalar karşısında dil sorunu ile karşılaşmışlar. Günlerce ziyaretçisi olmayan Türk hastalar olmuş. Önceleri cami ve cemiyetlerde hastanede yatanlar listesi olurdu. Tablo hala yerinde ama güncelleşmesi durmuş.
Geçtiğimiz aylarda annem de rahatsızlığından dolayı uzun bir dönem hastanede kaldı. Sağ olsunlar akraba ve çevre geniş olunca ziyaretler eksik olmadı. Ancak aynı katta kalan bir başka kadının kocası isyanlardaydı. Yıllardır cemiyetlerde görev yapmış, ancak eşini ziyarete gelmeyen kadın kollarına veryansın ediyordu. Babam yönetime durumu arz etmesine rağmen yine değişen bir şey olmamıştı.
Bir gün annemin yanında olmadığımız zamanda o hasta ziyaretçilerinden biri uğramış. Böyle bir şeyden haberi olmayan babam da detaylı bilgi almak için daha sonra o din görevlisini bulmuş.
Yıllardır hastane nezninde bu görevi yapıyorlarmış. Ne zaman bir Müslüman hasta gelse liste onlara ulaşıyormuş. Arzu edenler hemen ziyaret edilebiliyormuş. Babam da Türk din görevlisinin olmaması nedeni ile aday olmuş. Yaklaşık 1 aylık bir eğitimden sonra bir başka abi ile ilk Türk resmi hasta ziyaretçisi oldular.
Kurum işi ciddiye alıyor ve basit bir ziyaret olarak görmüyor. Eğitimde hasta ne zaman ziyaret edilir, nasıl konuşulur, ölümcül durumlarda nasıl teselli edilir hepsi öğretiliyor ve ziyaretler de beraber yapılarak bu işi kavramaları sağlanıyor.
Şimdi babam fırsat buldukça eline verilen liste ile Türk hastaları ziyaret ediyor. Özellikle dil bilmeyenler için ilaç gibi geliyor. Hastane de aylarca kalan insanların gözü hep kapıda olur. Konuşacak, dertleşecek bir dost arar. İşte babam ve arkadaşları bunun için çalışıyor. Gönüllü olarak yaptıkları bu iş için bayan gönüllülerin olmamasından yakınıyorlar.
Hayat bazen çok acımasız gibi geliyor. Bolluk döneminde, neşeli günlerde ne olacağım diye düşünmüyoruz. Ve bir gün yalnızlık kapımızı çalınca, dostlar etrafımızdan kaybolunca aklımız başımıza geliyor ama iş işten geçiyor.
Bu vesile ile de hasta ziyaretçiliği ile bu insanları yalnız bırakmayan gönüllüleri tebrik ediyorum.
Fatih KARAKAYA - Haber 7
karakaya.fatih@gmail.com
http://www.twitter.com/fkarakaya
Yorumlar4