Hizbullah olayında medya da suçludur
- GİRİŞ09.01.2011 09:06
- GÜNCELLEME09.01.2011 09:06
Yani klişeciydi. En sık müracaat ettiği klişe başlıklardan biri de “Suçlu ayağa kalk!” idi.
Gazetecilikte belirli durumları ifade eden başlık kalıplarının zamanla klişeleşmesi, aslında bunların geçerli ve isabetli oldukları için rağbet görmelerinin sonucudur. Klişe başlık, özünde iyi başlıktır aslında.
Türkiye’de tam da bu klişeye oturan, “Suçlu ayağa kalk!” dedirtecek bir olay yaşanıyor. “Hizbullah sorumlularının, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK), tutukluluk halinin 10 yılı geçmemesini emreden 102. maddesinin yürürlülüğe girmesi neticesinde cezaevinden salıverilmesi” olayı...
Hadisenin işaret ettiği sıradan gerçek, adaletin bu ülkede bütün müesseseleri ve kavramlarıyla çökmüş olmasıdır.
Peki, suçlu kim? Kim ayağa kalksın?
188 kişiyi öldürmek ve 84 kişiyi de yaralamaktan sorumlu tutulan bu Hizbullahçıların yargılanması Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 9 yıla yakın bir süre alıyor. Ardından dosyaları geçen ekimde Yargıtay 9. Daire’ye geliyor. Bunlar olurken sanıklar tutukluluklarındaki onuncu yılı dolduruyorlar ve CMK 102’nci madde gereği salıverilmeye hak kazanıyorlar.
Toplumun vicdanında suçlu olduklarını bildiğimiz bu Hizbullahçıların hukuka göre suçlu olup olmadıklarını maalesef halen bilemiyoruz... Ama yargı sisteminin, söz konusu sanıkların 10 yıl tutukluluğun ardından hâlâ hüküm giymelerini ya da beraat etmelerini sağlayamamış olmasının suçlusu kim ve suç nerede, işte onu biliyoruz.
Birinci sırada tarihsel olarak Türkiye Cumhuriyeti var... 87 yılda vatandaşı için düzgün işleyen ve adalet sağlayan bir yargı sistemi yaratmaya, en az devletin güvenliği kadar öncelik vermediği için... İkinci sırada onun suç ortağı siyasi liderler ve bütünüyle siyaset sınıfı. Üçüncü sırada, vereceği oyun karşılığında “adalet”i, ekmek, iş, yol, su ve elektrik gibi somut bir talep olarak siyasetçinin önüne koymayan, bu haliyle de adalete ihtiyacı olmadığını düşündüren seçmen...
Dördüncü sırada, tek başına iktidar olarak geride sekiz yılı bıraktığı halde yargıyı islâh etmeye öncelik vermeyen AKP hükümeti. Bu konuda hiçbir mazeretleri yoktur. Öncelikleri arasına kömür dağıtmak kadar yargı reformunu da koysalardı.
Ve nihayet beşinci sırada medya vardır; hem “düzgün işleyen adalet” talep eden bir kamuoyu gündemi yaratamadığı ya da bunu aklına getirmediği için, hem de bu son Hizbullah olayında gazetecilik yapmadığı için. Bu son husus itibarı ile yandaşlar ve yandaş olmayanlar arasında bir fark yoktur.
Şimdi halay çekerek tüm Türkiye’ye nanik yapan Hizbullahçılar “Suçlu ayağa kalk!” dedirtirken, hep birlikte ayağa kalkması gerekenler oturdukları yerden, kendileri gibi oturan başkalarını işaret edip, “Onlar yaptı, biz masumuz” diye ifade veriyorlar. Hâlbuki bütün Türkiye suçlu...
Yorumlar1