28 Şubat’ın hayaleti

  • GİRİŞ02.03.2009 09:48
  • GÜNCELLEME02.03.2009 09:48

YILDÖNÜMÜNÜ geçtiğimiz hafta sonu idrak ettik, ama bence meseleyi hakkıyla idrak etmiş değiliz. 28 Şubat müdahalesinden söz ediyorum.

Lafla "darbe karşıtı" olmanın suyu çıktı ve pek de anlamı yok. Dahası, lafla darbe karşıtlığı, işin içinden sıyrılmanın en kolay yolu.

Çünkü, darbeler, aynı zamanda siyasal darboğazların sonucu ve zor olan bu darboğazları aşmak. Ancak Türkiye, darbe ihtimalinden sıyırmış olsa da, siyasal darboğazlarını aşabilmiş değil. Artık Türkiye’de darbe ihtimali yok, çünkü uluslararası konjonktür ve Türkiye’nin dünya sahnesindeki yeri, böyle bir müdahaleye geçit vermez. İyi ki böyle, ama bu tek başına umut vaat edici bir tablo olmaktan uzak.

YÜZLEŞEMİYORLAR

Darbeler üzerinde hakkıyla düşünüp taşınmış olmak bu açıdan, siyasal darboğazlardan kurtulabilmemiz açısından çok önemli. Oysa diğerleri bir yana sonuncusu, yani 28 Şubat ile de doğru dürüst hesaplaşmış değiliz. Her koşulda, "darbe karşıtıyım ezelden, gönül geçmez güzelden" havasındaki "demokrat"lar bir yana, "28 Şubat’ın hayaletiyle" boğuşmak laiklerin de, muhafazakárlarında işine gelmiyor.

Laikler, Türkiye’de din ve vicdan özgürlüğünün ne kadar dayatıcı bir sorun olduğunu anlamazlıktan gelmekte, inkár etmekte, küçümsemekte sonuna kadar direndirler. Bu uğurda, 28 Şubat müdahalesine destek vermek bir yana, böyle bir müdahaleyi kışkırttılar. Bununla yüzleşmekten hálá kaçınıyorlar. Bir kısmı AKP iktidarına karşı, keşke mümkün olsa da benzer yollarla sahneden kovulsalar duygusunu taşıyor. Diğerleri, bükemediğin eli öpme manevraları ile işi kurtarmaya çalışıyor. Olmuyor, çünkü hakiki bir toplumsal barış temeli kuramayan, sonuna kadar pragmatik bir uzlaşma, sağlam ve ikna edici değil.

Diğer taraftan muhafazakárlar, iktidar olmayı, iyiden iyiye bir öç alma imkánı olarak görüyor, kullanıyor. Böyle bir iktidar anlayışının toplumsal barışa ne kadar katkısı olduğu ortada. Dahası, acı ama gerçek, bu iktidarın temelinde 28 Şubat müdahalesinin harcı olduğu gerçeğini görmezden geliyorlar. Oysa bu, Türkiye’yi anlamaları açısından son derece önemli.

28 Şubat’a giden yola, laikler toplumsal dinamiklere, taleplere sonuna kadar direnme körlüğü ile, muhafazakárlar ise bu dinamikleri "İslamcılık" gibi dar bir mecraya sıkıştırarak taş döşediler. Refah Partisi’nden AKP’ye giden yol bir iç hesaplaşma ile değil, bir müdahalenin zorlaması ile oldu. Ama bundan çıkacak dersleri kimse üzerine almak heveslisi değil.

KARANLIKLAŞIYOR

Oysa siyasal darboğazları aşmak için, muhalefetin, karanlık yollara tevessül etmemeyi, bazı kurumlara yaslanmamayı ve en önemlisi, toplumsal dinamikleri doğru dürüst okumayı öğrenmesi lazım. Diğer taraftan iktidarın, bir toplumu hakkıyla yönetmenin yıldırmak, susturmak değil, asgari de olsa toplumsal barış zeminini kurmakla mümkün olduğunun bilincinde olması gerekiyor. Türkiye’de mevcut tablo bu değil, daha kötüsü, tablo giderek daha da karanlıklaşıyor.

28 Şubat’ın hayaleti, bir yandan başörtüsü yasağı başta olmak üzere din ve vicdan özgürlüğü konusundaki kuşku ve dirençlerle, diğer yanda, iktidarın 28 Şubat’ın öcünü almaya azmetmiş yıldırma-susturma siyasetleri ile aramızda dolaşmaya, daha doğrusu ayağımıza dolaşmaya devam ediyor.

NURAY MERT - HÜRRİYET

Yorumlar6

  • Mehmet Kan 16 yıl önce Şikayet Et
    Nuray Mert. Sen benim için öldün...Artık kimse seni bana demokrat diye yutturamaz...Sahibinin sesi olmuşsun (Aydın Doğan). Türkiye'de demokrasinin en büyük düşmanlarının kimler olduğu artık ayan beyan ortaya çıktığı halde...Hala illizyon yapıp güya Ak partiyi suçluyorsun...28 Şubat'ın intikamı tabi ki alınacak....Keşke en başta 27 Mayıs olmak üzere bütün darbelerin intikamı alınsaydı....Türkiye bir daha asla darbe yüzü görmezdi..
    Cevapla
  • Orhan Erol 16 yıl önce Şikayet Et
    Kimin ekmeğini yerseniz...... Hürriyet Nuray Mert'i biraz değiştirmiş.Açıktan diyemiyor ama o da patronuna haksızlık yapıldığını düşünenlerden.
    Cevapla
  • Suphi UÇAK 16 yıl önce Şikayet Et
    DÜNYA HEPİMİZE YETER. Kimse merak etmesin bu dünya bütün insanlık ailesine yetecek zenginlikte yaratılmıştır.Yeter ki insanlar onu aşağılık zevkleri için harap etmesin.Laiklerin de müslümanları anlaması lazim.Bilmeliler ki laiklerin hayatları doğrusu ve eğrisi ile kendilerine aittir.Doğru ise Allah onlara cenneti,eğri ise cehennemi verecek.Biz müslümanlar ne cennetin fedaileri,ne de cehennemin bekçileri değiliz.Bizden asla kormalarına gerek yok.Onlr bize karışmazsa biz hiç karışmayız
    Cevapla
  • Enes Uysal 16 yıl önce Şikayet Et
    bağımsız medya mı? o ne?. hiçbir zaman bağımsız, tarafsız medya olmaz dostum. Ya Hak ve adaletten yanasın ya da karşısındasın. Ya zulum ve zulmedenden yanasın ya da karşısındasın. Birey için de medya için de bu geçerli. gerisi boş dostum...
    Cevapla
  • ismail ceyran 16 yıl önce Şikayet Et
    darbecilerin ağzı. Ne güzel ablamızdın sen nuray mert seni son dönemlerde dindarlara karşı agresifleştiren şeyin ergenekon korkosu olduğu söylentileri piyasada dolaşıyorsenin hangi açığın yakalamışlar bilmiyorum ama keşke dediğin gibi muhafazakarlar(dindarlar)iktidar olmayı,iyiden iyiye bir öç alma aracı olarak kullanabilselerdi önemli bir yalnışında şu bu iktidarın temelinde 28 şubat müdahalesinin harcı yok.Bu iktıdarın temelinden bu toplumun DEĞERLERİ VE SARSILMAZ DİNAMİKLERİ VAR.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat