Orman kibarlığının son noktası: ''Bebek, bayan mı?''
- GİRİŞ25.05.2009 10:27
- GÜNCELLEME25.05.2009 10:27
Sabaha karşı kadın doğum doktoru arkadaşımdan mesaj geldi: “Yaw bunu sana yazmasam olmaz! Nöbetteyim, muayeneye gelen bir hamile hastanın sorduğu soru: ‘Bebek bayan mı?’”
Yatakta on dakika güldükten sonra ancak yeniden uykuya dalabildim.
Vay be dedim. Halkımız kibarlıkta sınır tanımıyor! Sokakta yürürken üstüne çıkar, sırada beklerken gelir önüne geçer, seni biraz değişik bulduysa diker gözlerini bakar, ısrarla “siz” dersin, o da ısrarla “sen” der, cumartesi, pazar, sabahın beşi, gecenin on ikisi hiç ayırmaz, tepende saatlerce elektrikli süpürge gezdirir... Ama aynı kişi “kibarlıktan” bayan der.. Ve hatta kendi doğmamış öz çocuğuna bile ‘kız’ diyemez, bayan m diye sorar... Bebek bayan mıymış... Evet “bayan” canım. Öyle bir “bayacak” ki, bu lafı ettiğine edeceğine pişman olacaksın... Ben en son, erotik eşyalar satan dükkanın kapısında yazan “Şişme bayan bulunur” lafında kalmıştım. Hadisenin zirve noktası bu idi sanırım. Sonrasında duyduğum “Hanımefendi mesleğiniz nedir?” “Ev bayanıyım” diyoloğu ile bile beni o kadar etkilememişti.
“Bütün bayanların kadınlar gününü kutlarım” kekoluğununu bile unutturmuştu hatta. Daha ötesi olmaz derken... Geldi anasını satayım. Daha doğmamış bebeğe “bayan” demek...
Peeee!
Hey güzel Allahım! Ne olacak bu orman kibarlığının sonu? Önce cânım “kadın” lafı çöpe atıldı şimdi de “kız” lafına mı geldi sıra? Dişicanların hepsi, doğmamış olanları bile “bayan” mı olacak bundan sonra?
Agghhh... İsyan ediyorum! Hayır hayır hayır! Ne ben ne daha doğmamış kızım “bayan” olsun!
“Kız” olsun “kadın” olsun, hatta hepsinden sevimli bulduğum “hatun” olsun, benim Manita Bey’in icadı olan “dişican” olsun ama “bayan” olmasın! Nefret ediyorum bu laftan! Her bayan lafını duyduğumda irkiliyorum. Bayan lafını edeni anında siliyorum hayatımdan. Misin’leri, musun’ları veya dahi manasına gelen de’leri, da’ları bitişik yazan kişi muamelesi yapıyorum onlara. Dayanamıyorum! Konuşmalarının ondan sonrasını bir daha dinleyemiyorum. Tek kelimesini ciddiye alamıyorum.
Abartılı bulabilirsiniz ama öyle. Zira “bayan” diyerek kibar olduğunu sanan bir kekodur. Ve kekolar da çok iyi biliyorum ki zihnimi açacak, bana ilham verecek, kalıp dışı tek bir cümle edemeyecektir. Bildiğin klişeleri yeniden ve yeniden ve sanki ilk defa o ediyormuşcasına da kasılarak tekrar edip duracaktır. Ve kekolukta benim canımı sıkan da iyi şaraptan anlamamaları veya hayatlarında hiç Hegel okumamışlıkları değil bu tavırlarıdır. Basma kalıp olduklarının farkında bile olmamaları! O zaman değerli zamanımı harcayıp, sevgili gri hücrelerimi niye yorayım ki?!?
“Bayan” diyenler niye bu kadar sinir olduğumuzu tabii zırnık anlamıyor değil mi? Biliyorum. Ne zaman “ya ne olursun bayan deme” desem hep karşılaştığım tepki şu oluyor: “Ne yanı karı mı diyelim?” Karı lafını da mümkün olduğunca sert ve kaba söylerler. Bayanın tek alternnatifi bu imiş gibi. Hayır: “Kadın” deyin yeter. Bildiğin kadın. O güzel, yumuşak kelime. Nedir “kadın” lafıyla alıp veremediğiniz anlamıyorum. Nereden çıktı “kadın”ın ayıp bir kelime olduğu?
“Taksiye bir bayan bindi” yerine “bir kadın bindi” deyince niye kaba olduğunuzu düşünüyorsunuz?
“Kadın eşittir sevişmiş dişi” denklemi nereden çıktı? Kafanız nasıl çalışıyor sizin? İşin kötüsü, her kelimeyi 20 yıl geriden takip etmekle meşhur olan Türk Dil Kurumu da sözlüğünde ‘bayan’ın karşılığında “kadın”ı yapıştırıvermiş iyi mi? Hayır iyi değil: Kötü!
Yarın devam edeceğiz bu mevzua. Hazır olun çok acayip şeyler diyeceğim. (Buna da kendin PR yap, kendin ye deniyor.)
Mutlu Tönbekici - Vatan
mutlu.tonbekici@gmail.com
Yorumlar12