Gül, padişah mı ki yargılanamasın!

  • GİRİŞ20.05.2009 12:19
  • GÜNCELLEME20.05.2009 12:19

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığının "Gül yargılanmalıdır" şeklindeki özetlenecek olan kararı öyle basit bir olay değildir.
Benim kanaatim odur ki "Gül yargılanamaz".. Ama bir kanaatim daha var ki o da şudur: "Cumhurbaşkanları da yargılanabilmelidir.."
Bu iki kanaate birden sahip olduğum için "Yazar herhalde ya bizimle kafa buluyor ya da kafayı dağıtmış" diyenler olabilir; açıklayayım..
Gül yargılanamaz; çünkü Anayasanın 105. maddesi açıkça "Cumhurbaşkanları sadece vatana ihanet iddiasıyla yargılanabilir" diyor.
Peki Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin yaptığı ne oluyor? Yaptığı düpedüz kendisine verilen hak, görev ve yetkiyi suiistimal etmek oluyor..
Bu arada bazı hukukçular diyor ki:
"Anayasada, cumhurbaşkanının sadece görevi esnasındaki söz ve eylemlerinden dolayı yargılanamayacağı yazıyor.. Oysa cumhurbaşkanı seçilmeden önceki söz ve eylemlerinden dolayı anayasada açık bir hüküm yok,. Dolayısıyla yargılanabilmelidir"
Bu yorum saçma sapan bir yorumdur; zira bu yorum yasaların sadece "lafzına" bakılıp yasaların "ruhunu" görmezden gelmeye benzemektedir.
Örneğin Kuran-ı Kerim'de açıkça "Namaz esnasında cep telefonundan e-mail göndermek günahtır" şeklinde bir yasak yer almıyor diye kalkıp bundan "Namaz esnasında mesıncırla sohbet etmek serbesttir" anlamını mı çıkaracağız?!
Oysa kıyas diye bir kavram vardır ve o kıyas da milletvekilleri için geçerli olan dokunulmazlık maddesidir..
Zira milletvekillerinin görev esnasında "dokunulmaz" olduğu bir cumhuriyette devletin başında oturan kişinin "dokunulur" olması eşyanın tabiatına aykırıdır..
Ama mademki "kıyas"ı kabul ettik; bu kıyastan bir "kıyas" daha çıkar.. Şimdi o "mukayeseyi" yapalım:
Cumhurbaşkanlarının tıpkı milletvekillerinde olduğu gibi, seçilmeden önceki söz ve fiillerinden dolayı görev başındayken yargılanması mümkün değilse, ki değildir..
O halde cumhurbaşkanları da tıpkı milletvekillerinde olduğu gibi, seçilmeden önceki söz ve eylemlerinden dolayı, görevi bir şekilde sona erdikten sonra yargılanabilmelidir..
Özetle, mevcut anayasamıza göre durum şudur: Milletvekilleri, ister seçilmeden önce ister görev esnasında olsun, işlemiş olduğu bir suçtan dolayı dokunulmazlık zırhıyla kaplıdır.. Ama milletvekilleri görevden ayrılınca bu zırh otomatikman kalkıyor..
Yine mevcut anayasamızın "ruhuna" göre cumhurbaşkanlarının hukuksal pozisyonu da aynen böyledir.. Yani Gül'ün görev süresi dolduğunda yargılanması gerekir.
Aradaki fark sadece şudur: Anayasa diyor ki:
"Görevi esnasında milletvekilleri herhangi bir suçu işlerse görevden ayrıldıktan sonra hakkında mutlaka yargılama yapılır.."
Fakat anayasa cumhurbaşkanı için diyor ki:
"Cumhurbaşkanı, görevi esnasında hangi suçu işlerse işlesin, görevdeyken de yargılanamaz görevden ayrıldığında da.. Bunun tek istisnası vatana ihanet suçudur".
Evet mevcut mevzuat böyle.. Peki mevcut mevzuat böyle de "olması gereken" mevzuat ne olmalıdır?
Anayasa değişikliği yapılmalı ve vatana ihanet suçu yanında "tüm suçlar da" (görevi sona erdikten sonra yargılanması koşuluyla) kapsama dahil edilmelidir.
"Efendim cumhurbaşkanlığı yüce bir makamdır, bir ayrıcalığı olmalıdır" şeklindeki görüş çağdaş ve demokratik hukuk devleti ilkelerine tamamen terstir.
Cumhurbaşkanlarının görev esnasında bir suç işlemeyeceği, işlese bile yargılanamayacağı hususu padişahlık devrine göre dönmekten başka bir şey değildir.
Ahmet oğlu Mehmet, sekreterine tacizde bulununca yargılanıyor da (Sayın Cumhurbaşkanımızı bundan münezzeh kılarak söylüyorum) bir cumhurbaşkanı tacizde bulunursa niye yargılanamasın? (Bkz: İsrail Cumhurbaşkanı..)
"Bir cumhurbaşkanı tacizde bulunmaz, zira o yüce bir kişiliktir" derseniz size şu soruyu sorarak taciz etmek isterim!
Sorum şu: "Peki yüce bir kişilik vatana ihanet eder mi?! "Edebilir ki" kalkıp anayasaya spesifik olarak bu suç unsurunu koymuşuz..
Yani bir cumhurbaşkanı "Vatan'ı basıp Dilek Önder'i taciz etmeyecek kadar yücedir" ama aynı cumhurbaşkanı "vatana ihanet edecek kadar cücedir" öyle mi?!

Fikri AKYÜZ - Takvim
fikri.akyuz@takvim.com.tr

Yorumlar8

  • mehmet selim günel 16 yıl önce Şikayet Et
    aynen katılıyorum. evet aynen katılıyorum,suç işleyen herkes yargılanabilmeli,asker,paşa,başbakan,cumhurbaşkanı,kim suç işliyorsa
    Cevapla
  • Ctürk 16 yıl önce Şikayet Et
    Sayın Fikri Akyüz... Sayın Fikri Akyüz..aynen katılıyorum aynen doğru,yani; "Hakimiyet kayıtsız Şartsız Milletindir" ilkesine rağmen; Biri Çıkıp; %47 Oy değil %100 oy alsanız ne yazar diyebiliyorsa,Anayasamızda olmamasına rağmen; Türban'a Başörtüsüne kılık kıyafetlere, ergenlik çağını aşmış,reşit sayılan hayatlarını kendi başlarına yönlendiren insanların okuduğu Üniversitelerde ek kanunlarla yasak koyuluyorsa..bunuda normal karşılamak lazım biz alışkınız böyle şeylere.
    Cevapla
  • asım ateş 16 yıl önce Şikayet Et
    GÜZEL.... TEŞEKKÜRLER...Doğru bir yaklaşım.
    Cevapla
  • Yusuf Çınar 16 yıl önce Şikayet Et
    Dokunulmazlık kriteri! -Yargıç Chp'li Moğultay'ın atadğı 5000 kişiden biri mi?. Milletin dinine inançlarına küfredenlerdenseniz, milleti inançlarından dolayı aşağılayanlardansanız; bu ülkede dokunulmazlığınız var. Ancak dine, millete yakınsanız her ne olursa olsun size dokulunulur. Acaba bu hakim şu Chp'li Moğultay'ın: "Yargıya 5000 kişi atadım. MHP ve Rp'lileri mi atayacaktım?" diyerek itiraf ettiği atamalardan mı? Nedense bu ülkede her bir haltı yiyen, darbe isteyen, mahkemeyi tehdit eden (367 meselesinde Baykal tehtidi) Chp ve müttefiklerine hiç dokunulmaz.
    Cevapla
  • yorgun 16 yıl önce Şikayet Et
    bence... neden bu kadar tepki veriliyor anlayamıyorum. bence yargılanabilmeli. herkes yargılanabilmeli. milletvekilleri de.. sonuçta adalet doğruyu gösterecektir.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat