PKK ve entelektüel terörizm

  • GİRİŞ18.08.2015 10:34
  • GÜNCELLEME18.08.2015 10:34

Bu çevreler, 90’lı yıllarda terörle mücadele sırasında yapılan bazı vahim hataların kamuoyunda bıraktığı olumsuz izlenimden yararlanmak istiyorlar. Yaptıkları barış çağrılarında terör örgütünün silah bırakmasından söz etmeyerek ve sürekli 90’lı yılları anımsatarak hükümeti ve güvenlik görevlilerini baskı altına almaya, operasyonların etkisini kırmaya, en azından önlemleri yumuşatmaya yelteniyorlar. Entelektüel terör denilen, yalan, iftira, çarpıtma, algı yaratma, sindirme, medya kampanyası yapma, imza toplama, politik linç yöntemlerini iyi bildikleri için etraflarına adam da topluyorlar. 

Her şeyden önce bir noktayı açıklığa kavuşturalım: 90’lı yıllarda birden zirve yapan terör eylemlerine karşı verilen mücadelede provokasyonların yanında birçok hatalar, eksiklikler ve hak ihlalleri görülmüştür. Ancak aynı yıllarda teröre karşı kararlı bir tavrın varlığı da su götürmez bir gerçektir. Bugün operasyonlara karşı çıkan ve teröre çözüm yolu olarak sadece görüşme ve uzlaşma önerenlerin tavrı ise aslında teslimiyetten ibarettir ve günahıyla, sevabıyla mücadele verenler benim için bozgunculardan evladır. 

Diyorlar ki, operasyonlarla sonuç alınamayacağı son 30 yılın deneyiminde görülmüştür. Halbuki terörün alınan önlemlerle en az iki kez bitme noktasına geldiği bir gerçektir. Bu bir yana, özellikle son dönemde kanıtlanan başka bir gerçeklik vardır ki o da terörle mücadelede görüşmeler yoluyla kesin bir sonuca ulaşılamayacağıdır. Terörist elindeki silahı tamamen bırakmadıkça her an tetiği çekebilir. Bir ülkede devlet dışında başka bir örgüt silahlı güç oluşturduysa elbette elindeki silahlarla ülkenin bir bölümünde gizli ya da açık biçimde iktidar peşinde koşacaktır. Hatta terör örgütü, kendisi ve varlığı için yararlı gördüğü anda elindeki silahı başka ülkelerde bile kullanacaktır. Bunun aksini düşünmek aymazlıktır, şaşkınlıktır ya da açıkça kötü niyetli olmaktır. Zaten Türkiye’de olayların gelişimi de tam olarak bunu göstermiştir. PKK’nın kendi isteğiyle ve herhangi bir hak veya konum elde ettiğinde silah bırakmayacağı defalarca kanıtlanmıştır ve bu nedenle artık operasyonlardan geri dönüş yoktur. 

Bu çerçevede, entelektüel terörizmin propaganda kurşunları askere, polise sıkılan kurşunlardan daha tehlikelidir. Son 15 yılda yoğun ve ideolojik bir liberal propaganda ile vatanseverlik, yurttaşlık bilinci, toplumsal dayanışma, devlet, bayrak, millet ve vatan kavramları topa tutulmuş, geçmişimize ve geleceğimize sahip çıkan her türlü girişim barış düşmanlığı, dikta, faşizm özlemi gibi soyut kavramlarla engellenmek istenmiştir. Totaliter ve terörist bir örgüt olan PKK bu çevrelerce demokrat ve barışçı bir kuruluş olarak parlatılırken ülkesini ve halkını savunan devlet her türlü haksız suçlama ve iftiranın hedefi yapılmıştır. 

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat