‘Kurtlar Vadisi Türkiye’!

  • GİRİŞ06.02.2011 08:19
  • GÜNCELLEME06.02.2011 08:19

Üstelik geçen hafta, ‘Yahudi Soykırımı’nı anma haftasıydı.

Birçok liberal demokrat yazarımız, bu vesileyle gittikleri Polonya dönüşü, soykırım konusunu sadece İsrail politikalarına karşı eleştirileriyle ilintilendirdiler. Özellikle de bu hafta vizyona sokulan, bu son derece tartışılmaya muhtaç film veya daha doğrusu ‘fenomen’ ısrarla göz ardı edildi.

Tüm sığlığına rağmen bu filmi ciddiye almamak gibi bir lüksümüz olmadığını düşünüyorum. Kurtlar Vadisi serisinin, genelde şiddet ve karanlık ilişkiler övgüsü olması bir yana, siyasi mesaj taşıma gibi bir iddiası var ve izleyici kitlesinin algı ve beğenisi de bu yönde. O kadar ki, Yeni Şafak gazetesinin sinema sayfası filme ilişkin olarak, ‘Politik değeri sinemasal değerini aşan bir gösteri’ başlığını kullanmış (30 Ocak 2011).

Rambo masum değil

“Amerikan sinemasının da ‘Rambo’ serisi aynı şey değil mi?” diyerek konuyu geçiştirmek mümkün değil. Her şeyden önce ne Amerikan sineması, ne Rambo serisi hiç de masum örnekler değil. Diğer birçok Hollywood yapımı gibi, Rambo serisi de, ABD emperyalizminin sinemada popülerleştirilmesinden başka bir şey değildi. Belli ki, Polat Alemdar ve Kurtlar Vadisi de, emperyal heveslerin canlandığı Türkiye’nin, bu heveslerini popülerleştirdiği araçlarının başında geliyor. Nitekim, başrol oyuncusu, kendisiyle yapılan bir röportajda, olaya ne kadar siyasi yaklaştığını, filmin nasıl bir ‘misyon’u olduğunu ve nasıl bir ‘bilinçlendirme’ amaçladığını gayet açık biçimde ifade etmiş (Zaman Pazar eki, 23 Ocak 2011).

Kurtlar Vadisi Filistin’de, serinin diğer örneklerinde olduğu gibi ve fazladan bir şiddet övgüsü, bir ölüm orjisi sergileniyor. Diğer taraftan, benzetildiği veya özendiği Rambo filmlerinde olduğu gibi, tam bir taammüden cehalet örneği. Bu noktada, genel kültürü çocukluklarında okudukları Malkoçoğlu, Kara Murat, Tommiks, Teksas’tan ibaret olan, filmin başrol oyuncusu ve yapımcılarından fazla bir şey beklenemez. Ama, ‘politik değeri’nden bahsedenlere ne demeli bilemiyorum.

Dahası, bırakın İsrail ve Yahudi imajı meselesini, film Filistin meselesine bakışı açısından da son derece sorunlu. Konuya sığ olmanın ötesinde, son derece tepeden bakan bir tavrı yansıtıyor. Filme bakarsanız, Filistinliler ve tüm Arapların altmış üç yılda (Filistin mandası dönemini de katarsanız yüz yıla yakın zamanda) yapamadığını, Türk kahramanı iki arkadaşıyla kolayca gerçekleştirebiliyormuş, adamlar boşuna zahmet çekmiş.

Yazının devamını okuyabilmek için bu linki tıklayınız

Yorumlar10

  • Batya Galanti 14 yıl önce Şikayet Et
    Inanilmaz. Turk toplumunda insanlarin beyinleri oyle yikanmiski kimseyi olaylarin farkli bir boyutu olduguna inandirmak bile imkansiz. Terore karsi yurutulen savaslarda yasanabilecek dehset goruntulerini kabul etmemek imkansiz, ancak olayin farkli yonlerini, olaylarin gelisim surecini , oncesi, sonrasi bilmeden hic bir zaman saglikli yorum yapilamayacagini kabul etmenize imkan yok hele karsinizda Israil olunca. Hamasin sivilleri olume iten yontemlerinden bihaberseniz?vs....
    Cevapla
  • Mücahit Çakır 14 yıl önce Şikayet Et
    hatılartmakta yarar var. bu ülkede israil ve abd den maaş alan gazeteci kelam sahibi köşe yazarları var.. mert olmak ta yarar var.. rambo , rusyanın afgan işgaline karşı müslümanların sempatisini kazanmak için uydurulan bir rol,ancak yıllar sonra abd afganı işgal etti.. rambo ile polat alemdarı kıyaslamak başlı başına terstir.polat alemdar işgalci türkiyenin beyaz perdeye taşıdığı kahramanı değil.
    Cevapla
  • Saral Saral 14 yıl önce Şikayet Et
    Nuray Mert. Nuray Merte kızıp, Kurtlar Vadisni savunacak değilim. Ancak filimde Yahudi ile Siyonist farkı gözetilmiştir. Bu filim, 80 ihtilalindeki Gırgır dergisine benziyor. Evren ve avasnesine yan gözle bakanın perişan olduğu 12 Eylül 1980 ihtilali sonrası, Oğuz Aralın Gırıgırında darbe ile dalga geçiliyordu. Miilet Gırgırla deşarz oluyordu. Nuray Mert Kenan Evrenden daha despot bir ruh haline sahip olacak ki, Siyonistlerden filimle bile intikam alınmasına tahammül edemiyor.
    Cevapla
  • şükrü ertaç 14 yıl önce Şikayet Et
    Nuray hn geceyarısı ekspresini hatırlarmısın,. Tamamiyle Türkiyeye iğrenç iftiralarla dolu berbat bir filmdi bir rum yönetmen çevirmişti o zamanlar turizm,mizi baltalamıştı yani sakın Türkiyeye gitmeyin dayak yer tecavüze uğrarsınız temasını işliyordu sizler gibi laikçi beyazlar buna pek ses çıkarmamıştı şimdi ise yahudilerin yaptığını ve tüm dünyanın bildiğini ilan eden bu filme niye karşı çıkıyorsun yok şiddet çoktu vs,bu şirket en azından ABD,den filan izin istemeden böyle bir film yapmış bu insanları kutlamak lazım filmi muhakkak göreceğim.
    Cevapla
  • lophius piscatorius 14 yıl önce Şikayet Et
    Çakma Demokrat Nuray. Senin "Filistin sokaklarında rastgele adam öldürülmüyor." dediğin yerde "Rachel Corrie" kameralar önünde acımadan insafsızca öldürüldü. Sen İsrail salvolarıyla dolu yazında İsraili paklarken interneti aç da Amerikalı bir kadının İsrailliler tarafından ne hale getirilmiş bedenine bak da utan. Sokaktakileri öldürmüyorlarmış. "Misket bombalarını da çocuklar oynasın diye atmışlardı de." de ne olduğunu iyice anlayalım.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat