Ekonomide bişeyler oluyor
- GİRİŞ19.09.2022 10:08
- GÜNCELLEME20.09.2022 09:07
En başta belirteyim.
Bu bir, “Ekonomi uçuyor, kaçıyor” yazısı değildir.
Enflasyon ve hayat pahalılığının (ateşi düşme eğilimine girse de), acıtıcı etkilerinin sürdüğü bir ortamda, güllük gülistanlık bir fotoğraf sunmak doğru olmaz.
Ama burası böyle diye, madalyonun öbür yüzündeki gerçekten heyecan verici gelişmeleri görmemek de olmaz.
Madalyonun bir yüzünde evet, yüksek seviyelerdeki enflasyon var, hayat pahalılığı var, ama öbür yüzünde de, büyüme odaklı ekonomi politikası sayesinde enflasyona karşı esaslı cevaplar verebilmeyi mümkün kılan, istihdamı güçlendirip, işsizliğin belini kıran güçlü bir performans var.
Hatırlıyor olmalısınız.
Haziran ayında, Temmuz’da, bir takım ekonomistler, “Siz esas Eylül’ü, Ekim’i görün. Ekonomik kriz esas o zaman yakıcı olacak” diyerek etrafa korku salıyorlardı.
E ne oldu?
‘Batış senaryoları’ için favori ay olarak gösterilen Eylül ayının ortasını geçtik ama ekonomideki son veriler, Haziran’a göre, Temmuz’a göre durumumuzun daha kötü değil, daha iyi olduğuna işaret ediyor.
İngiliz Financial Times gazetesi daha yeni yazdı:
"Erdoğan Türkiye'nin kasasını dolduruyor ama nasıl yapıyor bilmiyoruz” diye.
Erdoğan ise, ekonomiye dair son haberi Semerkant’tan verdi, iki ay önce 100 milyar doların altına düşen Merkez Bankası rezervlerinin 115 milyar dolar civarına yükseldiğini açıkladı.
Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati, İngiliz yayın organının “Who’s stuffing Turkey/Türkiye’yi kim dolduruyor?” başlıklı haberini ‘menşınlayarak’ "Türkiye ekonomi modeli, yatırım, üretim, istihdam, ihracat, büyüme" cevabını verdi.
EKONOMİ BÜYÜYOR, VERGİ GELİRLERİ ARTIYOR, ARTAN GELİRLER SAYESİNDE SABİT VE DAR GELİRLİLERİ KORUMAYA DÖNÜK GÜÇLÜ ADIMLAR ATILIYOR
Enflasyonda dünya ülkeleri arasında negatif yönde ayrıştık.
Bu doğru.
Öbür taraftan büyüme rakamları ise, tam tersini gösteriyor.
O alanda, dünya genelinde en fazla büyüyen ilk birkaç ülke arasına girerek pozitif şekilde ayrıştık.
Hemen akla, “İyi tamam da, büyüyünce ne oluyor? biçiminde sorular geliyor.
Şu oluyor:
Büyüyünce devletin vergi gelirleri artıyor, artan vergi gelirleri sayesinde son dönemde peşin sıra örneklerini gördüğümüz gibi sabit gelirlilerin, dar gelirlilerin, gençlerin, üniversite öğrencilerinin, esnafın, hane halkının (Örn. doğalgaz faturalarının yüzde 80’i hükümet tarafından karşılanıyor) güçlü şekilde desteklenmesi mümkün olabiliyor, istihdam güçleniyor, işsizlik düşüyor.
Bütün bunlar, muhalefet çevrelerinin sandığı/sunduğu gibi, para basarak ya da borçlanarak değil, vergi gelirlerinin güçlü bir şekilde artması sayesinde mümkün olabiliyor.
BÜTÇEDE MÜTHİŞ PERFORMANS
Hazine ve Maliye Bakanlığı, geçtiğimiz Perşembe günü Ağustos ayı ve 2022 Ocak/Ağustos dönemine ilişkin bütçe verilerini açıkladı.
Sonuç:
Aylık bazda 3,6; Ocak/Ağustos dönemi için 33,12 milyar lira bütçe fazlası oluştu.
Bu rakamlar ne anlama geliyor diyenler için durumu şöyle izah edeyim:
Maliye, yılsonu için 461 milyar lira bütçe açığı hedefi koymuş durumda.
Yani, kalan 4 ayın sonunda bütçede 461 milyar lira açık söz konusu olursa, bir başka deyişle giderler, gelirlerden 461 milyar lira fazla olursa, hedefe ulaşılmış olacak.
Normalde 8 ayın sonunda bütçenin zaten açık veriyor olması beklenirdi.
Ama bu sene olmadı işte.
8 ayın sonunda açık değil, fazla veren bir bütçe performansı var karşımızda.
Sevinenler sevinecek olanlara, üzülenler üzülecek olanlara bunu bu şekilde haber verebilir.
Yılın kalan bölümünde nasıl bir tablo olacak göreceğiz, ancak bir karşılaştırma anlamında geçen yıl ile bu yılın ilk 8 ayını örnek olarak gösterebiliriz.
(2021 yılı Ağustos ayında bütçe gelirleri 146 milyar 539 milyon TL iken, 2022 yılının aynı ayında yüzde 108,8 oranında artarak 305 milyar 930 milyon TL olarak gerçekleşti)
2022 yılı Ağustos ayı vergi gelirleri tahsilatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 107,3 oranında artarak 271 milyar 858 milyon TL olmuştur. Kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı)
EKONOMİDE SONBAHAR, KIŞ VE 2023 İÇİN İHTİYATLI İYİMSERLİK
Bütçede oluşan bu performans, ihracat odaklı ekonomi modelinin pozitif yönüne tekabül ediyor.
Burası çok net.
Yazının ortalarında sözünü ettiğim türden, milyonları enflasyonun etkisinden korumaya dönük, daha önce öngörülmemiş olan destekler, bu sayede mümkün olabildi.
Şöyle oldu:
Büyüme olunca, vergi gelirleri arttı, vergi gelirleri artınca, kesenin ağzı açıldı/açılabildi.
Temmuz ve Ağustos verileri, enflasyonda da ‘ateşin düşme eğiliminde’ olduğuna işaret ediyor.
Ki, yılsonu tahminleri de aşağı yönlü olarak revize edildi.
Ancak, her durumda ihtiyatlı olmakta fayda var.
Küresel ölçekte parasal sıkılaştırma politikaları ve savaş vb. riskler nedeniyle 2023 yılının resesyon/durgunluk yılı olacağı ekonomi çevrelerinin neredeyse ortak görüşü haline geldi.
Avrupa’daki durgunluğun, Türkiye’nin ihracatını da negatif yönde etkilemesi kaçınılmaz olacaktır.
Bu da, ihracatta, miktarını şimdiden kestirmenin zor olduğu bir gerilemeye yol açabilir.
Ha, resesyonla birlikte talebin gerilemesiyle, petrol dâhil emtia fiyatlarında bir düşüş olması da, Türkiye’nin lehine olacaktır.
Ama her durumda temkini elden bırakmamak, her zaman iyidir.
Yorumlar92
-
Büyü
3 yıl önce
Şikayet Et
1 kg tereyağı geçen yıl 50 TL idi şimdi 150 vergi gelirinin artması gayet normal üstelik %16’sı KKM’ye giden vergi geliri..büyüme=alım gücü mü?!!
Beğen
Cevapla
Toplam 1 beğeni
-
Büyü
3 yıl önce
Şikayet Et
1 kg tereyağı geçen yıl 50 TL idi şimdi 150 vergi gelirinin artması gayet normal üstelik %16’sı KKM’ye giden vergi geliri..büyüme=alım gücü mü?!!
Beğen
Cevapla
Toplam 1 beğeni
-
misafir
3 yıl önce
Şikayet Et
türkiyenin ekonomosi kötü diyenlere sormak lazım suriyeye kac defa operasyon yapıldı.ıraka kac defa operasyon yapıldı.mehmetcik suriyenin ne kadarını kontrol ediyor.bu hükümet elini taşın altına soktu karabağ azerbeycanın oldu.ecevit zamanında ırak bir operasyon için para bulunamadı günler sonra yapıldı.
Beğen
Cevapla
Toplam 12 beğeni
-
hayat bilgisi
2 yıl önce
Şikayet Et
babalar gibi satılan fabrikalar nerede, halk borçlu özel sektör borçlu devlet borçlu hayat pahalılığı işsizlik vs. sıfır mantıkla boş muhabbetler.
Beğen
-
Sadık Solak
3 yıl önce
Şikayet Et
Ak Parti iktidarı düşük faiz yatırım ihracat odaklı bu ekonomi modeline neden yıllar önce geçmedi, ayrıca değerlendirilmesi gereken bir konu. Ülkemizde üniversitelerde, ekonomi ve işletme fakültelerinde enflasyon ve dövizle mücadelede tek metot olarak yüksek faizin okutuluyor olması, uygulanan ekonomik modeli idrak etmekte hepimize zorluk çıkarıyor.
Beğen
Cevapla
Toplam 10 beğeni
-
çok üzgün
3 yıl önce
Şikayet Et
maliye önce çiftçiyi düşünsün herkesime zam varken çiftçinin sütüne zam yapmadılar. Herkes inek kestiriyor, yakında bir kg peyniri 200 tlye yiyince aklınız başınıza gelecek.
Beğen
Cevapla
Toplam 1 beğeni
-
Hamza çelebi
3 yıl önce
Şikayet Et
Süte zam bu sene içinde iki kere geldi, asgari ücret bile almayan milyonlarca emekli ve ailesi veyahut asgari ücretli çoluguna çocuğuna litresi 11 tl den nasıl süt alacak 80 tl beyaz peynirin kilosu ,nasıl alıp yiyecek, sen iyi diyorsunda, size verilen ücret çok olmayabilir ama bize enflasyon %200 iken tuikin enflasyon rakamı %67 zam verdiler bu sene, biz ne yapalım, devlet köylüye çiftçiye sübvansiyon destegi veriyor,bize öyle bir şeyde yok, valla kesermisiniz satarmısinız oda sizin sorununuz, benim sorunumda 4800tl emekli maaşıyla evi geçindirmek,borç yapmadan ocağı tüttürmek, yani bir mağdur sen degilsin
Beğen
Toplam 1 beğeni
-
GAMLI BAYKUŞ
3 yıl önce
Şikayet Et
İyi,sen de kına yakarsın o zaman !
Beğen
-
Önder
3 yıl önce
Şikayet Et
Tehditmi ediyorsunuz milleti
Beğen
-
Vatandaş
3 yıl önce
Şikayet Et
Geçen sene süt perakende 4,5-5 liraydı (çiftçi satışı 2,80 lira) şimdi 12 lira. Zam yok mu yani? Ya hayvancılıktan anlamıyorsunuz ya da gözünüz doymuyor. Bir siyah alaca yıllık 7-8ton süt verir. 10 inek beslesen 700-800 bin eder yarısı yem, bakım ve işletme gideri olsa 300-400 bin kalır. Kendiniz işleyip satın daha karlı. Allwh gözünüzü doyursun ne diyeyim.
Beğen
Toplam 5 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle