Cübbe iktidarı mı, halkın iktidarı mı?
- GİRİŞ23.03.2010 14:57
- GÜNCELLEME23.03.2010 14:57
Yargıtay Başkanı konuştu.
“Anayasa değişiklik paketi Anayasa’ya aykırı.”
Kestirip attı yargının zirvesindeki isim.
Bir davanın ortalama 2 yıl sürdüğü bir ülkede Yargıtay’ın başı(!) olan biri daha gün bitmeden hükmünü verdi.
“Şunu çok açıklıkla belirtmek istiyorum, yargı ile ilgili olan düzenlemeler Anayasa'ya aykırı düzenlemelerdir. Anayasa'nın başlangıç kısmında kuvvetler ayrılığı ilkesinin benimsendiği belirtilmiştir ve bu kuvvetler ayrılığı ilkesi Anayasa'nın değiştirilemeyecek maddeleri içinde yer almaktadır.”
Vay bee. Sen neymişsin be.
Aldın okudun, düşündün, hükmü de verdi.
Maşallah...
Keşke tüm icraatlarınızda bu kadar hızlı olsanız. O yıllarca karar bekleyen davalar içinde aynı hızla hüküm verseniz. İşinize gelince jet hızıyla hüküm vermeyi iyi biliyorsunuz.
Bir de her ülkenin kendine özgü koşulları var diyorsunuz.
İsviçre’den aldığın Medeni kanunu çatır çatır kullanırken hiç sesin çıkmıyor ama.
Müslüman ülkeye sokuşturulan adı bile Türkçe olmayan laikliğin arkasına sığınırken de susuyorsun.
AHİM veya İnsan Hakları Mahkemesinden çıkan kararlarda ülke koşuluna bakılıyor mu?
Yoksa evrensel özgürlük, insan hakkı veya hukuk kurallarına mı riayet ediliyor?
Koca koca adamlar, gözümüzün içine baka baka halkı kandırmaya çalışıyorsunuz.
Her ülkenin kendine özgü şartı varmış.
Pes yani.
Hukuk ne zamandan beri ülke şartlarına göre yorumlanır oldu.
Hem insanları saf yerine koyuyorsunuz hem de uyarı adı altında onları tehdit ediyorsunuz.
Eğer bu şekilde değişiklik olursa “Bunun sorumluluğunu bugün bu düzenlemeyi yapmak isteyenler üstleneceklerdir mutlaka” diyorsunuz.
Halkı hiçe sayıyorsunuz.
Halkı hala 1920’lerin saf, köylü, okumamış cahilleri görüyorsunuz.
Bırakın bu işleri canım.
Herkes neyin ne olduğunu biliyor.
Bu cahil(!) sandığınız halkta okuyor, görüyor
Diyorsun ki Anayasaya göre millet egemenlik hakkını üç kuruma devretmiş;
Yasama Yürütme Yargı.
EEE. Üstelik bu hakkı(!) ben(yani halk) değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen maddelerin arasına koymuşum.
EEE. Şimdi ben (yani halk), bu değişiklikle sana verdiğim hakkı(!) elinden almaya çalışıyorum.
EEE. Sende diyorsun ki önceden verdiğin bu hakkı benden alamazsın.
Niye. Çünkü değiştirmek istediğin Anayasaya aykırı.
Allah Allah. Yav zaten ben onu değiştirmeyi istiyorum.
Olsun. Onu istemen de Anayasa’ya aykırı.
Yok yaaa.
Öncelikle ben sana egemenlik hakkımı vermedim.
Benden gasp edildi. Askeri darbelerle gasp edildi.
Şimdi ben bu hakkımı geri istiyorum.
Bu hakkımı gasp eden 12 Eylülcüleri yargılamak istediğim gibi.
Sen ise buna engel oluyorsun üstelik benim(yani halkın) adına. Yok öyle yağma.
Yargıtay Başkanı konuşur da HSYK’nın değerli başkanvekili suskun kalır mı? Kalmaz.
Sözleriyle de aşağı kalmadı zaten.
Demokrasiyi içine özüm özüm özümsemiş değerli HSYK başkanvekili de siyasileri uyarıyor. Sonra kötü olur mesajı veriyor.
Hatta “Bizimle dalga geçiyorlar” diyor.
Kimin kiminle dalga geçtiğini unutuyor galiba.
- 12 eylül’de darbecilerin yazdığı Anayasa’yı şeffaf oylarla kabul ettirirken mi?
- Darbeci paşaları ömür boyu koruyan 15. maddeyi savunurken mi?
- Anayasa ile çaktırmadan Kenan Evren paşayı Cumhurbaşkanı koltuğuna oturturken mi?
- Adalet Bakanlığına 5000 kişiyi alan dönemin Adalet Bakanı Mehmet Moğultay’ın “ Tabi ki kendi adamlarımı alacağım. MHP yanlılarını mı alacağım” derken mi?
- Siyaseten önünü kesemediğin siyasi partileri kapatırken mi?
- Darbeleri alkışlarken mi?
- İHL mezunları dahil tüm meslek liselileri üniversitelere sokmamak için katsayı ucubesini icat ederken mi?
- Koşa koşa Genelkurmay Karargahına giderek brifing alırken mi?
- 411 oy gibi tarihi bir oyla geçen değişiklikleri hokus pokusla iptal ettirirken mi?
- Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı seçtirmemek için 367 garabetini icat ederken mi?
- Başörtüsü özgürlüğünü yasaklatırken mi?
- Paşaya dokundu diye Şemdinli savcısını jet hızıyla şutlarken mi?
- Başka bir paşaya dokundular diye Erzurum savcılarının yetkilerini alırken mi?
Daha yazamadığım birçok olay.
Şimdi diyor ki HSYK başkanvekili, “Bu metin yargının sorunlarını çözen bir metin değil”
Sorunun kaynağı zaten senin savunduğun, elinden gitmesini istemediğin o yargı sistemi zaten.
Sorun İnsan haklarının ihlali. Sorun özgürlüklerin kısıtlanması.
Yani sorunu olan sen değilsin; sorunu olan halkın kendisi.
Sen istesen de istemesen de bu sistemin sorunları giderilecek.
İnsan haklarına saygılı, özgürlükten yana, hukuku üstün tutan, adaletli bir sistem olacak.
Sizler ıkınsanız da sıkılsanız da bu olacak.
Türkiye’nin önünden çekilin.
Daha çağdaş ve medeni bir ülke olmamızın önünde engel olmaktan vazgeçin.
Yoksa bunun sorumluluğunu üstlenirsiniz benden söylemesi.
Mehmet KIVANÇ - Haber 7
mehmet.kivanc@kanal7.com
Yorumlar6