Tayyip Erdoğan'a gönüller fethettiren sır

  • GİRİŞ28.01.2011 12:32
  • GÜNCELLEME28.01.2011 12:32

Ukrayna’da Başbakan Tayyip Erdoğan’ın gezisini izleyen gazeteci arkadaşım, Erdoğan’ı gözlemlerken edindiği izlenimi şöyle aktardı: “Sorulan hiçbir soru karşısında fren yapmadan, olduğu gibi davranıp, olduğu gibi konuşuyor. Normalde siyasetçiler, hele karşılarında toplu gazeteci grubu varsa kelimeleri tartarak cevap verirler. Ama işte Erdoğan farkı bu.”

Başbakanın eleştirilere neden olan aksırma, tıksırma sözüyle ilgili Ukrayna’da yaptığı açıklamalar da işte böyle bir “doğal halin” ürünü.

 “Aksırıncaya tıksırıncaya kadar demişim. Bunu o anın gerilimine bağlayabilirsiniz. Bunu benim doğama verebilirsiniz. Sonuçta benim de stresli ve sinirli anlarım oluyor. Başbakan insan değil mi? Ben de insanım. Hemen damga vuruyorlar.”

***

Bir dönem Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen Hüseyin Besli’nin Ömer Özbay’la birlikte yazdığı R.Tayyip Erdoğan: Bir Liderin Doğuşu isimli kitap, baştan sona Erdoğan’ın bu ‘doğal halinin’ örnekleriyle dolu.

Bu doğallık, halk kitlelerine ne kadar sempatik geldiyse, O’na tepeden bakanları da çoğu zaman ters köşeye yatırmıştır.

Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne Başkan olduğu 1994 seçim kampanyası öncesi, bu tür örneklerin bol bol yaşandığı bir dönemdir.

Basın, ilk başta kendisini görmezlikten gelir.

Ne zaman ki işin ciddiye bindiği anlaşılır işte o zaman saldırılar başlar.

Kitapta bu konu aynen şöyle aktarılıyor.

“Bir gün Hürriyet Gazetesi, yedi sütüna ‘Vay Tayyip Ağa Vay” manşetiyle çıkar. Habere göre “Tayyip Erdoğan’ın Sultanbeyli’de üç dört tane villası vardır. Ama buna rağmen toplumun karşısına çıkıp fakirlik edebiyatı yapmaktadır.”

Pınar Türenç’in yaptığı bu haberin aslı astarı yoktur. Nitekim Erdoğan, canlı yayında haberin ‘üretilmiş’ olduğunu ispat eder.

***

ÖFKEDEN STÜDYOYU TERK EDEN YAYIN YÖNETMENİ

Bu olaydan kısa süre sonra aynı gazeteci ikinci bir haber bulur.

Konu Erdoğan’ın Üsküdar Emniyet Mahallesi’nde oturduğu evin kaçak olduğuyla ilgiliydi.

Ve işte şimdi Erdoğan’ın kaçacak yeri yoktur!...

Ama bakın O, haberin çıktığı akşam canlı yayında bu konuyla ilgili soruya nasıl yanıt vermiştir.

“Evet, Emniyet Mahallesi’nde oturduğum ev, her ne kadar benim olmasa da kaçaktır! Yalnız, kaçak derken bir hususa da açıklık getirmem gerekiyor. Bu evin arsası, tapuludur. Parası ödenerek satın alınmıştır. Arsanın üzerine yapılan bina imarsızdır ve bu nedenle de kaçak sayılmaktadır. Peki, bu durumdan gocunuyor muyum? Kesinlikle hayır!.. Çünkü biliyorum ki, İstanbul’daki konutların yüzde 60’ı aynı durumdadır.

Şehirler gelişirken, yöneticiler görevini yapmadıkları için, şehrin gelişen akslarında bu gelişmeye ve büyümeye paralel olarak imarlı arsa üretemedikleri için, yapılan binalar imarsız olmakta ve vatandaş da mecburen bu imarsız binalarda oturmaktadır. Ben de o vatandaşlardan biriyim. Onlardan biri olmak, onlarla aynı sorunları yaşamak ve aynı kaderi paylaşmaktan da kesinlikle rahatsızlık duymuyorum.!”

Programı kamera arkasından izlemekte olan televizyonun yayın yönetmeni bu sözleri duyunca öfkelenmiştir. Orada daha fazla kalmak istemez ve hızla stüdyoyu terk eder.

***

MEYHANEDE...

İçki tartışmaları ve Erdoğan’ın doğal halini konu alan yazıyı, bu yazıya uygun düşen bir anekdotla bitirelim.

Yine aynı kitapta Hüseyin Besli’nin anlattığı bir hikaye var.

Erdoğan ve Besli, bir seçim kampanyası sırasında aldıkları davet üzerine bir birahaneye giriyorlar.

Gerisini Besli anlatsın: “İçerisi, nasıl duman, anlatamam. Ağır içki kokusu her yanı sarmış, tek katlı havasız bir yer. …Gelen sarılıyor, öpüyor. Ben, üstüm başım alkol kokacak, salya sümük bulaşacak diye huylanıp kendimi geri çektikçe, Tayyip Bey, kulağıma eğilip uyarıyor. “Kasılıp durma, öyle!” diyor. “Adam sarılıyorsa sen de sarılacaksın. Ölüm yok ya ucunda, en fazla çıkartıp atarsın ceketini eve varınca.” Başkan konuştukça, adamlar kendilerinden geçiyorlar. “Başkanım, bizden geçti geçmesine de hiç değilse çoluk çocuğumuzu kurtarın! Diyerek ağlayan ağlayana…İki saatte zor çıktık meyhaneden. Biz müsaade isteyip kalkmasak, en az iki saat daha, Başkan’ı dinlemeye razılar.”

Mehmet Acet - Haber 7
acetmehmet@hotmail.com

Yorumlar78

  • Cafer UÇA 14 yıl önce Şikayet Et
    üyelik rumuzlu arkadaş. Bir konuyu tartışacak insan rumuz kullanmaz.Yeterince yakın tarihimize vakıfım.Dünya tarihinde yazısını değiştiren ülke varmıdır.Sebebi nedir.Atatürkün cenaze namazı bile kılınmadı acaba neden.Kılınmışsa bir belge resim gösterebilir misiz.Bir Kubilay olayı bahanesi ile onbinler yok edildi bunları yaşayan insanlardan dedem ve babamdan aldım.Kendimde 65 şi aştım. fazla söze gerek yok.
    Cevapla
  • Cafer UÇA 14 yıl önce Şikayet Et
    müslüman mahallesi rumuzlu kardeşim. Demogoji den başka bildiğin yok galiba veya anlama özürlüsün.Komünist rejimlerde din kesinlikle yasaktır.Halkı baskı altına almadan başarı şansı yoktur.Atatürk ve yakın arkadaşları zeki insanlar.Dini yasaklamanın Müslüman halk üzerinde büyük teki oluşturur,bunun bilincindeler.Onun için dini yasaklama yerine tecridi teçridi yani yavaş yavaş değişikliğe uğratıp yok etmek.Öylede yaptılar işte sizlerin anlamadığı bu.İnsanlar gösterileni,öğretileni yani kendi yaptığı nesnelere tapar hale getirilir.
    Cevapla
  • Cafer UÇA 14 yıl önce Şikayet Et
    müslüman mahallesi rumuzlu kardeşim. Neden kendi adını kullanmıyorda rumuz kullanıyrsun.Yaşım 65 şin üzerinde .Yetişme şeklim. Kendin için neyi nasıl hak olarak tanımlıyor ve istiyorsan.Başkalarının da aynı haklarının oldugunun bilincinde olmandır prensibidir.Dünyada adı cumhuriyet olan devletlerin rejimlerine bir bak.Ya koministtir yada dikta dır.neden acaba.Koministler de din yasaktır ve tepki alır.Atatürk ve ekibi ki İnönü (Atatürkü bile entegre etmiş oldugunu inanıyorum) Dini yasaklama yerine yavaş yavaş yok etme yolunu seçtiler.Başardılar
    Cevapla
  • müslüman mahallesi 14 yıl önce Şikayet Et
    darbeleredurde arkadaşım..sana katılıyorum... ama salyangozu AKPde araman şartıyla... gerçekten mesele AKPnin iyi olması değil...çünkü sonuçta yerli ve yabancı holdinglerin, zengin türetmenin partisidir. işin kötüsü bu politikaya da kitap sünnet karıştırmaktadır ki her politikası aslında haramın yayılması olduğu halde. mesele daha kötü olur muyuz korkusudur ve zaten AKP de bu olmayacak fikre oynuyor.. yani 2001 krizinde AKP olsaydı şimdi diğerleri iktidar olacaktı. öz bundan ibaret. daha kötü olur muyuz dersen, hayır olmayız? daha iyi? bir ihtimal!
    Cevapla
  • Cafer UÇA 14 yıl önce Şikayet Et
    üyelik rumuzlu arkadaş. Bir konuyu tartışacak insan rumuz kullanmaz.Yeterince yakın tarihimize vakıfım.Dünya tarihinde yazısını değiştiren ülke varmıdır.Sebebi nedir.Atatürkün cenaze namazı bile kılınmadı acaba neden.Kılınmışşsa bir belge resim gösterebilirmisiz.Bir Kubilay olayı bahanesi ile onbinler yok edildi bunları yaşayan insanlardan dedem ve babamdan aldım.Kendimde 65 şi aaştım. fazla söze gerek yok.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat