Sokak çocukları sizin neyiniz oluyor?

  • GİRİŞ24.12.2010 07:02
  • GÜNCELLEME24.12.2010 07:02

Yeni Dünya dergisi Aralık sayısında nedense kimsenin üzerine alınmadığı bir konuyu kapağına taşıdı: Sokak Çocukları.

Sokakta, köprü altlarında, alt geçitlerde, bankamatik kulübelerinde sabahlayan çocuklar kimseyi harekete geçirmemesi bir tarafa hiç kimsenin yüreğini de burkmuyor.

 Ne cemiyet ne de cemaat mensupları bu meseleyi kendi meselesi olarak görmüyorlar.

Sanki bu çocuklar gökyüzünden yeryüzü boşluğuna fırlatılmış kader kurbanlarıymış gibi onları bu durumdan kurtarmak için ne yapabiliriz üzerinde düşünen de yok.

 Köprü altlarında dizlerini karnına çekmiş, kendi ısısıyla uyumaya çalışan bu çocuklara biraz yaklaşırsanız mutlaka bir yerlerden yakınınız olduğunu hiç de size yabancı olmadığını rahatlıkla fark edeceksiniz.

Sokağa düşen çocuk herkesindir.

Aç kalmasında, üşümesinde, eli kalem tutacak yaşta zararlı alışkanlıklara müptela olmasında sorumluluk sahibi her insanın payı vardır.

 Bir zulme tanık olmak her şeyden evvel kişiye insan olma mesuliyetini hatırlatır.

Mademki oradasın ve bu zulme şahit kılındın yapman gereken iki şey var: ya zulmü/zalimi bertaraf edeceksin ya da mazlumu uğradığı haksızlıktan ve düştüğü yerden kaldıracaksın. Burada bir üçüncü yol yoktur.

Üçüncü yol tanıklığının izlerini silme gayretidir ki bunun adı görmezden gelmektir. Görmezden gelen kişi ise üzerine giyindiği körlüğü satın alandır.

Bu sebeptendir ki genelevine düşen kadınların içinde bulunduğu durumla yüzleşmek varken bize görmezliği gösterecek gözlüklerimizi takarak onlara itina ile isim beğeniriz: Hayat kadını.

Hayatın bir kadın üzerindeki izdüşümü nasıl böyle bir sokakla birleşir onu ‘kadının adı yok’ diyenlere sormalı.

Ya sokakla çocuğu birbirine küstürecek zıt kutuplarda bir araya getiren “sokak çocuğu” tabirine ne demeli?

Sokaklar evlere bu denli sırt dönüp evler sokakları başından mı savdı denilmek isteniyor acaba?

Bütün dünya sanki ağız birliği etmişçesine evlerin dışarıya püskürttüğü çocukları kendi tanımına sığdırmak istiyor.

 Çocukların hafızalardaki yeri kirli.

Hayatın ahenkli ve olumlu bir akış olduğuna dair inancımızı sürdürmüş olsaydık acaba bedenleri satışa konu olan kadınlara ‘hayat kadını’ ya da sokak iyi bir çağrışım yapmaya devam etseydi evsiz yavrucaklara “sokak çocuğu” der miydik?

Dünyanın bir kısmında Chices (Tahtakurusu) bir kısmında Saligoman (Kirli çocuklar) ve benzeri sıfatlarla anılan, çelimsiz bedenleriyle hayatın zorlukları karşısında bir başına bırakılan çocukların nazarında dünya denilen yer her geçen gün emniyetsiz bir mekân olmaya devam etmektedir.

Kendini soğuğun, açlığın ve sefaletin saldırılarından korumaya çalışan kimsesiz çocuklar için dünya zemini göçmüş, duvarları yıkılmış, tavanı çökmüş bir yerdir artık.

Herkesin zulmünden bir parça nasiplerini alan bu çocukların ne zekâtta bir hissesi ne sadakada bir yeri ne de kendilerine dolaysız ulaşan bir devlet eli vardır.

Manzaranın hüzün verici tarafı da budur zaten.

Bir iki gönüllü kuruluşun dışında aile ortamından uzak sokakların insafına terk edilmiş çocukların yaşadıkları dram, içinde bulundukları durum zihni anlamda kayıtlara geçmiş değil.

