Alisiz Alevicilik ve Paralel CHP

  • GİRİŞ18.01.2016 10:23
  • GÜNCELLEME18.01.2016 10:23

Bir huruç hareketine tanık olmaktayız. Bunun iki nedeni var: Birincisi yakında başlaması beklenen Suriye görüşmeleri, ikincisi Alman Başbakanı Merkel’in bulanık suda balık avlama çabaları. 

Daha önce yaptığımız analizlerde, bölgemizde İran, PKK ve Esad bağlamında bir saflaşma olduğunu ve buna dışardan Almanya’nın da destek verdiğini kaydetmiştik. Türkiye’de bir kısım İslam dışı mezhepçiler, aşırı sol gruplar ve CHP içindeki Kılıçdaroğlu kliği de aynı çizgidedir. 

Işıkçı Alevileri duydunuz mu? 

Çınarcılık ya da Işıkçılık diye bir şey duydunuz mu? Bu akım, Aleviliğin İslam dışı olduğunu iddia eden çok az sayıdaki dedenin geliştirdiği bir paralel Alevi yapıdır. Işık hareketi önemli ve güçlü Alevi kurumları arasında çok etkili olmayı başarmıştır. Örneğin Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), 2006 yılında geleneksel Alevilik anlayışını Işık-Alevi düşüncesine uygun bir anlayışla değiştirmiştir. Çoğunlukta olan Müslüman Aleviler, Işıkçı hareketine şiddetli bir biçimde karşı çıkmıştır. Onlar, Işık Alevilerini yeni bir din icat etmekle ve bazen Alevi birliğini bozmaya çalışan ajanlar olmakla bile suçlamışlardır. Işıkçılar aşırı politik olmakla ve Aleviler tarafından çok okunan Buyruk gibi önemli Alevi kaynaklarından vazgeçmekle de eleştirilmiştir. İlk başta Alevî tarihinin 3.000 yıllık olduğunu savunan Işık hareketi, bu rakamı 12.000 yıla yükseltmiştir. Bu da İslam dışı olmalarının en önemli kanıtıdır.  Bunu Ocak 2009'da Berlin şehrinde bir konferansta beyan etmişlerdir. 

FETÖ’nün Alevi versiyonu 

Batılı güçler nasıl Ehl-i Sünneti bozmak ve Sünni Müslümanları kontrol etmek için FETÖ örgütünü kurmuş ve lider kadroyu Pennsylvania’ya toplamışsa, Aleviliği bozmak için de Işıkçılık cemaatini örgütleyip yöneticilerini Berlin’e yerleştirmiştir. Batı bu kumpası sahneye koyarken zaman zaman güçlerini birleştirmektedir. Maddi bakımdan güçsüz olan Alisiz Alevicileri, Avrupa’da ve Türkiye’nin değişik kentlerinde FETÖ örgütü finanse etmektedir. 

ABD-Alman din kumpası 

Yıllar boyunca bir gergef gibi ince ince işlenen plan şuydu: Ak Parti FETÖ örgütü tarafından elegeçirilecekti, CHP ise Alisiz Işık Alevi örgütü tarafından. Daha sonra bu iki partiye bir koalisyon yaptırılarak, ülkemiz ABD-Alman ortak sömürgesi olacaktı.  Paralellerin, PKK’nın, liberallerin, Gezicilerin, Kobanicilerin, bilumum saygın ve mahcup yazarların çabası bu yöndeydi. Bu plan Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın etkin direnişi ve yerinde müdahaleleriyle önlenmiş ve 1 Kasım zaferiyle çöpe atılmıştır. 

Kılıçdaroğlu’nun kasetten siyasete fırladığı dönemden bugüne kadar bütün ilişkileri Almanya Aleviciliği bağlamındadır. Oradan gönderilen kişileri örgütün kritik yerlerine yerleştiren Kemal Bey, kendisini CHP’nin başında tutan gücün bir dediğini iki etmemektedir. Bu nedenle kliğinin iplerini elinde tutan Almanya, aslında Kurultay’daki yakışıksız küfürlerin arkasındaki güçtür.  Almanya’daki paralel Alevi yapılanması, CHP içinde son karar merciidir. Son yıllarda oradan kim gönderilirse gönderilsin,  Kılıçdaroğlu hemen ya milletvekili yapmıştır, ya da belediye başkanı. 

Atatürkçü konu mankenleri 

CHP’nin bugünkü durumunda parti içindeki eski Atatürkçü ve ulusalcı unsurlar sadece konu mankeni olarak kalmaktadır. Hani FETÖ medyasında vitrin objesi olarak kullanılıp saygın entel geçinmiş olanlar var ya, şimdi CHP’deki Atatürkçü aydınlar da şimdi onlarla aynı konumdalar. Alisiz Alevici ve ilkel Işık dedelerinin figüranları olarak boy gösteriyorlar. Bunlar arasında “nasıl Alisiz Alevi olunur” diye çoktan araştırmalara girmiş olan Marksist, Leninist hatta Kemalist unsurlar bile bulunmaktadır. 

Bugünkü yeni CHP’nin milli ve yerli olma vasfı kaybolmuştur. Ülkemizin karşı karşıya olduğu her saldırıda düşmanın yanında yer alan Kılıçdaroğlu kliğiyle Türkiye yararına yapılacak ortak hiçbir iş olamaz. Bu nedenle 1 Kasım öncesi bu yolda ısrar edenleri de, bugün CHP pazarlaması yapanları da deşifre etmek gerek. Özellikle CHP içindeki FETÖ yapılanmasıyla, Işıkçı yapının nasıl bir araya gelip inanç planında İslam’a karşı, politik planda Erdoğan’a karşı ve dünya ölçeğinde Türkiye’ye karşı işbirliği içinde bulundukları vurgulanmalıdır. 

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat