Kürt saçılımı
- GİRİŞ06.08.2009 08:32
- GÜNCELLEME06.08.2009 08:32
Devletin, ilk kez PKK ve Kürtlerle ilgili ciddi olarak inisiyatif aldığı ve bebek adımları attığı şu günlerde, Erdoğan-Türk buluşması genel olarak büyük heyecan ve ümitle karşılandı. Başbakan'ın bu toplantıda başbakan sıfatını kullanmamasının garipliği bir yana, iki taraf da görüşmenin sonunda memnun kaldığını açıkladı. Beğenin beğenmeyin, hepimiz için dev bir adımdır bu...
Peki kim, bu süreçte nasıl pozisyon alıyor, 'Kürt açılımı'na yönelik tepkiler nasıl değerlendirilebilir?
SAKIN HERHANGİ BİR SORUNU ÇÖZMEYELİM: CHP lideri Deniz Baykal, 'Sorunu çözeceğiz diye Türkiye'yi çözmeyelim' şeklindeki veciz lafıyla yine içimize korku bulutlarını üşüştürdü. Baykal'ın genel politikası zaten 'sorun çözmemek' üzerine kurulu olduğundan, şaşırmadık... Başbakan'ın DTP ile görüşmesi üzerineyse 'Kiminle görüştüğü belli' diye İmralı'yı işaret ediyor, ki normalde ortalığı ayağı kaldıracak sözler bunlar. Yine de Baykal'ın beklenenden daha yumuşak bir çıkış yaptığını düşünüyorum: Belki o kadar çok 'sert' çıkış yapıyor ki sertlik-metremiz bozuldu... Belki de 'her daim muhalif' kimliğini muhafaza etmeye çalışırken asıl çelişkisi, AKP'nin süreci başarıyla yönetmesi durumunda nasıl bir rol üstleneceği...
11 KAKA ADAM, 1 KAKA KADIN: Herkes MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Kürt çalıştayına katılan 12 gazeteciyle ilgili söylediği '12 kötü adam' sözüne haklı oalrak takıldı. Acaba Bahçeli '12 Dev Adam'dan mı ilham aldı? AKŞAM gazetesini temsilen, çalıştaya katılan tek kadın yazar Prof.Dr. Deniz Ülke Arıboğan'ı da mı kötü adamlardan saydı? Bahçeli, dün de AKP-DTP görüşmesi üzerine tepkisini 'çözüm'den ziyade gazetecilere yöneltme taktiğini sürdürdü. Yaratıcılıktan uzak, hedef göstermekten başka işe yaramayan sözler bunlar... Yoksa Baykal, 'İmralı' göndermesi ile Bahçeli'den rol mü çaldı?
KÜRT DİYE Bİ'Şİ YOKTUR: Kürt açılımının lafı bile bazı insanları rahatsız ediyor, bloglarda, okur yorumlarında 'Kürt diye bi'şey yoktur' sloganları atılıyor... Gerisi yok. Ama tepkiler, beklenenden çok daha cılız. Nedeni yaz rehaveti midir, yoksa Türk milletinin çoğunluğunun artık Kürt sorununu öyle ya da böyle kabullenmiş olmasından, PKK ile mücadele yönteminin değişmesi gerektiğine inandığından mı? Belki de provokasyon yapma zemininin kalkmasındandır...
ABD İSTEMESE OLMAZDI: Bazı gazeteci-yazarlar, ısrarla 'Kürt süreci ABD istediği için başladı' fikrinde ısrar ediyor. Bu düşünceye göre, aslında hükümetin bir yol haritası falan yok, kervan yolda düzülür mantığıyla 'açılım' sürecine istemeye istemeye girmiş vaziyette. Peki AKP'nin bu kadar bilinçsizce, sırf ABD zoruyla bu yola girdiğini söylemek, hükümeti bir yana bırakın, bu ülkeyi biraz fazla küçümsemek anlamına gelmiyor mu?
Diyelim ki ABD sayesinde, önderliğiyle veya zoruyla bu açılım yapılıyor olsun... Ne fark eder? Kuzey Irak'ı bombalamak için kimden izin aldık? PKK'ya karşı kimin onayı ve kimden alınan silahlarla savaşıldı? İncirlik'te kimin üssüne ev sahipliği yapıyoruz? Kuzey Irak'a asker yollamadık diye bütün Amerikan-Türk ilişkilerinin mahvolduğunu iddia edenler, bir de olaya böyle baksa...
Mehveş Evin - Akşam
mehves.evin@aksam.com.tr
Yorumlar4