Hiç kuşkusuz ki hayatlarını izbe mekânlarda sefalet içerisinde geçiren bu çocuklar hepimizden fazlasıyla alacaklıdırlar.

Biz onların yaşadıklarını müşterek problemlerimiz arasına dâhil etmezken onlar kendi bedenleri ve ruhları üzerinde yaptıkları öz kıyımla bir çeşit toplumdan alacaklarını vicdani anlamda tahsil etmeye çalışıyorlar.

Şayet görsel bir tanıklık değil de vicdani bir şahitlik yapmış olsaydık; hasbelkader orada bulunmak yerine orada olmuş olsaydık, gördüğümüz ya da önümüze çıkan şeylerin seyircisi olmaz değiştiricisi ve dönüştürücüsü olurduk.

Çocuklara sahip çıkmanın yolu onları ümitsiz bir gençlik ve olgunluğa taşımaktan değil, evlerin nereye baktığını, sokakların ne tarafa aktığını bilip yaşadığımız hayata göz kulak olmaktan geçiyor.

Hüseyin Akın
akinakinhuseyin@hotmail.com

Yorumlar11

  • Kamil 14 yıl önce Şikayet Et
    atıp tutmak kolay. bu işler tek tek kişilerin yada cemaatlerin yapacağı işler olamaz,asıl yazarın çok güzel bir tespiti var haber yapmışsınız ama yardım ? üstelik sokak çocukları ile ilgili başta beldiyeler olmak üzere bir yığın kuruluş hizmetler veriyor ama bir arkadaşın anlattığı gibi bu insanlar her zaman çok masum olmayabiliyorlar,yurtlara alınıyorlar,temizleniyorlar,önlerine yemek getiriliyor ama bir zaman sonra bakıyorsun kaçmış yine sokaklara,peki niye ? onlara sormak lazım,soruluyor da ,cevap sokakta mutluyuz ....!
    Cevapla
  • nidayi sevim 14 yıl önce Şikayet Et
    Ben insanım diyene.... Yazar yazacağını yazmış, kaleminin hakkını vermiş. İnşaallah biz de okuduğumuzun hakkını veririz. Rabbim, insanım diyen herkese, zulmü/zalimi bertaraf edecek, mazlumu uğradığı haksızlıktan ve düştüğü yerden kaldıracak şuur ve güç versin...
    Cevapla
  • faran 14 yıl önce Şikayet Et
    sayın ÇALIK.. müslümanlar bu işe el atıyor.ve fakat el atanların gücü çok sınırlı.gücü olanların ise çok daha BÜYÜK hizmet alanları var! malum bazıları sadece zengin seviyor!!
    Cevapla
  • Nihat ÇALIK 14 yıl önce Şikayet Et
    Dünyayı değiştirenler. Neredesiniz. Hep büyük işler yaptığını iddia eden, büyük büyük laflar eden, dünyayı değiştirme gayreti içinde olan, büyük sarmayelere sahip cemaatler, zenginlik, lüks, şatafat içinde yüzen beyaz tükler, müslüman zenginler. Neredesiniz. İşte el atacak, " hizmet" edecek bir alan. Buyrun bakalım sokak çocuklarıyla kimler ilgilenecek görelim. Ama değil bu yazı bununla ilgili onlarca, yüzlerce duygusal yazı yazılsada malum kişi ve cemaatler bu konuya el atmazlar. Çünkü geriye dönüşü olmayan bu. Ucunda para yok
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • mehmet ali 14 yıl önce Şikayet Et
    romantik yorumlar çok güzel ama ya gerçek?. bu çocukların pek azı yuva özlemi çeker.ezici çoğunluğu vahşi hayvan tabiatındadır.yani yuva ,aile onlar için evcil hayvan olmaktır.baba nasihati,anne tavsiyesi onlara zurna sesi gibi gelir.oysa onlar sahipsiz sokaklarda özgürce vahşi doğada yaşayan özgür hayvanlar gibi yaşamayı ister.kavga,ölüm,güç gösterisi,hakimiyet,sinme ve sindirme,korku verme,çalışmadan kazanma,bedavadan yaşam onların hayat felsefesi.kendinizi kandırmayın.yetiştirme yurtlarına bakın.bunlar artık geri dönüşümsüz defolu birey olmuştur.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat