turgut1. muhterem,şimdi kur'an da ne kadar üzerinde mutabık kalınamayan,muhayyel bırakılan konu varsa onları mı döşenelim? herkes kendi birikim,bakış açısı ve meşrebince bişeyler söylüyor,biz de bizimkisini..tabi sizin kadar vahyi ve onu açıklamaya yardımcı olan kaynakları yalayıp yutmadık.ne imam hatipliyiz ne de ilahiyatlı,işte öyle işkembeden esip savuruyoruz..hem farkındaysanız dilimiz de sizinkisi gibi akademik düzeyde değil,amiyanesinden,alaylısından geçiniyoruz..siz bizim kusurumuza bakmayın,sağa sola hiza vermek bize düşmez,yedi ilme aşina olanlar zaten koca koca konuşuyor! siz bizim kulaktan dolma kırıntılarımıza bakmayın,allah iman,bilgi,hikmet,amel versin diye dua edin kafi,siz de o yakışır...

sayın ezel bey/bayan!. muhterem,körlerin sağırların birbirine iltifat dizdiği ortamlar çok.hatta burada bile müşterisi çoktur,iyisi mi onlarla mesaide bulunun.biz kanaatimizi yazarız,lafımızı ortaya söyleriz nihayetinde burası çevre edinme,popularite sağlama yeri değil kanımca,hem komik te geliyor kulağıma..iş güç arasında soluklanma diye çiziktiriyoruz..kavramlarımız farklı,durduğumuz yer ve bakış açımız da..! biz kitaba uyma peşindeyiz,ha kitabına uydurma ve/veya halini,düşünce ve zihin yapısını kitaba söyletme peşinde olanlar da buyur ediyorlar zaten! nihayetinde niyetleri bilen biliyor.kuru mu atıyorum sıkı mı, konuşlandığınız yer bunu tartmaya kafi değil muhterem.siz oyuncaklarınızla meşgul olun biz de kendi meşgalemizle..

postu bizler bir yere serdik mi. kalkma nedir bilmeyebiliriz..rabbimiz mekandan beridir..ona elbetteki yer yurt biçme gibi biz insanlara mahsus haller biçemeyiz..amenna rabbimiz kula şah damarından daha yakındır...tevbe edersen sen ona gidersen öyledir..lakin rabbimize mekan daraltması yaparak şah damarla da sınırlamak kurana terstir..zira musa (as) rabbiyle konuşmak için turu sinaya giderdi zira rabbimiz oraya tecelli ederdi..hira mağrasında iki kişiden başka üçüncüsü allahtı..efendimiz, rabbimizle konuşmak için mirac hadisesi ile sitretül müntehaya yükselmiştir...görüldüğü gibi rabbimize sabit mekan biçemessin...o her zaman her yerdedir ve de müminlerle beraberdir..mümin amerikada ..olsun ..mümin afrikada ...olsun...biz kendi imkanınımız boyumuz ölçüsünde bir kıyas yaptığımız için yanılgı haliyle fazla..tabiatta ki her olayın vakti ve saati vardır..her olay bir takvimde ve bir zamanda meydana gelmiştir..

faran kardeş niyetin neyse açık söyle!. öyle mışlı geçmiş zaman kipleriyle bir yere varamayız. iyinize gelmeyince kaçıyorsunuz ama. daha toprakları soğumayan genç pilotlarımızın ölümü keyfiy miydi? hangi menfaatleri için öldüler acaba? onları başka ülkelerin kara sularına gitmeye tatil hevesleri mi sebeb olmuştu? yoksa hadi şöyle jetlerle bir resmi geçit mi yapalım demişlerdi? ayıp ayıp bari böyle direkt vatan savunmasıyla ilintili bir hususta şu asker düşmanlığını bırakınız. art niyetinizi ta buradan seziyorum arkadaş! siz kabul etseniz de etmeseniz de onların şehitliği hak katında makbuldur. çünkü vatan savunması için öldüler. bir turizm gezintisinde değil. sıkıysa aslanım şöyle git de kandilde üç beş gün askerlik yap!!! kalavye başında kuru sıkı sallamak kolay. aslında sizinle tartışmak da laf güzaf...

turgut bir.... üstad,dilinizin keskin tarafıyla doğruyorsunuz,maşallah! bir kere hükümle kimseyle ortak değiliz,buna nasıl bir gevşeklktir,şaşırtıyorsunuz! cümleleriniz de tutarsız doğrusu;evet,kadr gecesine değinilir ama gecelere değil! hem kadr bir yıl dönümü de değil,malum 354 gün çeken takvimde günler yılın her zamanında dolaşır,değil mi?mesela miraç gecesi de demez,gecenin bir vakti,bir gece..der! siz sahabeden itikaf görürsünüz ama kadr gecesi ve/veya miraç gecesi kutlaması göremezsiniz! sonra ''o gece allah semaya yaklaşır'' tarzı hadisler de insana şah damarından yakın olan,her an bir işte ve şanda olan allah ın sıfatlarıyla ters düşer! herkes hayatında kadr ve miraç geceleri arasın,olay budur.hz peygamberin arayışı sonucuydu o inişler çıkışlar,o geceye has değildi.ama anlayana tabi

öylesine. polemikte usta olabilirsiniz lakin kavramsal anlamda sizi muhatap almak zaman kaybı,kusura bakmayın! bir kere bu işi kelime,laf oyunlarıyla şerhedilebilecek hususlardan hiç değil...muhayrik'i bilir misiniz? bir yahudiydi,bedirde aslanlar gibi savaştı ve öldü.hz peygamber onun için ''yahudilerin en hayırlısıydı'' demekle yetindi! yine pekçok bu şekilde kahramanca savaşıp ölen için '' şehit değildir,mal için savaştı,şan için savaştı...''şeklinde şerhler düştü! ama tabi bunlar size layt gelir,malum peygamber ocağı gibi uyduruk bir şey sizi efsunluyor ...

sayın ezel. konu askerlik olunca değil... mevzu sadece şehitlik olunca da dedğil... askerliğe ve/veya şehitliğe ilişkin bir gardım da yok.. beni bilen bilir,kavramlar üzerinde hassasım kendimce... işin orijinali neyse,aslı neyse onun peşindeyim,hakikati hurafaden,rivayetten ,kültürden,ideolojilerden...vb ayrıştırma gayretindeyim,sair değil.. hayırlı cumalar..

şehitliğin tanımını mı yapıyorsunuz faran?. konu asker olunca hemen şehitliğe bir şerh düşmek de neyin nesi oluyor? yahu bırakın bu ucuz asker düşmanı ayaklarını! bir peygamber ocağını üç beş ulusalcının yapıp ettikleri hesabına değerlendirmeyi bırakın da etrafınıza nazar edin. asker olmak, pilot olmak başından itibaren vatan için ölmeyi göze almayı gerektirir öyle değil mi? herkes deresine göre paçalarını sıvar. vatan haini askerlikten kaçar, askeri arkadan vurur, askere durup dinlenmeden dil uzatır. ama bir dilikanlı pilot olmayı göze aldıysa kelleyi de göze almayı kestirmiştir öyle girmiştir bu yola. yani hiç kimse sevmeden asker olamaz arkadaş! bir kaç batılı düzenbazın bu topluma ektiği kin ve öfke tohumlarıyla bu milletlerin önemli hasletleriyle bu şekilde kafa bulmayı bıraksın herkes. itici oluyor ve hatta önemli bir halk kitlesini ırk düzlemine çekiyor. sap ile samanı birbirine karıştırmadan yorum yapmak asıl önemli sorun bence.

peygamberimizin zamanında. biri vefat eder.peygamberimizi cenaze namazını kılmak üzere kalkar..çevresindekiler hz.ömer de dahil ya rasulallah onun namazını kılma o fasık bir kimse idi der..bunun üzerine rasul ümmete dönerek bu zatın iyi bir ameline şahid olan var mı? der..bir kişi çıkar ve biz onunla bir gece allah yolunda nöbet tuttuk der..peygamberimiz onun namazını kıldırır ve üzerine eliyle toprak dökerken "arkadaşların sanıyor ki sen cehennemliksin ben şahadet ederim ki sen cennet ehlindensin der" sonra ömere dönüp "sakın halkın amellerini sorma lakin fıtratlarından sor" der...birileri zebani olmuş tuttuklarını atıyor ateşe..ölenlerin fıtratlarını sen biliyor musun?..yani bir şey bilmek her şeyi bilmek midir ve zebanilerin rolünü mü çalmaktır sahi bu ruhsatı kim verdi.. naklin kaynağı tabaranidir.

herkes aynı inanmaz. birileri kurana inanır birileri inanmaz..birileri kurana tamam ama rasulün sünnetine hadisine ben yoğum der...birileri kandillere inanır;kadir gecesi mirac,berat gibi kandillere inanır ve ibadetle geçirir ..diğeri yok böyle bir şey der..inne enzelnehu fi leyletil kadr..biz onu kadir gecesi indirdik diye gecelere dikkat çekilirken kuranda diğeri kuranın bir kısmına inanır bir kısmını reddeder..birileri cuma gününün ehemmiyetini dile getirir diğeri yahu sıradan bir gün der..haliyle nöbet tutan gözleri cehennem ateşi yakmayacaktır hadisini kim netsin..biz şehid olduklarına inanıyoruz,rabbimizden müstakil bir ümmet olarak dileğimiz onların şahadetidir..onlarda rablerinin yanına kanları taze akıyor olarak giderler rabbimiz kabul eder etmez veya başka türlü taltif eder bilinmez ama birilerine ne oluyor ki kendilerini öyle bir makamda görüyor ki şehidliğini kabul etmedim diyor..hükümde allaha ortaklar mısınız.

allah ' tan daha bonkör olanlar...!. nedir bu şehit edebiyatı? ucuz mu bu kadar? hayatında hak/hakikat adına hiçbir şey olmayanlar hatta bilakis hakikate karşı duranlar nasıl oluyor da ölünce şehit oluyorlar? bu nasıl bir toptancılıktır? yahu cennet ahır mı ki önünüze geleni dolduruyorsunuz? bunun bir ölçüsü yok mu? allah kime şehit diyor? peygamber kime ? ya siz kime diyorsunuz? bu konuda ne süpürüp almak doğru ne süpürüp atmak,kişi bazında, tek tek değerlendirme yapılmalı? bir yığın parametresi var bu işin,nihayetinde ebedi saadeti yakalıyorsunuz,elalemin bir ömür yırtınarak elde etmeye çalıştığı şeyi kör bir kurşunla elde ediyorsunuz! hem söyler misiniz,ölmek kafi mi? ya kaçarken,gizlenirken öldüyseniz? kurşunu sırtınızdan,topuğunuzdan yediyseniz,hıı?

kışın dağlara bakınca. karlı dağlar da sanki :ben muhsin yazıcıoğluyum der..isterki davul zurna çalıyor olsun karlı dağlar benim için muhsindi..ne güzel temas etmişiniz .jetlerin sesi annelerine eşlerine çocuklarına sanki anne baba ben burdayım eşim ve çocuklarım ben burdayım size selam olsun der gibi onlara seslenecek..jetlerin sesleri "oğlum ertanım gidiyor,oğlum hasanım gidiyor" dedirtecek ve birilerine ise "eşim ertan,eşim hasan hep göklerden mi bize el sallayacaksın" diye göz yaşına göklerde ki ses feryat ettirecek...ben çocuktum abim pilotlukta..ne zaman ki bir uçak görsek kardeşimle durur uçak kayoluncaya kadar "selahaddin abii selahaddin abiii" der sesimizi ona duyurmaya çalışırdık...her uçak gördüğümüzde tavrımız değişmezdi..ne zaman ki pilotluktan bir şekilde atıldılar taaki o zamana dek...şehidlerimize rabbimden rahmet değerli yakınlarına sabrı cemiller niyaz ederim..

şimdi birileri sisi taşa tutacak aybike hanım!. türk kelimesini kullandınız ya, tamamdır artık siz ırkçı, ulusalcı ve faşistlik damgası yediniz bacım. ama belirtmeliyim ki son yıllarda edebiyat ve medya dünyamıza inmiş bir şanssınız! bu güzel yazı için teşekkürler.