AK Parti nasıl kurtulur?

  • GİRİŞ23.06.2009 06:19
  • GÜNCELLEME23.06.2009 06:19

'AK Parti ve Gülen'i bitirme suç-eylem planı' gündemden düşmüyor. Düşmemesi de lazım. Ancak bazı medya kuruluşları, en basitinden gazeteci, olmadı demokrat refleksleriyle planın üzerine gitmek yerine, planı adeta uygulamaya geçiren yayınlar yapıyor.
Ama 'darbesever medya'dan da demokrasiyi kurmasını veya kurulmasına katkıda bulunmasını beklemek abes. Mesele 'o' medya değil; ortaya saçılan suç-eylem planının asıl muhatabı, halk ve halkın siyasal uzantıları. Siyasetteki hedef belli; AK Parti. Bu, üstelik bugünün meselesi de değil. 28 Şubat sürecinde İstanbul Belediye başkanlığından alınıp cezaevine konuldu Tayyip Erdoğan. Yetmedi, siyasî yasağa maruz kaldı. Olmayınca da partisi hakkında kapatma davası açıldı. Aradaki vaka-i adiyeden komploları saymıyorum. Yani bütün bunlar eski bir hesap. Muhatap da sadece AK Parti ve Erdoğan değil. Tezgâh, 14 Mayıs 1950'de DP'nin ilk serbest seçimi kazanmasıyla başladı. Demokrasiyle kaybedeceğini görenler ve zaman içinde iyice anlayanlar, demokrasiye ve millî iradeye komplolar kurmaktan hiç vazgeçmediler. Hani Başbakan diyordu ya; 'bu şarkı burada bitmez' diye, birilerinin de 'bu şarkı'yı bitirme girişimleri bitmez. Ancak bugün AK Parti'nin şansı, arkasında çok yüksek bir halk desteğine sahip olması ve uluslararası konjonktürün 'demokratik güçler'den yana tavır sergilemesi. Böyle bir ortamda Türk siyasetinin üzerine çöreklenen elli yıllık vesayeti ortadan kaldırmak mümkün. Sonuç, AK Parti'nin alacağı tutuma bağlı.

Kapatma davası sürecinde ve davanın 'kapatmama' ile sonuçlanmasının ardından AK Parti içinde 'sistemle uzlaşalım' lobisinin güç kazandığını söylemek mümkün. Hatta bunlar, partinin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmamasını sağlayan gücün kendileri olduğunu ileri süreceklerdir. Paralel bir şekilde bazı AK Partililer de mahkemenin AK Parti'yi para cezasıyla salıvermesini 'sistem'in partiyle, hükümetle ve Başbakan'la uzlaşı arayışı olarak yorumlayacaklardır.

Yanılırlar böyle düşünenler. 'AKP'yi bitirme planı'nın ortaya çıkması, bu yaklaşımların doğru olmadığını gösterdi. Daha birkaç ay öncesine dayanan bir 'bitirme planı' var. Yani Ankara'daki güç odaklarıyla 'anlaşalım da rahatlayalım' beklentisi, AK Parti için intihar. 'Bu plan' çerçevesinde yeni bir kapatma davası açılması da ihtimal dışı değil. AK Parti'yi rahatlatacak tek şey 'daha fazla demokrasi, daha derin hukuk devleti ve daha hızlı AB sürecidir'. Ankara oligarklarını bunlardan başka geri püskürtebilecek güç yok. 'Ankara'nın ayak oyunlarını çözdüm, partiyi de kapatılmaktan kurtardım' havası sadece partiyi değil, asıl, demokrasiyi de sıkıntıya sokacak yeni bir sürece davetiye çıkarıyor.

Son planın deşifre edilmesi, belki de bu AK Parti için son şanstır, geri dönülmez bir güzergâh üzerindeki son çıkış noktası. Demokrasi dışı odakların halktan bu kadar koptukları, küresel yapılardan bu kadar dışlandıkları bir başka konjonktür zor bulunur.

Her şey bir yana, hükümetin temel telaşı, demokrasiyi tahkim edecek adımlar olmalı. Bunun başında yeni anayasa veya kapsamlı bir anayasada değişikliği gelir. Parlamento içinden ve dışından siyasî partilerin de katıldığı bir süreç olmalı elbette bu. Ama diğer siyasî partilerin katılımı şartına bağlanan bir yeni anayasa veya kapsamlı bir değişiklik bir adım mesafe alamaz. Demokrasinin tahkimi yönünde vazgeçilmez önemdeki bu adımların atılması, CHP'nin iyi niyetine veya MHP'nin siyasal manevralarına emanet edilemez. Her halükârda yapılacak anayasa çalışmasının referanduma götürüleceğinin ilanı, mutabakatın adresini de gösterir.

AK Parti'nin kaderi 'tam demokrasi'nin kurulmasına bağlı. Aksi halde bitirme planlarından yakasını kurtaramaz. Demokrasi de askerle mutabakat üzerinden kurulamaz. Mutabakat söylemi ancak ve ancak elli yıllık 'vesayet rejimi'ni meşrulaştırmaya yarar. Bir de AK Parti'yi Demirel'in AP'sine dönüştürmeye... 

İhsan Dağı - Zaman
i.dagi@zaman.com.tr

Yorumlar17

  • mehmet tokat 16 yıl önce Şikayet Et
    Said Nursi ne diyor? Kahraman ordu ve imanlı millet. işte bizi çukurdan kurturacak, cehennemin kıyısından kurtaracak tek çözüm budur. orduya değil, ordu içinde, bürokraside, mecliste çöreklenmiş karanlık odaklara karşı çalışılmalı. orduyu yıpratmak akıl karı olmaz çünkü ergenekona karşı faaliyet yapan yine ordu oluyor. ordu izin veriyor. ama imanlı millet en önemlisi. işte karanlıkları giderecek en büyük formülü Said Nursi söylemiş. bunu uygulamak önemli.
    Cevapla
  • emre genc 16 yıl önce Şikayet Et
    AK Partinin bazı reformlara gücü yetmiyor olabilir bu yeni bir tez değil.. söylenegelen bir görüştür. AK Parti sağ yani muhafazakar demokrat, liberal düşünceye sahip siyasetçileride barındırdığı için liberal diyeceğimiz politikaları olan bir parti. lakin 85 yıllık süreçte SÖZDE ve SAHTE kemalist rejim ve Cumhuriyetçilik bu ülkenin öyle bir kaderi olmuştur ki, insanlar sahteliklerin içinde yaşadığının farkına varamamışlar. ama bugün AK Parti bu kaderi, bu makus talihi değiştirmeye gelmiştir. elbette onun karşısında Atatürk ve Halk düşmanı, sözde laik, militarist, despot, ceberrut güçler yerlerini almışlardır
    Cevapla
  • nadirkelleci 16 yıl önce Şikayet Et
    eğer halk nankörleştirilirse olur, nankör olmayan bu toplum iyiliği görür... öyle değilmi, bence öyle, ecevite dervişe bahçeliye tahammül edenler şimdi aslan gibi başbakan cumhurbaşkanı varken nankörlük edipte, kimi seçecek baykalmı bahçelimi ahmet türkümü, kimi, kim var kimse yok çünkü öyle bir konumdayızki her kez kirli..
    Cevapla
  • süleyman kadirler 16 yıl önce Şikayet Et
    İŞTE TÜRKİYE CUMHURİYETİ GERÇEĞİ. Sn. yazar tam OBJEKTİF ETİK bir makaleyle ÜLKE gerçeklerini dile getirmiş kendilerini ATATÜRKÇÜ ve CUMHURİYETÇİ diye adlandıranların aslında GAZİ M.K.ATATÜRKÜN HALKA "HAKİMİYET KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR" diyerek TBMM'sini kendi ÖZGÜR İRADELERİ ile DEMOKRATİK olarak seçmelerini istediği ilkesini ve CUMHURİYET REJİMİNİN olmazsa olmaz gerçeği olan HÜR SEÇİMİ kabul etmeyen bu ANTİ DEMOKRAT VESAYETÇİLER aslında ATATÜRK ve CUMHURİYET TAKİYECİSİ olup onlara verilecek en ufak TAVİZ ülkeyi karanlığa sürükler.
    Cevapla
  • musa baysal 16 yıl önce Şikayet Et
    yandı o zaman. ak partinin kaderi, tam demokrasiye,onun yoluda yeni ayayasadan geçiyorsa ,ak partiye şimdiden bitmiş gözüyle bakabiliriz.2007 seçiminden hemen sonra bir taslak çalışması FOS! daha sonra bir çalışma yine FOS! demekki güçleri yetmiyor,sayı hesabıyla olmuyor.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat