Onlar gökten Malatya’ya son kez inecekler!
- GİRİŞ06.07.2012 09:26
- GÜNCELLEME06.07.2012 09:26
Onlar gökten hiç inmemişti ki!
Bugün şehitlerimizi ebedi istirahatgahlarına emanet edeceğiz.
Aslında onlar hiç ölmemişti ki!
Hiç gökten yere inmemişlerdi ki!
Suriye tarafından düşürülen uçağımızdaki iki pilotumuz bugün toprağa verilecek, sadık dosta uğurlanacaklar. Lakin hüzünlüyüz, acılıyız, ruhumuzun bir yerlerinde bir büyük kıyamet kopuyor, bir öfke büyüyor kalbimizde, bir ateş kıvılcım kıvılcım yakıyor bağrımızı!
Gencecik iki pilotumuz bu vatan için, din için, bu ezanlar için, bayrak için göklerimizin bekçiliğini yaparken, kartallar gibi göklerde süzülürken çok sevdikleri göklerde cennete göçtüler!
Onlar mertti, dost bildiklerimiz namert! Bir dost ihanetinin bedelini ödediler onlar. Ve bir kez daha anladık ki komşunun külüne bile muhtaç olmayacaksın!
Tarih hep söylemişti oysa: “Türkün Türkten başka dostu yoktur!” Ve ne yazık ki yine tarih tekerrür etti, yine dost kazığı yedik, yine güvendiğimiz dağlar yıkıldı ardımızdan!
Türküm demenin bile ayıp karşılandığı bir garip zamanda bu kelimeyi içini doldurarak huşusan kullanıyorum zira kimi yarım yamalak aydınların inadına (ırk taassubuna kapılmadan) bunu bir milli duruş, milli kültür ve tavır olarak özellikle kullanıyor, altını çiziyorum ve belirtiyorum ki bu duruşu ve tavrı geri yok saymamız hiç de hayra alamet değildir!
Bugün Malatya kalplerin tutuştuğu bir Alperen ocağıdır.
Gencecik pilotlarımıza birkaç damla gözyaşı dökecek ve kısa sürede unutacağız! Geriye gazete sütunlarında yazılıp çizilenler kalacak ve bir de bu acı ateş sadece düştüğü yeri yakacak! Aileleri ne zaman göklerde bir uçak sesi duysa yüreklerine binlerce bombaya bedel acılar düşecek!
Zaman geçmek bilmeyecek.
Binlerce kez daha yeni baştan oğullarını kaybedecekler!
Ve bu olay bir “Uludere” kadar konuşulacak, aylarca analizler yapılacak. Özellikle aydın ve münevver ve dahi entelektüel kadınlarımızın o çok yufka yürekleri! bu askerlerin gidişine durmadan yanacak,! Yasa boğulacaklar! Aylarca sütunlarına bu pilotlarımızı konu edecekler…
Tahmin edersiniz ki böyle bir şey kesinlikle olmayacaktır!
Uludere bu olayın muadili değil elbette lakin riyakâr sözde aydınların reyting alacak meselelere getirdikleri bakış açılarıyla, asıl üzerinde konuşmaları gereken milli meselelerdeki duyarsızlıklarını ve tutarsızlıklarını sanırım burada belertmeme gerek yok! Geçtiğimiz gün Afganistan’dan gelen üst rütbeli bir subayın anlattıklarından sonra günlerce yemek yiyemedim, uyuyamadım, gülemedim. Çünkü;
Orada geçtiğimiz aylarda düşen helikopterimizde şehit olan subaylarımızın naaşlarını nasıl topladıklarını, onları nasıl bir araya getirdiklerini ve ne acılar yaşadıklarını gözyaşları içinde anlatan bu subayımızın bütün anlattıklarını yazamıyorum zira etik bulmuyorum.
Onları da kısa zamanda unutmuştuk öyle değil mi?
Aileleri bu sonsuz acıları yaşasınlar bize ne? Niye hatırlayalım, ölmek onların kutsal görevi! Bu ölümlerden bize ne de olsa reyting çıkmaz! Uludere in, şehit askerler aut!
Milli davalarımızda herkeste bir Alperen duruşu, tavrı ve bakışı görmek istiyor yürek. Gündelik bütün meselelerin üzerinde, gelecek ve geçmişi kapsayan bir şahin bakışı gerek. Siyasetten, gündelik çekişmelerden uzak, her türlü menfaatin üzerinde bir milli tavır hepimizin dileği değil midir?
Rahmetli Dilaver Cebeci üstadın deyişiyle:
“Şu dumanlı doruklardan
Boz şahinler uçmaz gayrı
Gözelerden ağu çıkar
Alperenler içmez gayrı!”
Bu Temmuz Cumasında bu hüzünlü gündem bana Osman Öztunç’un yıllar önce yaptığı güzel eseri hatırlattı. Afganistan’da olsun, Bosna’da olsun, Kandil sanırlarında olsun her nerede olursa olsun şehit düşen Mehmetlerimizi unutmak mümkün mü? Her birini rahmetle anıyoruz;
“Bu öyle bir iman öyle ihlâs ki/ Secde eder cümle canlı ve bitki/ Bir temmuz akşamı Allah şahit ki/ Şaha kalkmış vatan idi Mehmedim.”
Suriye bu namertçe saldırıyla yüreğimizde var olan sempatiyi de bitirmiştir. Güya bir zamanlar dost olduğunu söyleyen bu yavru namert ülke artık bir daha bu ülke insanının gönlünde eski mevkisini ve itibarını elde edemeyecektir.
Osmanlı da bu filmi çok görmüştü!
Tarih bütün haşmetiyle tekerrür ediyor!
Suriye sadece bugünkü iki şehidimizin değil, daha binlerce şehidimizin de müsebbibidir. İmralı Suriye’nin eli mavzerli beslemesi değil miydi bir zamanlar? Gönül istiyor ki bu haddini bilmez, kendini bilmez bedevi ülkeye iyi bir ders verilsin ancak mantık kabul etmiyor ve şartlar elvermiyor ne yazık ki!!!
Bugün öylesine bir yaman çelişkideyiz işte!
Onlar gökten hiç inmemişlerdi aslında!
“Bu akşam yıldızlar sararmış gibi/Tepeler titreşir hava kış gibi/Bir dağın sırtında dağ varmış gibi/ Omuzlamış bir Mehmedi Mehmedim/ Can askerim!
Ruhları şad, mekânları cennet olsun. Dualarımız onlarla.
Muhabbetle kalınız…
Yorumlar13