Borçtan kurtulmanın manevi yolları

  • GİRİŞ21.09.2013 15:17
  • GÜNCELLEME21.09.2013 17:40

Bundan dolayı İslâm âlimleri, borçlanmak kişiye unutkanlık verir, buyurdular. Borçluların, borçlarından kurtulmalarının manevî yollarından biri de,  Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin ruhâniyetinden istimdâd etmeleridir. Bu güzel bir adettir. Ve hemde adetlerin en güzellerindendir. Tecrübe edilmiştir. Bunu tecrübe eden borçlular, borçlarından kurtulmuşlardır. Her sene, Zilkâde ayının on beşi olduğu zaman Medine-i Münevvere'de bulunan Müslümanlar büyük bir heyecan ile buğday tedarik etmeye çalışırlardı. Borçlular, borçları için bir miktar buğday bulur. O buğdayların taşlarını temizler. Büyük bir itina ile yıkarlardı. O buğdayı beyaz bir kesenin içine koyarlardı.

Sonra Zilkâde ayının on yedinci gecesinde akşam namazıyla Yatsı namazının arasında; lütuf ve kerem madeni Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin kabr-i şeriflerine gelirlerdi.

O taşları ayıklanmış, yıkanmış temiz buğdayı Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin kabr-i şerifine takdim ederlerdi.

Büyük tazarru ile:

-"Ya Resûlallah (s.a.v.)! Benim şu kadar borcum vardır! Âtiyye (vergi ve ihsanlarına) muhtacım! Düştüğüm bu borcumdan beni kurtar; rahata kavuştur!" diye dua ederlerdi.

Ve sonra da buğday kesesini Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin kabr-i şeriflerinin hizasında bulunan pencereden içeriye bırakırlardı. (Mir'âtü'l-Harameyn- Mir'ât-i Medine, c. 3, s 48, Maddî ve Manevî Sıkıntılardan Kurtulmanın Manevî Yolları, s. 160, Ömer Faruk Hilmi) 

Bu şekilde borçlarını Efendimiz (s.a.v.) hazretlerine arz edenlerin borçları, o sene içinde ödenirdi.

Onlar, Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin şefaatine nail olurlardı.

Borcu ne kadar çok olursa olsun; Allâhü Teâlâ hazretleri o kişiye borcunu ödeme imkanı verirdi.

Sebepler yaratırdı.

Efendimiz (s.a.v.) hazretlerine bu şekilde borçlarını arz etmek, Medine ehlinin sünnetleri ve adetleriydi.

Hatta borçlu olmayanları bile bu Zilkâde ayı geldiğinde gider borçlanırdı.

Sonra da gelip, borcunu Efendimiz (s.a.v.) hazretlerine arz ederlerdi.

İhtiyacını Efendimiz (s.a.v.) hazretlerine arz etmek; onlara büyük bir haz veriyordu.b Cezbe veriyordu.

Efendimiz (s.a.v.) hazretlerine borçlarını arz etmek onlar için büyük bir şerefti. Övgüye layık bir hal idi. Mir'âtü'l-Harameyn- Mir'ât-i Medine, c. 3, s 48, Maddî ve Manevî Sıkıntılardan Kurtulmanın Manevî Yolları, s. 160, Ömer Faruk Hilmi) 

Çünkü onlar, kâinatın efendisine hallerini arz ediyorlardı.

Onlar, alemlere rahmet olan yüce bir zata hallerini arz ediyorlardı.

Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin şefaatiyle borçlarını ödeme imkanına kavuştukları zaman; Efendimiz (s.a.v.) hazretlerine ümmet ve komşu oldukları için Allâhü Teâlâ hazretlerine şükür ediyorlardı…

HERKES EFENDİMİZ (S.A.V.)E MUHTAÇTIR 

Bu halini Efendimiz (s.a.v.) hazretlerine arz etmek sadece fakirlere mahsus değildi.

Zenginlerde mutlaka borçlanır ve sonra gelip Efendimiz (s.a.v.) hazretlerine hallerini arz ederlerdi.

Bu adet, sadece Medine-i Münevverede oturanlara mahsus değildi.

Misafirlerde hallerini Efendimiz (s.a.v.) hazretlerine arz ediyorlardı.

Hatta hususî hallerini arz etmek için her senenin Zilkâde ayının on yedinci gecesi, mü'minler Medineye akın ediyorlardı.

Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin ziyâretine geliyorlardı…

Hatta o dönemin insanları, beşikteki çocukları için bile Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin kabr-i şeriflerine buğday takdim ediyorlardı. Mir'âtü'l-Harameyn- Mir'ât-i Medine, c. 3, s 48, Maddî ve Manevî Sıkıntılardan Kurtulmanın Manevî Yolları, s. 160, Ömer Faruk Hilmi)  

BUĞDAYIN MİKTARI 

Borçluları, borçları nisbetinde buğday tanesini bir keseye koyarlardı. Yani bir adamın eğer bir kuruş borcu varsa; bir keseye bin adet buğday tanesini koyardı (Mir'âtü'l-Harameyn- Mir'ât-i Medine, c. 3, s 48, Maddî ve Manevî Sıkıntılardan Kurtulmanın Manevî Yolları, s. 160, Ömer Faruk Hilmi) 

VEKÂLET YOLUYLA ARZ MÜMKÜN MÜ? 

Eyyûb Sabrı Paşa buyurdu:

Medîne-i Münevverede bulunduğum zaman bende Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin kabr-i şerifine buğday takdîm ile borçtan kurtulmak için; Efendimiz (s.a.v.) hazretlerine halimi arz ettim. Gerçekten borçtan kurtuldum.

Dersaadet'te (İstanbulda) bulunduğum sırada da bir kese buğday göndererek; vekâletle Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin mübârek ruhâniyetlerinden istimdatta bulundum. Gerçekten de Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin ikram ve ihsanlarına mazhar oldum (Mir'âtü'l-Harameyn- Mir'ât-i Medine, c. 3, s 48, Maddî ve Manevî Sıkıntılardan Kurtulmanın Manevî Yolları, s. 160, Ömer Faruk Hilmi)

HALİNİ ARZ EDERKEN OKUNACAK DUA 

O dönem Medine-i Münevvere ehli, hallerini Efendimiz (s.a.v.) hazretlerine arz ederlerken şu beyitleri okumanın lazım geleceğine inanıyorlardı:  

İleyke ya rasûlallah! Ya eşrafe'l-verâ! 

Lecce'tü ve ennî zâhilü'l-akli hâir… 

Ürîdü fikâken min düyûni taallaktu 

Bizimmeti miskînin ledeyke mücâvir, 

Ve ashâbü hâzeddeyni liddeyni yetlubu 

Ve mâlî min mâlin ve aczî zâhir 

Kalilü'htiyâli lâ etîku tekessüben 

Bibâbike matruhun lifadlike nâzir. 

Fefekke resûlallah ezimmete kürbetî 

Ve eksimü birrahmanı inneke kadir. 

Eğisnî eğisnî ya şefîu bi nazratin 

Fe babuke maksûdî ve fazlüke ğâmir 

Ve ente resûlallahi hiyeretü halkıhî 

Ve ente ale'l-ekvâni nâhin ve âmir 

Aleyke salavâtüllahı mâ zekera'l-hümma 

Ve hanne müştâkün ileyke zâir.  

Türkçesi de şöyle:  

Ya Resûlallah (s.a.v.)! 

Ey insanların (ve cinlerin ve mahlukatın) en şereflisi! 

Sadece ilticâ ettim! 

Muhakkak ki aklım gitmiş. 

Hayretler içindeyim! 

Bağlandığım borçlardan kurtulmak istiyorum; 

Miskinin zimmetiyle…   

Senin huzurunda ve sana komşuyum! 

Bu borcun sahipleri; borçları istiyorlar! 

Benim hiçbir malım yok! 

Aczim ortadadır! 

(Borcu) yüklenmem çok az! 

Kazanmaya güç yetiremiyorum! 

Kapına (eşiğine) atılmış bir haldeyim! 

Senin fazl-ü keremini bekliyorum! 

(Ya) Resûlallah! Zimmetimin sıkıntılarını çöz! 

Rahmana yemin ederim ki, senin buna gücün yetir! 

Ey şefaat edici! 

Bana yardım et! Bana yardım et! 

Bir nazarla! 

Senin kapın benim maksudümdur! 

Senin fazl-u keremin taşıp akıyor! 

Ve sen Allâhın resûlüsün! 

Onun mahlukatının en hayırlısısın! 

Ve sen kâinata; yasaklayıcı ve emredicisin! 

Allâh'ın salavâtı senin üzerine olsun! 

Ateşli hastalığa yakalanmış olan kişi zikrettiği müddetçe… 

Sana müştak olan ziyâretçi; inledikçe Mir'âtü'l-Harameyn- Mir'ât-i Medine, c. 3, s 48-49 (Bu duanın Arapça Türkçe ve Farsça okunuşları hakkında bakınız, Maddî ve Manevî Sıkıntılardan Kurtulmanın Manevî Yolları, Ömer Faruk Hilmi)

MUKADDES EMÂNETLER ARASINDA BULUNAN BUĞDAY  

Borçlu Medine-i Münevvere ehlinin, Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin mübarek kabr-i şeriflerine takdim ettikleri buğday, bu gün mukaddes emanetleri bölümünde muhafaza edilmektedir (Bakınız, Maddî ve manevî sıkıntılardan Kurtulmanın Manevî Yolları, s. 162, Ömer Faruk Hilmi) 

Eyyûb Sabrî Paşanın "Mirâtü'l-Harameyn kitabında anlattığı bu hadiseyi bizde; "MADDİ VE MANEVÎ SIKINTILADAN KURTULMANIN MANEVÎ YOLLARI" kitabımızda geniş bir şekilde anlattık... 

Tavsiye ederim... 

Ömer Faruk Hilmi - Haber7 

omerfarukhilmi@gmail.com

Yorumlar16

  • Ahmet 5 yıl önce Şikayet Et
    Havam 2 tane bankaya borcum var çok borc yaklaşık 2 yıldır da düzenli olarak çalışamıyorum bana yardımcı olurmusunuz
    Cevapla
  • Hocam 5 yıl önce Şikayet Et
    Hocam yalvariyorum borcum cok odeyemiyorum allahima dogalar ediyorum ama cok sıkındıdayim ne yapmam lazim hoc
    Cevapla
  • Şeyhzade Bilal 6 yıl önce Şikayet Et
    "O şirk koşanlar, şirk koştuklarını gördükleri zaman: 'Rabbimiz, seni bırakıp bizim dua ettiğimiz ortaklarımız bunlardır' diyecekler. (Onlar da bunlara:) 'Siz gerçekten yalan söyleyenlersiniz' diye sözü (geri çevirip) fırlatacaklar." (16/Nahl, 86)
    Cevapla
  • Kerime 7 yıl önce Şikayet Et
    Selam eşim ceza evinde ve 3 çocuğa bakıyorum devletin verdi para yetmiyor çocuklarım istediklerini almıyorum zoruma gidiyor eşim para cezasından yatıyor dayanacak gücüm kalmadı Yoruldum artık
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • ahmey kul 7 yıl önce Şikayet Et
    kendi ulkemizde bunu yapamazmiyiz peyganberin ruhaniyeti her yerde
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat