Laikçi Erdoğan

  • GİRİŞ18.09.2011 09:39
  • GÜNCELLEME18.09.2011 09:39

Başbakan Erdoğan bu geziye, hemen öncesinde İsrail’e soğuk savaş ilan etmiş ve bu ülkeyle sıcak savaşı da göze almış, yani İsrail karşıtlığını birkaç ölçek daha büyütmüş bir ülkenin lideri olarak çıktı.

Zamanlama ve içerik bakımından iyi tasarlanmış ve ardından ustaca uygulanmış bir hamleydi bu.

Bu yeni atılımın taze ve olgun meyvelerini, Kahire, Tunus ve Trablus’taki “Arap sokakları”ndan büyük bir hazla topladı Başbakan ve beraberindekiler...

Erdoğan’ın siyasi misyonu, gidilecek “Arap sokakları”nı önceden coşturmakla stratejik skorlar kaydetti.

Arap Baharı” turunu daha geniş bir açıdan, Ramazan’daki Somali gezisiyle aynı bağlama oturtarak irdelemek lazım. Böyle yapınca, artık elle tutulur, gözle görülür bir hal almış bulunan “Ortadoğu’da liderlik arayışı”nın en azından bir boyutunda, AKP misyonu tarafından merhale kat edilmiş olduğu görülüyor.

Bu boyut siyasi liderlik midir?

Hayır, tabii ki değil. İdeolojik liderlik hiç değil. Olamaz ve zaten olmasın da...

Ama evet, “ahlaki liderlik”tir...

Geniş Ortadoğu’nun Gazze’deki mazlumlarına, Somali’deki açlarına, Suriye’deki müstebitin zulmettiği insanlarına ve Mağrip’te despotlarını henüz devirmiş istibdat mağdurlarına maddi ve manevi bakımdan sahip çıkma çabası...

Arayış, böyle özetlenebilir...

Kahire, Tunus ve Trablus’taki sokak manzaraları, Başbakan Erdoğan’ın ilk Arap Baharı günlerindeki bocalama ve kararsızlıklarının üzerine sünger çekti; Türkiye’nin Ortadoğu’daki bu değişimden yana saf tuttuğunu dünyaya gösterdi.

Daha da ötesinde bu gezi, “Erdoğan” adının çevresinde, karizması, gücü ve etkisi Türkiye’nin sınırlarını aşmış bir liderlik haresi oluştuğunu gösterdi.

“Arap Baharı”, ne Ankara ne de dünyadaki başka bir siyasi merkez tarafından öngörülebilmişti...

Yazının devamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz

Kadri Gürsel - Milliyet

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat