Van minüts diyorum
- GİRİŞ02.02.2009 08:18
- GÜNCELLEME02.02.2009 08:18
Üretici olsaydım, ürünlerimden birini hemen bu isimle çıkartırdım. “Van minüts kurabiyesi”, “Van minüts çorapları”, “Van minüts pizzası”...
Veya esnaf lokantasında bir “Van minüts set mönü” mesela. Çok sempatik olmaz mı? Bul internetten Filistin yemeklerinin tariflerini, mesela felafel, mesala tabbule yap bir mönü sat!
Hadi set mönüyü geçtim sırf “Van minüts felafali” satsan yeter!
Ayrıca madem Filistin’le yatıp kalkıyoruz hakikaten neden felafel pişirilip satılmaz bu ülkede? Dünyanın en lezzetli fast food’u. Üstelik mis gibi de Filistinli bir yemek.. (Bilmeyene not: Felafel, nefis bir nohut köftesi. Kızartıyorsun, sonra bir pidenin arasına koyuyorsun, biraz domates, biraz marul, üzerine tahinli bir sosu var ondan döküyorsun ve yiyorsun.. Bulun tarifini yapın. İnternette var.)
Van minüts diyorum tişörtü de iyi fikir...
“Van minüts tişörtü, van minüts tişörtü... Hadiiii... Türklerin haysiyetinin tişörtü... On lira on liraaaaa... Van minüts diyorum... On lira diyorum... Haysiyet diyorum”
Niye ülkemizde böyle şöyler olmaz hiç anlamam! Yap bir tişört, yap bir kupa, yap bir şapka... Sat pazarda, işportada, dükkanda. Giyelim/takalım hep beraber, sırıta sırıta dolaşalım sokaklarda.
Ben mesela, üzerinde “Van minüts diyorum!” yazan bir şapkayı seve seve takarım.
On yılda bir olacak bir şey bu kardeşlerim! Niyçün sahip çıkılmıyor?!?
Tişörtçü, şapkacı, ıvırcı zıvırcı esnafı! Alın size krizde altın gibi bir fırsat! Biraz yaratıcı olun yahu! (Yapınca bana da gönderin...)
“Van minüts diyorum, kodum mu oturturum!” diye devamı da gelebilir mesela bu girizgahın.
“Van minüts diyorum, seni çok seviyorum” veya...
“Van minüts diyorum ve dünyayı kucaklıyorum” şeklinde barışçı bir mesaj da olabilir.
“Van minüts diyorum ve İsraili kınıyorum!” şeklinde pirotestoci bir hale de gelebilir ki sanırım lafın mana ve ehemmiyetine daha uygun olur. (“Van minüts diyorum, İsrail’in de Allah belasını versin!” Haşin versiyon)
“Van minüts diyorum ağbicim ve çayını hemen getiriyorum...” şeklinde, bir garson repliği olarak da uyarlayabiliriz. Olup biteni takip eden uyanık garson havası vermek için birebir.
29 Ocak’ı “Van Minüts Diyorum” günü olarak da kutlayabiliriz bundan sonra. “Kabotaj Bayramı”ndan çok daha manalı olduğunu kabul edin lütfen. Kabotajın kelime manasını unutalı bin yıl oldu ama ısrar kıyamet kutluyoruz her 1 Temmuz’da. Üstelik deniz yoluyla İstanbul’dan Bodrum’a da gidemiyoruz iyi mi? İstanbul Bodrum’u bıraktım, Arnavutköy’den Beşiktaş’a gidemiyoruz ayol! Kenarımın kabotajı...
Gavurda oluyor böyle şeyler. Milletçek sevinilen, eğlenilen durumların tişörtü, şapkası çıkıveriyor. Bir iki hafta takılıyor herkes, diyelim van minüts van minüts diye, eğleniliyor, gülünüyor, gurur duyuluyor vs... Sonra başka bir şey çıkıyor.
Fakat itiraf edin dört gündür hafiflemiş hissetmiyor musunuz kendinizi?
Hayatınızda bundan daha “cool” bir kulaklık çıkarma eylemi gördünüz mü bugüne kadar?
Yazık ki Başbakanımızın saçları uzun değildi, şöyle bir rock yıldızı gibi sallayamadı sağa sola.. Bir de öyle olsaydı... Peeee.
(“Van minüts kulaklığı” da olabilir mi diye bir an düşündüm ama yok... Kulaklık markası olarak pek iyi olmaz)
***
Ne oldu şimdi?
Sıçtık mı yoksa 100 yıldır ezilen, itilip kakılan onurumuz mu kurtuldu?
Almanya yüzünden yenik sayılmalar, tek dişi kalmış canavarlar, batının kültürünü değil, sadece teknolojisini alalım kompleksleri... Bitti mi şimdi onlar?
Tamam mıyız? Aynı sınıfa gelebildik mi? Binaya arka kapıdan değil ön kapıdan mı gireceğiz artık?
Öyle ise lütfen masaya üç kere vurun. Üstümü değiştireceğim. Van minüts sonra gelirim yine.
(Yazıya bıdı bıdı edecek okura: Sesin yüksek çıkmasın alırım ayaaamın altına... )
MUTLU TÖNBEKİCİ - VATAN
mutlu.tonbekici@gmail.com
Yorumlar126