Tepmeli Tepki
- GİRİŞ19.11.2010 07:04
- GÜNCELLEME19.11.2010 07:04
Tepki kelimesi tam bize göre bir sözcük. Gözünün üstünde kaşın var deyip bahane üretenler için bulunmaz Hint kumaşı. Ne de olsa uyarmak, ikaz etmek ve eleştirmek klasımıza pek uygun kelimeler değil.
Reaksiyon kelimesi bile bu saatten sonra kesmiyor insanı.
İlle de tepki olmalı, çünkü her tepki bir tepme ile beraber gelen tekmenin şiddetini barındırır bünyesinde.
Hata yapanları hatalarını anlayabilecek düşünme payından mahrum etmek son zamanların en karakteristik tavrı.
Kimi zaman bu tavır en ufak sebepten dahi bir linçe dönüşebilmekte, doğru-yanlış cetvelini de aşarak muarız ve muhalif bellediği kişinin idamına hükmedebilmektedir.
Geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalında programa katılan başörtülü hanıma gözlerindeki sürmeden dolayı gösterilen izleyici tepkisi tam da yukarıdaki tanıma denk düşen nitelikte bir tepkiydi.
Programa gelen tepki mesajlarının kahir ekseriyeti başörtülü hanımın benim hiç fark etmediğim yüzündeki makyaj ve gözlerindeki sürme ile ilgiliydi.
Fark etmedim, çünkü konuşan kişinin gözlerine değil sözlerine bakmak gerektiğini biliyordum.
İzleyicilerden gelen tepkilerin en üzücü ve en düşündürücü olanı İslami bir hassasiyet üzere tepki gösterdiğini söylerken bol hakaret ve ağır ithamlarla dolu olmalarıydı.
Ne menem izleyicilerdi ki bu insanlar dağdan gelip bağdakini kovma niyeti taşıdıklarını saklamadan destursuz bağa girmişler ve üzümü bırakıp bağcıyı dövmeye kalkmışlar.
İzleyici tepkisi denilen şeyin görüntüye takılıp kalan, görüntüden ileriye gidemeyen bir hareket olduğu bir kez daha tescillenmiş oldu.
Televizyon izleyicisi ne zamandan beri ekrandaki insanların görüntüleriyle söylemlerinin uyuşup uyuşmadığını test etmekle görevli kılınmıştır?
Milleti dinî sınırlar testinden sınıfta bırakanlar kendilerinin bu tavırlarıyla ahlak sınavından kaldıklarının hiç farkında bile değiller.
Örtünmek kadın bedenini büsbütün dikkat çekici taraflarından bertaraf etmek için her zaman yeterli olmayabilir.
Ne kadar örtünürse örtünsün boy-bos ve endam özellikleri itibariyle yine de dikkati calip olan kadınlar vardır.
Böyle bir durumda kadının dikkat çekici fiziki özelliklerini setredecek olan konuşurken, yürürken, otururken kalkarken ortaya koyacağı vakarıdır.
“Mü'min kadınlara söyle: 'Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç” (Nur Suresi/31) Kadının bedeni kendisi için bir ziynet olduğuna göre bu ziynetin kendiliğinden –ne kadar örtünse de-görülebilir olan kısımları (el-yüz-boy-bos vb.) her zaman olacaktır.
Kadına ait bu müstesna kısımların tesettürü ona yönelen yabancı erkeklerin bakışlarını çevirmesi ve edeplerini muhafaza etmesiyle tamamlanacaktır.
Örneğin göz rengi son derece belirgin olan bir kadın kendini korumak için gözlerini kapayarak gezip dolaşamayacağına göre, haddini bilen erkeklerin bakışlarına hâkim olmaları meseleyi çözmeye yetecektir.
Erkek tesettürünün lafının bile edilmediği bir ortamda kendi kültür ve beğenisine göre başını şöyle ya da böyle örten hanımların örtünme biçimlerinin sürekli tartışma konusu yapılması tek tipçiliğe dayanan insan mühendisliğinin nerelere kadar uzandığının göstergesidir.
Tepki gösterme biçimi yanlışı ortadan kaldırmaya yönelik bir hareket olmuş olsaydı ve şahıslara dair çok yönlü bir operasyona dönüşmeseydi şimdi bu konuları konuşmuş olmayacaktık.
Tepme ve tekmeleme yollu gösterilen tepki ne yazık ki yanlışlara dokunmak yerine yanlış yaptı zehabına kapıldıkları kişileri rencide edip ortadan kaldırmaya hizmet etmektedir. İffet sadece belirli organlarla sınırlı bir hassasiyetin adı değil, el ve dilin yanı sıra vefa, sadakat ve dürüstlüğün de kol gezdiği yerlerin adıdır.
Her türlü elbise insan nefsinin fırtınalarıyla savrulur ya da açılır; sadece takva elbisesidir sımsıkı sarıp insanı kendine iade eden.
Hüseyin Akın
Yorumlar1