Piyasa toplumunun sonu
- GİRİŞ27.11.2008 10:41
- GÜNCELLEME27.11.2008 10:41
Henüz krizin başındayız. Kendi küçük dünyalarımızda krizin şeklini ve derinliğini kestirmeye çalışıp, nasıl para kazanacağımızı, nasıl borçların altından kalkacağımızı hesaplamaya çalışıyoruz. Gündelik hayatta kalma çabasının ötesinde, çok daha geniş kapsamlı sorular tartışılıyor: Global kriz, dünyayı nasıl değiştirecek? Kapitalizmin sonu geldi mi? Yeni dünya düzeni neye benzeyecek?
Galatasaray Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet İnsel, KAGİDER toplantısında hem bu soruları yorumladı hem de hayallerimizin ötesinde bir tablo çizdi. Konuşmadan bazı çarpıcı tespitler şöyle:
1- Kapitalizmin sonu geldi demek bize düşmez. Bu ancak gelecek kuşakların yapabileceği bir tespit. Ama ultra liberalizmin hüküm sürdüğü, piyasa koşullarına göre biçimlenen o bildik dünya değişecek.
2- Enflasyon için canavar terim kullanılıyorsa, deflasyona da ‘tek dişi kalmış canavar’ tanımı yapılabilir. Deflasyon sürecine girme ihtimali var. Bu yüzden bildiğimiz para politikaları sökmeyecek. Bilgi değişikliğine ihtiyaç var.
3- Kapitalizm, sürekli alanını genişletir ve kâr yaratacak yeni alanlar arar. Başıboş bırakırsan piyasa ekonomisi, piyasa toplumuna dönüşüverir. İnsani ilişkiler de piyasalaştırır. Kadın-erkek, hatta çocuk-aile ilişkisinin bile piyasa koşullarına göre fiyatlandırılabileceğine inanılan bir dünyaydı bu.
4- Piyasada ahlaki sınırı hatırlatacak kurumlara ihtiyaç var. İnsanlara gelecekle, risklerle ilgili toplu güvence sağlayacak bir toplumsal dayanışma modeli ortaya çıkabilir. 80 sonrası, Thatcherizmin etkisiyle sermayedar, yönetici üzerinde hâkimiyet kurdu, her şey sermayedarın çıkarına göre kurgulandı.
5- Tasarrufun çöküşüne şahit olduk. ABD’de işsizlik azalıyorsa, borsa iyiye gitmez, bu aynı zamanda bir çelişkidir. Düşünün: İyi yönetici, en fazla işten çıkaran yöneticiydi. Bununla prim yaptılar. Şirket ve toplum arasında uçurum oluştu. İnsanlar ücretle kazanamadığını krediyle almaya başladı.
6- Kriz hem yıkımdır hem de kuruluş. Neyin nasıl olacağını da yıkılma sürecinde atılan adımlar belirler. ABD’de, Fransa’da, İtalya’da olduğu gibi devlet bazı şirketleri kurtarırsa, hâkimiyet de kurar. Bundan sonra devlet, piyasa ekonomisinde aktörlerden biri olacak. Mali piyasaların kendi kendine düzenleme yetisine sahip aktörlerden oluştuğu fikri tarihe karıştı.
7- Çalışma kuralları değişecek. Sendikalar devreye girecek; sadece işçi ücretini belirlemek için değil, aktif olarak işi yönlendiren aktörler olacaklar.
8- Eşitsizlikler törpülenecek. Zengin-yoksul arasındaki eşitsizliklerden ziyade 80’lerden sonra ücretlilerin arasında eşitsizlik arttı. Maaş skalasında 1’e 30 fark, 1’e 1000’lere çıktı. Devletler, yönetici ücreti kısıtlaması gibi bugün hayal bile edemeyeceğimiz uygulamalara geçebilir.
9- Batı merkezli dünya hâkimiyetinin sonu geldi. (Sadece ABD değil, Avrupa ülkeleri de).
10- Ulusal devletlerin egemenliğinin sorgulanamaz olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Eğer kapitalizm yeniden düzenlenecekse, bu devletlerin yaptırım meşrutiyeti de sınırlandırılacak.
Patronlara kâbus, çalışanlara rüya gibi gelecek bu tespitler, uzun vadeli. Kısa vadede geçiş, çok kanlı olacak...
ZİHNİYET DEĞİŞECEK
Mehveş Evin - Akşam
Yorumlar1