Terörün fikir babası Fransa

  • GİRİŞ17.11.2015 09:58
  • GÜNCELLEME17.11.2015 09:58

Canları istediğinde Müslüman, kimi zaman da İslam dışı olan bazı mezhepçiler de onlara katıldı. Hâlbuki terörün mucitleri de, en büyük uygulayıcıları da Batılılar olmuştur ve onların en başında da Fransa gelir. 

Fransız devriminde terör dönemi 

Terör tarihte ilk defa 1789 Fransız Devrimi ile ortaya çıkmıştır. Bu devrimin zirvede olduğu döneme ”terör dönemi” denir. Latince kaynaklı olan terör sözcüğü bir toplumun direnişini kırmak için onu korkutmak ve kolektif yıldırma yoluyla sindirmek anlamına gelir. 

Bilindiği gibi Fransız devriminin amacı kapitalist sisteme geçmektir. Değer yargıları zayıf, egoist İngiliz ve Hollandalılar herkesin herkesle rekabetini öngören bu sisteme kolaylıkla uymuşlardır. Fransızlar'ın önemli bir kısmı ise inançlı Hıristiyan olduklarından direnmişler ve bu ülke kapitalizme geçmekte 150 yıl geri kalmıştır. İşte Fransa’daki terör döneminde (5 Eylül 1793- 28 Temmuz 1794) gerici, tutucu, mürteci sayılan Katolik Fransızlar giyotinle, katliamla, cinayetlerle korkutulmuş, yıldırılmış ve yola getirilmiştir. Dünyada daha sonra ortaya çıkan bilumum terörist akımlar bu dönemden örnek almıştır. Zaten aydınlanma terörizmin beşiğidir. Soyut zekânın duygularımızın ve insani özelliklerimizin üzerinde terör estirmesi ve topluma ve doğaya egemen olup imha etmesidir. Dolayısıyla, kapitalizmin evladı terörü İslamiyet veya herhangi başka bir dinle birlikte anmak eğer kötü niyet değilse ahmaklığın ta kendisidir. 

Bakın ne demiş? 

Ünlü biri şöyle diyor: ”Önce ayaklanma gelir, öldürmek gerekir; Bir Avrupalıyı öldürmek bir taşla iki kuş vurmaktır. Bu şekilde hem bir zalimi, hem de mazlumu ortadan kaldırırsınız. Geride ölmüş bir insan ve özgür bir insan kalır, yani hayatta kalan”. 

Sevgili okuyucular, bu korkunç satırları IŞİD lideri El-Bağdadi yazmamıştır. Batı hayranı solcu çapulcu ve liberallerin akıl hocası Jean-Paul Sartre yazmıştır. Kaldırım filozofu Sartre sömürgecilik karşıtı Fanon’un “Yerkürenin Lanetlileri” adlı kitabının önsözüne yazdığı bu satırları “az gelişmiş ülkelerin bütün yerlileri, birleşiniz” sözleriyle bitiriyor. İşte yüzeysel bir düzen muhalifinin gideceği nokta tam da bu uzlaşmadan doğan bir terörizmdir. Çünkü bizim gibi Batı’nın radikal karşıtları için önemli olan “gelişmişlik”, az ya da çok gelişme değil, değişik bir gelişmedir. Onlar gibi olup onların yerini almaya çalışmayacağız. Dolayısıyla teröre de asla başvurmayacağız. 

Aydınlanma ürünü solcu, faşizan ve komünist gruplar ve sol bir fraksiyon vizyonuyla İslamiyet’i araç olarak kullananlar Fransız İhtilalindeki terör dönemini yeniden canlandırmak isteyebilir. Hâlbuki, Batı kapitalizmden kopmayı silahla, şiddetle, kanla değil, önce beyinde gerçekleştirmek lazımdır. 

Çağdaş fransız terörü 

Birçok insan 1960’lı yıllarının en büyük terör örgütü Gizli Ordu Örgütünü (OAS) hatırlamaz. Cezayir’in bağımsızlığına karşı mücadele eden bu Fransız terör örgütü, 1961-62 yıllarında 2700 kişiyi öldürmüştür. Bu rakam IŞİD’ın bir yıllık terör eylemi kurbanlarından daha fazladır. O dönemde Fransız devlet terörü de 400 bin Müslümanın ölümüne neden olmuştur.  Bu arada “Fransız medeniyetinin” dünyaya yaptığı en büyük katkılardan birinin de elektrik işkencesini icat etmek olduğunu hatırlatmak isterim. 

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat