Dünyada “think-tank” diye tabir ettiğimiz pek çok stratejik düşünce araştırma ve geliştirme kuruluşu bulunmakta. Bunlar sürekli geleceğe ait çeşitli tahminler yürütmekte ve raporlar yayımlamakta.

Genelde pek çok istatistiksel araçlar, sayısal veya sayısal olmayan diğer yöntemlere dayandırdıkları bu tahminler çıkarsa bakarsınız o kuruluşu el üstünde tutmuşlar.

Yok dedikleri çıkmazsa istatistik nasıl olsa yalanın kuyruklusu değil mi? Öngörünün neden tutmadığı her zaman bilimsel şekilde izah edilebilir. Deneklerden kaynaklanan nedenlerle verilerin gerçeği yansıtmaması, dengeleri alt üst eden değişimler, yeni ortaya çıkan krizler ve daha neler. Örneğin kaset krizinden önce kim bilebilirdi sadece bir hafta sonra CHP liderinin değişeceğini?

Meraklananlar için sözü uzatmadan 2050 yılında Dünya’nın panoraması ne olacakmış bir bakalım.

İngiltere’de PWC isimli bir kuruluşta 2006’dan bu yana, 2050 yılında dünyanın en büyük ekonomilerine sahip 20 ülkesi hangileri olacak diye kafa yoruyorlarmış. 2006 yılında ürettikleri rapordan sonra durumu gözden geçirip 2008 yılında tekrar tahminde bulunmuşlar.

Ocak 2011 yılında yayımladıkları raporda da en son küresel ekonomik krizin fatura ve verilerini de işin içine katarak yeni öngörülerini belgelemişler.

2050 yılına kim öle kim kala demezseniz, muhtemelen pek çoğumuzun göremeyeceği o yıllar için en büyük ülkeler hangileri olarak öngörülmüş bir bakalım.

Önce ilk üçü ele alalım. Çin 2050 yılında birinci sırada yer alıyor, arkasında bu yıl onbirinci sırada yer alan Hindistan ikinci, birinciliği kaptıracak olan ABD ise üçüncü sırada geliyor.

Şu an yedinci olan Brezilya dördüncülüğe yükselmiş, üçüncü olan Japonya beşinciliğe düşmüş, dokuzuncu Rusya altıncılığa yükselmiş, ondördüncü sırada olan Meksika yedi basamak atlayarak yedinciliğe yükselmiş durumda.

Tahminler konusunda belki de en ilginci şu anda onaltıncı sırada Türkiye'nin arkasında bulunan Endonezya'nın dokuz basamak birden atlayarak Türkiye'nin çok önünde sekizinciliğe hem de 2050 dokuzuncusu bugünün dördüncüsü Almanya'nın önünde bir yere yerleşmesi.

Listenin sonunda ise dokuzuncu Almanya ve onuncu İngiltere yer alıyor. Kalan on ülkeye ise bu yazıda yer verilmedi.

Rapor içinde belli aralıklarda hangi ülkenin hangilerini geçtiği gibi ayrıntılar da yer almakta.

Peki şu an ilk onda yer aldığı halde düşmesi tahmin edilenler hangileri? Bunlardan ilk onda yer alan İtalya onbeşinciliğe, Kanada ise onaltıncılığa kadar düşüyor.

Raporda yer alan tahminler için ülkelerin büyüme ve gayri safi milli hasılaları gibi sayısal veriler dışında sayısal olmayan faktörlerden bahsedilmemekte. Bu araştırmada yer alan Kanada ve Endonezya’nın çok ilginç iniş/çıkışlı değişimlerini gerekirse daha sonraki yazılarda ele alabiliriz.

Rapordaki 2050 yılı tahminlerinin en önemli iki noktasını bizce şunlar oluşturuyor.

1) 2050 yılında ekonomik güç ve üstünlük bugünün gelişmekte olan ülkelerine kayacak.

2) PWC tarafından E7 ülkeleri olarak tanımlanan grubun (Çin, Hindistan, Rusya, Brezilya, Türkiye, Meksika ve Endonezya) 2020 yılında ekonomik büyüklüğü G7 ülkeleri olarak tanımlanan (ABD, Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya ve Kanada) grubunun toplamından daha fazla olacak.

Her halde tahminler nasıl gelişirse gelişsin “günlerin insanlar arasında nöbetle döndürülüp durduğu” İlahi fermanı gelecek nesillerce de görülecek.

Peki bizim 2023 hedefi olarak ilk onda yer almasını öngördüğümüz Türkiye’ye 2050 yılında hangi konum biçilmiş dersiniz? Söyleyelim: onikincilik! PWC’nin 2050 Yılında Dünya tablosuna ne kadar katılırsınız bilemeyiz ama özet olarak aşağıda listeleyelim.

Prof. Dr. B. Gültekin Çetiner - Haber 7
drcetiner@gmail.com