Bu askeri kim ve nasıl eğitiyor?

  • GİRİŞ31.08.2009 06:13
  • GÜNCELLEME31.08.2009 06:13

Geçtiğimiz Perşembe günkü geç kaldığım bir randevuma ulaşmak için apar topar evden çıkarken kapıdaki gazetelere bir göz attım. Zaman’da bir fotoğraf dikkatimi çekti. 

Birinci sayfada göbekten verilmiş: 

Cumhurbaşkanı, başbakan, meclis başkanı ve genelkurmay başkanı yan yana oturmuşlar. Dördü de kahkaha ile gülüyordu. 

Heyecandan elim ayağım dolaştı.  Haberleri izleyemediğim şu birkaç gün içinde bir mucize mi olmuştu? Bu bir rüya mı idi yoksa? 

Kendimi çimdikledim. Hayır! Dördü de öylece, sevimli, mütebessim, kendinden emin ve aynı şeye bakıp gülüyorlardı.  

Sevinçten ağlayacaktım! Böyle bir tabloyu yaşamayalı yıllar mı yoksa asırlar mı oldu desem? 

Umutları, heyecanları  ve sevinçleri birleşebilmiş liderler! Ne kadar özlemişim böyle bir tabloyu!  

Asık suratlar, birbiriyle selamlaşmayan liderler, sivile tepeden bakan askerleri göre göre bu güzellikleri unutmuşuz.  

Heyecanla resim altını  okudum. Meğerse uzun bir hizmetin ardından mesleğine veda eden Deniz Kuvvetleri Komutanımızın esprileri imiş onları öyle güldüren!  

Anlattıklarını okuyunca, ben de tebessüm ettim ister istemez. Ve aynı anda dilimden şu kelime döküldü: 

- Sen eli öpülecek bir adammışsın sevgili Metin Amiralim! Kendini alaya alarak da olsa şu insanlara insan olduklarını hatırlattın ya! Bize uzun zamandır hasret kaldığımız bir fotoğraf karesi armağan ettin ya! Bu milletin sana verdikleri, ananın ak sütü gibi helal olsun!

*  *  *

Gazeteyi katlayıp kenara bıraktım. Başka haberlere bakıp güne keyifle başlamama vesile olan şu fotoğraf karesini bulandırmak istemedim.  

Kendisi ile buluşmaya gittiğim arkadaşın makamında, sportif, iri yapılı, düzgün konuşan ve salaş giyimli biri ile tanıştırıldım. Mete komutan diye tanıtıldı. Konuşuyordu. Dinledim. Belli ki, kavganın tam içinden çıkıp gelmiş. Tanık olduğu olayları anlatırken, kendimi Fatih’in fedaisi Kara Murat’ın serüvenini dinliyormuşum gibi hissetim. 

Atmıyordu. Çünkü kendisi ile röportaj yapıyorlardı. Adıyla sanıyla başından geçenleri anlatıyordu.

*  *  *

Saat 12.30’da girdiğim stüdyodan saat 17.00’de çıkabildim. Kendimi eve attım.  

İftar hazırlığı şu bu derken, iftar sofrasına oturduk. Kayınbiraderim “Ya duydun mu enişte manyak bir komutan askerini bombayla parçalamış!” dedi. Onun askerde çektiklerini bildiğim için, söylediklerini o abartılı anlatılardan biri sandım. Aldırmadım. Daha doğrusu intikal edemedim, ‘ne alaka?’ deyip geçtim.  

Sonra nasıl olduysa kanalın birinde olayın anlatıldığını görünce şok oldum. 

“Nasıl yani”, dedim, “Bir teğmen, askerini el bombası ile öldürmüş öyle mi?”  

Bir teğmen, ceza olsun diye askerinin eline pimi çekilmiş bombayı veriyor ve ölümüne sebep oluyor. Sabaha kadar uyuyamadım.  

Sabah olayı daha iyi anlamak için gazetelere daldım. Taşgetiren’in yazısını  okuyunca: 

“Manyak herif! Allah belanı versin!” demek geldi içimden ama onun eğitimli bir asker olduğunu düşününce vazgeçtim. Çünkü o bir askerdi ve disiplin üzerine eğitim almıştı…  

Daha küçücük bir çocuk. Geçtiğimiz Haziran’da mezun olmuş bir teğmen! Güya nöbette uyuyanlara ders vermek istemişmiş! 

Bir anda çocuğa kızmak yerine onu o hale getiren eğitimi sorgulamak geldi içimden. Kendisine emanet edilen bir ere böyle insafsız davranacak merhametsiz bir askere kim evladını teslim etmek ister ki! 

Aman ya Rabbi! Bir düşünün  şöyle bir kendinizi. Komutanınız elinize pimi çekilmiş bir bomba vermiş ve hayatınız parmaklarınızın gücüne havale edilmiş!  

Kazıklı Voyvoda da öyle yapardı. Ceza verdiklerini kazığın üstüne oturtur, yukarıdan da bir ipe tutundururdu. Sonunda kollarının gücü kalmadığında kazık adamın makatından girer ve gırtlağından çıkardı.

*  *  *

Bu nasıl bir insan?” demek abesti. O bir askerdi ve özel yetiştirilmiş olması beklenirdi. Başkasına disiplin dersi verirken kendisi de gerçek bir disiplin sahibi olmalıydı. Nasıl bir eğitim almıştı ki, disiplin fikrini Frankeştaynlık mertebesine vardırabiliyordu! 

Biz asırlardır ordumuzu peygamber ocağı biliyoruz. Biliyoruz ki, Türk ordusu savaşta şahindir, barışta güvercin. Kendisine sığınmış can düşmanına bile şefkatle davranabilecek tıynettedir. Kendisine emanet edilen her bir ‘Mehmed’i de ‘öz evladı’ bilir.  

Fakat bu bir canavar! Bu canavarlıktan daha büyüğü ise, bu faciaya kaza diye rapor veren zihniyet! Evet teğmen tutuklanmış. Elbette tutuklanacaktı. Peki, neden bu durum, milletten saklandı? Neden olaya kaza süsü verildi? 

‘Özrü kabahatinden büyük iş’ diye bunu derler. Çünkü böylece, gerçekten kaza olabilecek hadiseler de “müttehem” hale geldi. Demek ki kaza olarak rapor edilen olayların içinde böyle sadist askerlerin insafsız infazları da var. Hayır diyebilir misiniz? Artık, “bu teğmen bir tek örnektir” diyebilir misiniz artık?  

Asla! Birileri de çıkar güya orduyu lekedar etmek için önerge verir, soruşturma başlatır!

* * *

Bunları kim yetiştiriyor, nasıl yetiştiriyor, kim bunlar?” diye araştırırken karşıma sevgili Behiç Kılıç’ın yazısı çıktı:  

“Kemal’in Askerleri!” diyordu. 

Zihnim “hayır” dedi, “bunlar ‘kemal’in askeri olamaz”!  

Ben zannettim ki, Behiç Bey, teğmeni eleştirmiş. Meğerse Büyük Taarruzu anlatıyormuş, ‘Kemal’in Askerleri’ başlığıyla. Tabii Nazım Hikmet’ten de alıntı yaparak…  

Behiç kardeşim yanılıyordu. Hiç kusura bakmasın o gün Mustafa Kemal’in yanındakiler, ‘Kemal’in Askeri’ falan değillerdi. Allah korkusu ile yetiştirilmiş Osmanlı Türk Askerleri idi! Peygamber Ocağı’nın askerleri idi. Mustafa Kemal de o ocağın yetiştirmesiydi! 

O Kemal’i de Kemal’in o günkü askerlerini de yüreğinde Allah korkusu taşıyan, komutasına verilen eratı,  milletin ve Allah’ın emaneti bilen yüksek seciyeli, asil Türk komutanlar eğitmişti.  

Çanakkale’yi onlar geçilmez yaptılar. Yokluk ve kıtlık içinde İstiklal Harbi’ni onlar yaptılar. Orada o uçta Mustafa Kemal ile birlikte boşluğa uçmaya hazır olan askerler de onların yetiştirdiği erlerdi. Her birinin iman dolu yüreği, vatan için bir serhaddi! Şehadet ‘uçmak’tı onlar için çünkü! 

Onlar, Yahya Kemal’in de işaret ettiği gibi ‘İslam’ın son ordusu’nun eratıydı. Bunlar ise Cumhuriyetin! –ki Mustafa Kemal ile şu teğmeni aynı satırlarda anmak dahi günahtır!- Bunlar Kemal’in filan askeri değil, olsa olsa  ‘Kemalist laikçi kafaların’ yetiştirdiği terminatörlerdir!  

Kendi halkına tepeden bakan; dinini irtica, ibadetini hurafe sayan asker bir tek bizde var çünkü!  

O yüzden o teğmene kızmak hatadır. Onun yetiştirenler, ona halkının inancını, imanı ve dini‘irtica’ diye telkin etmişler. Halkının büyük bir kesimini de ‘potansiyel düşman’ belletmişler! İşte teğmen onlardan birine ceza vermiş, çok mu?

*  *  * 

Ben cidden askeri müfredatı  merak ediyorum. Bu nasıl bir eğitim ki, pırıl pırıl Anadolu evlatları, o eğitimden sonra milletinin imanına istihfafla bakabiliyor, dinini hurafe sayabiliyor ve iffetinin sembolü olan örtüye düşman olabiliyor? 

Bu askerleri kim eğitiyor, nasıl eğitiyor ve din, iman, izan, kitap, Kur’an bu eğitimin neresinde?  Eğer askeri eğitim ile amaçlanan tip, ortada dolaşıp duran ve bol keseden ahkâm kesen şu Ergerekoncu makulesi ise, acilen oraya de millet adına neşter vurulmalı! 

Askeri eğitim gözden geçirilip, bu halktan kopuk, milletin inancına ve dinine karşı şüpheci, halkına karşı insafsız, irrite edilmiş tipleri ıslah etmeliyiz 

Aksi takdirde daha böyle çok hadise yaşayacağız demektir!

M. Ali Bulut - Haber 7
mabulut@gmail.com

Yorumlar36

  • M.Borahan Bilen 14 yıl önce Şikayet Et
    Tıksırık. PKK alan savunması yapmıyor.Yani vurgaç ve pusu ile saldırıyor.Askere gitmiş birisi çok saf bile olsa bilir ki alan savunması yapmayan ,yerleşik olmayan, kuvvetleri düzenli orduyla bitiremezsiniz.Hele bu örgüt 20 den fazla gelişmiş ülke tarafından tam destekleniyor kampları yurtdışındaysa.Yani TSK PKK yı kampları ve para desteği dışarıda olduğu için bitiremez.Dünyada hiçbir örgüt yurtdışından ve hatta yurt içinden bukadar destek görmemiştir.bitmemesi normaldir.Hele birde TSK akeyhtarlığı başlatıldı.İmkansız
    Cevapla
  • enes çakıroğlu 14 yıl önce Şikayet Et
    Şapka düştü......... Bu teğmene ve bunu gibi binlercesine eğitim verirken ' ÖNCE ASKER SONRA İNSAN OLDUĞUNU ÖĞRETMİŞLER'. Daha kişiliği oturmamış insanları çocukken al ve onlara üstün ırk muamelesi yap olacağı budur. Şimdi herkesin dediği gibi Tüm Eğitim zaiyatları Sorgulanmalı. Ama Askeri Savcılık tarafından değil tabii.
    Cevapla
  • ömer erol 14 yıl önce Şikayet Et
    herşeyi bilen. asker her şeyi bilir ve geleceğin c.başkanısın diye yetiştirilir. bunlar hesap vermez sorarlar.
    Cevapla
  • SirBahcesi 14 yıl önce Şikayet Et
    sn HOCAM. bir generalin sozuydu galiba..biz kurtlerle 1998 de tanistik.bize daha once kürt yoktur deniliyordu bizde oyle anlamistik.simdi islam yoktur.din yoktur.egitimi gibi bir seyler almis olamazlarmi? bence makuldur.ayrica bunlar sadece basortusune dusman degil.kurdun koylerini yakan.bugdayini bir kibritle yakan.heleki sakalli camiye kürd gorunce nefretle yuzune tukurenlerdir.son semdinli olaylarina bakiniz.11 korucu oldurenler.uzatilan kuran-i kerimi de ayaklari ile ezmisler.bumu peygember ocaginiz?gunaha girme.
    Cevapla
  • Hapşuu! 14 yıl önce Şikayet Et
    borahan bilen... bizim ordumuz aslan gibi biz dünya hakimiyiz.kendini osmanlının küçükleriyle kıyaslama OSMANLI yla SELÇUKLU yla kıyasla.yok ordu yu yıpratıyomuş muş..senin ordun bi pkk yı 30 yıldır onca şehitle bitiremedi darbelerle tr yi geriye götürdü hala darbe şakşakçılığı yapıyon,yok kanal bilmem ne yok bilmem ne gaste.tsk kendini eleştiren medya istemez.sen de galiba tsk mensubusun.askerligini yapan herkes bilir zaman doldurmaktan başka ne var.3 aylık askeri doğuya sal ölsün.bu bizim paşşacıklarla biz rumeli yi kaybe
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat