Kimse kızmasın, darbecime âşık oldum!

  • GİRİŞ13.01.2012 08:55
  • GÜNCELLEME13.01.2012 08:55

12 Eylül darbecilerinin yargılanmaya başlamasıyla oluşan sessizliğin farkında mısınız? Haklarında hazırlanan savcılık iddianamesi mahkeme tarafından kabul edilenler sanki yoldan geçen ihtiyarlar.

Kenan Evren'in, gençler için 'asmayıp da besleyecek miyiz?' sözünü unutmuş gibiler. Asılanlar arasında 'bir sağdan bir soldan' dengesini gözeten 'Evren Paşa'larını sevmişler anlaşılan. Onun yargılanmasına yürekleri dayanmıyor. Çıkıp, 'iyi yaptı, darbe gerekiyordu' diyemeyecekleri için de sessiz kalmayı tercih ediyor, bu tarihî olayı görmezden geliyorlar.

Ne yaparlarsa yapsınlar, 12 Eylül darbecilerinin yargılanması bir dönüm noktasıdır. Biliyoruz ki artık darbe heveslileri rüyalarında 'Çankaya'yı değil, 'Silivri'yi görecek, darbede 'istikbal' aramak yerine işlerini yapacaklar. Ne siyasete ne de halka dayatmalarda bulunmaya kalkışmayacaklar. Kalkışanlar bugün 'başarılı' olsalar bile yarın hesap vermek zorunda kalacaklarını akıllarından çıkaramayacaklar. Yani, 12 Eylül'ün yargılanmasında mesele sadece bir 'adalet' arayışı değil, ülkenin 'demokratik geleceği'ni sağlama alma ihtiyacıdır. Ha, adalet az iş midir? Kesinlikle hayır. 12 Eylül 'boru değildir' ülkeyi altüst etmiş bir askerî darbedir. Meclis kapatılmış, meşru hükümet düşürülmüş, siyasî liderler tutuklanmıştır, tüm seçilmişler yerlerini askerlere bırakmıştır.

650 bin kişi gözaltına alınmış, 1 milyon 683 bin kişi fişlenmiş, 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarılmıştır. Askerî yönetim boyunca kuşkulu ölümlerin toplamı 419 kişidir. 50 kişi idam cezasıyla öldürülmüş, aralarında 3 bin 854 öğretmen, 120 üniversite öğretim görevlisi ve 47 yargıç da olan toplam 14 bin 509 memurun işine hiçbir hukuki süreç işletilmeden bir emirle son verilmiştir. 350 bin kişinin pasaportları alınmış, seyahat özgürlükleri yok edilmiş, siyasî partiler ve sendikaların yanı sıra 23 bin dernek kapatılmıştır. Bu adamların 12 Eylül'ünde hukuk iğfal edilmiş, İstiklal Marşı cezaevlerinde bir 'işkence aleti' haline getirilmiştir. Böyle bir tablo karşısında gecikmiş de olsa 'adalet' talebi son derece meşrudur. Davaya müdahil olmak isteyen binlerce kişiyi dinlemeye başladığımızda mağduriyetin, eziyetin, işkencenin boyutlarını bir kez daha göreceğiz.

Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz


İhsan Dağı / Zaman

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat