Kenan Işık’ı iyi biliriz, ancak!

  • GİRİŞ27.04.2012 09:14
  • GÜNCELLEME27.04.2012 09:14

Tiyatro Baronları belediye bürokratlarının da yönetime alınmasına itiraz ettiler ve istifalar başladı. Yıllarca derebeyi gibi saltanat süren, birkaç senede bir bir oyun çıkaran, ancak her ay dolgun maaşlarını cebe indiren birtakım kimseler “takke düştü kel göründü” kabilinden ortaya çıkacak mevzunun aleyhlerine olacağını sezip mevziyi terk ettiler!

Bu ülkede “muhafazakârlar sanattan ne anlar” düşüncesinin temelinde bir takım köşe başlarının bu baronlar tarafından işgali vardır aslında. Kendilerinden başkası sanat denen zıkkımı bilmez tanımazlar ve üretemezler! Muhafazakârlar yıllar yılı siyasette iktidar olmuş ancak ne hikmettir ki kültür ve sanatta bir türlü muktedir olamamışlardır!

İBB Şehir Tiyatroları yönetmeliğinin gayesi açıktır.

Devletin parasını çarçur etmeden, iyi, güzel, kaliteli eserlerin seçilip oynanması ve mütekkerrir sayıda sahnelenen eserlerden ziyade yeni ve farklı eserlerin de programa dâhil edilmesini sağlamaktır.  Bu mesele sadece İBB için değil, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları için de sözkonusudur. Kocaeli bu yönetmeliği geçtiğimiz aylarda hayata geçirdi ve yine orada da dedikodular ve söylentiler aynı doğrultuda koptu ve bazı tiyatrocular istifa ettiler!

Peki, bu durumu sokaklara inerek sloganlar atıp “siyasetin sanata müdahalesi” olarak yorumlayan bu Tiyatro Baronlarının gerçekten de dertleri sadece sanat mı yoksa başka bir şey mi?  Kocaeli Büyükşehir Belediyesinde önemli bir bürokrat bu hususta aynen şunları söylemişti bir sohbetimizde:

“Yönetmelik değişikliği zaruri olmuştu artık. Hiçbir dahilimizin olmadığı bu kurumu müfettişler teftiş ettiklerinde fatura biz bürokratlara çıkarılıyordu. Yani tiyatrocular krallar gibi kurumda hayat sürüyordu, harcıyordu, savuruyordu ve biz de cefasını çekiyorduk. Yönetime girdiğimiz de gördük ki her ay düzenli maaşını alan birçok tiyatrocu birkaç yıldır tek bir oyunda görev almamış ve hatta İstanbul’dan Kocaeli’ye ayak basmamıştı. Boğazda rakısını yudumlayarak kendini şehir tiyatrosu sanatçısı olarak tanıtan bu insanlara bir şekilde yıllarca göz yumulmuştu.”

Bu durumun aynısı İBB Şehir tiyatrolarında da yaşanmıştır. Ahbap çavuş ilişkisiyle sadece kendi yakınlarının eserlerini sahneye koyanlardan tutunuz, rol dağıtımına kadar birçok hususta çok farklı entrikaların da olduğunu bizatihi biliyoruz!

Gelelim Kenan Işık Ağabeyimize.

Yakinen tanışma fırsatı bulduğumuz ve memleketlim olmasından her zaman büyük şeref duyduğum Kenan Işık bütün meseleleri bildiği halde neden bu kazan kaldıran tiyatrocuların yanında yer aldı, neden Şehir tiyatrolarından istifa etti acaba? Fikri ve zikri anlamda muhafazakâr bir kimliği olan ve duruşuyla toplumun büyük beğenisini kazanan Kenan Işık’ı kızdıran şey neydi?

Bu meseleyi İBB eski Kültür A.Ş Genel Müdürü olan, halen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın danışmanlığını yapan değerli Ağabeyim Nevzat Bayhan Beyefendiye sordum. Nevzat Bayhan, Kenan Işık’ın her anlamda çok değerli bir sanatçı olduğunu, bu yönetmeliğe aslında sıcak baktığını sadece bu yönetmelik çalışması sırasında kendisine danışılmadığı, fikri sorulmadığı için kırıldığını ifade ettiler.

Nevzat Bayhan, bu yönetmeliğin geç bile çıktığını söylerken asıl üzerinde durulması gereken noktanın Tiyatromuz adına gerçekçi, kalıcı, toplumsal duyarlılığı olan ve herkesin tiyatrosu olabilecek bir çalışmanın başlatılmış olmasıdır şeklinde konuştu.

Kenan Işık farklı bir isim.

Bu toprakların kokusunu üzerinde taşıyan, bizim türkümüzü söyleyen ve hayata bakışı bilgece olan bir isim. Bu kadar önemli bir duruşu olan bir ismin yine de her şeye rağmen, hiçbir şeyi beğenmeyen, menfaatine dokunan her şeye burun kıvıran bu tiyatro baronlarının yanında durmamalı idi. İstifa ederek tepkisini ortaya koyması belki doğal hakkıdır diyen olabilir ancak böyle bir zamanda atılmış yanlış bir karar olduğunu söylemek lazım.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, her anlamda Türkiye’nin belki de en iyi belediye başkanıdır zira hem aydındır, hem siyasetçidir, hem kültür adamıdır, hem bir gönül adamıdır hem de örnek bir insandır. Bu polemik hususundaki görüşlerini şu sözlerle ifade ederken bütün bu unsurları bir kez daha görmüş olursunuz:

''Bu çerçevede bir çalışma yapıldı. Biz şunu söylüyoruz. Biraz acele davranıyorlar, takip ederlerse, yakın izlerlerse niyetlerimizin gayet iyi olduğunu görecekler. Çünkü göreve geldiğimiz günden itibaren tiyatroları, sahneleri yenilemek konusunda, yeni sahneler eklemek konusunda ciddi çalışmalar yaptık. 6 binin üzerinde koltuk sayısına çıkarttık.

Dünyanın hiçbir belediyesinde bu kadar sahne sahibi olan bir kuruluş yok. Bu da bizim tiyatroya, sanata verdiğimiz önemi göstermekte. Maalesef ön yargılarla hareket ediliyor. Düşünce okurcasına tavırlar konuluyor. Bundan biz de rahatsız oluyoruz. Şu anda geçici bir süreç olarak devreye giren bazı çalışmalar var. Ama aktif olarak çok daha beklentilere cevap verecek duruma gelecek. Biraz sabrederlerse, hatta destek verirlerse, ön yargılı olunmazsa inanıyorum ki güzel sonuçlar alırız.''

Son tahlilde biz de İBB’nin bu çalışmasını destekliyor ve “Tiyatro sahneleri artık milletin olmalıdır, Tiyatro baronlarının değil”,diyoruz!

Muhabbetle kalınız.

Meryem Aybike Sinan - Haber7

meryemaybike@gmail.com

http://twitter.com/maybikesinan

Yorumlar17

  • demokrat 12 yıl önce Şikayet Et
    Başbakan sanki bu yazıyı okumuş gibi konuştu. Başbakanımız AK Parti gençlik kongresinde sanki bu yazıyı okumuş gibi konuştu. Aybike hanımın meseleye dokunuş biçimi tıpatıp örtüştüğü için açıkçası şaşırdım. Tebrik ederim bu güzel yazı için.
    Cevapla
  • Sümeyya 12 yıl önce Şikayet Et
    Mühim değil. teşbihte hata olmaz derler ,bu sözden bu teşbih kasdedilmese de biz şöyle uyarlayabiliriz: teşbihte hata olur ama sorun olmaz:) hoşbulduk feyezan hanım...
    Cevapla
  • turgut1 12 yıl önce Şikayet Et
    Sanat sanat için midir?Sanat halk için midir?. insani sanattan bahsediyor isek sanata muhatap insan olmalı.İnsan ise günü birlik kitle değildir;biz ölsek bile bizden sonrakileridir aynı zamanda...sanat bu gün daha bir öne çıkan heykelcilik,ressamlık değildir sadece...mimari bir uslub da sanat olabilir,konuşmanında sanatı olabilir,mutfağın sanatı hatta ve hatta devletlerin dahi devlet sanatı olabilir...sanat,her aklın hemen inceliğini kavrayamadığı,ama sezinlediği, üstünlüğünü belli eden ve inceliğinde aklı düşündüren hayret edilen ve yapımcısına takdir getirten bir yapıttır...sanat insana hizmet edecekse bir anlam taşır..yoksa sanatın sanat için olması devenin deve için olması aslanın aslan için olmasından farkı kalmaz...sanat ilgili alanda kendi döneminin yüksek bir çıtasıdır kendi döneminden sonra da yüksek kalmaya devam ediyorsa dünya kültürünün bir mirası olması gibi bir özelliğe dahil edilir..dünyaca genel kabul görür ve dünyaca koruması yapılır..sudan,buzdan,çiçekten sanat mı yapılır..evet yapılamayanı yapmaktır sanat.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • Sümeyya 12 yıl önce Şikayet Et
    Pek aram iyi değildir. feyezan hanım hayırdır:)?
    Cevapla
  • Sümeyya 12 yıl önce Şikayet Et
    Feyezan hanım. ben zaten mecaz anlamı kasdettim:) siz beni tanımzsınız da ben sizi yorumlarınızla tanıyorum ve mecazi de olsa zannımda yanılmadığımı düşünüyorum,kısaca sizi takdir ediyorum.Hayırlı Cumalar..
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat