Disiplin Cezasında Sicil Affı

  • GİRİŞ03.08.2013 09:14
  • GÜNCELLEME03.08.2013 11:02

22.6.2006 tarihli ve 5525 sayılı Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Bazı Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun'a ek olarak düzenlenen madde üç bölümden oluşmaktadır. 

Maddenin birinci fıkrasında, 28.02.1997 tarihinden sonra verilen disiplin cezaları nedeniyle memuriyetten çıkarılan ve 4455 sayılı Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun veya 5525 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmış olanların memuriyete giriş şartlarını kaybetmemiş olmaları, durumlarına uygun boş kadro veya pozisyon bulunması, bu kadro ve pozisyonlara ait nitelikleri taşımaları ve üç ay içinde müracaatta bulunmaları koşulları ile yeniden göreve alınmalarında 6363 sayılı 2013 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nun ekinde yer alan atama sayısı sınırlamasının uygulanmayacağı düzenlenmiştir. Birinci fıkra, daha önce af kanunlarından yararlanıp memuriyete dönüş bekleyenleri ilgilendirmektedir. 

43. maddenin ikinci fıkrasında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi aday memur olarak görev yapmakta iken, 01.01.1990 tarihi ile 43. maddenin yürürlüğe girdiği 02.08.2013 tarihi arasında 657 sayılı Kanun m.125/1'in (A) bendinin (g) alt bendinde yer alan fiili işlediği, yani işyerinde kılık ve kıyafet hükümlerine uymadığı gerekçesiyle 657 sayılı Kanunun 56 ve 57. maddeleri uyarınca disiplin cezası alan veya memuriyetle ilişiği kesilerek asli memurluğa atanamayanların, 02.08.2013 tarihinden itibaren üç ay içinde eski kurumlarına müracaatta bulunmaları ve 657 sayılı Kanun m.48'de belirtilen genel şartları taşımaları halinde daha önce görev yaptıkları kuruma iki ay içinde atanacakları düzenlenmiştir.

 

Maddenin üçüncü fıkrasında ise, disiplin cezası alan ve bu nedenle yükseköğretim kurumu ile ilişiği kesilenlerden, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun geçici 40, 43, 45, 46, 48, 50, 56 ve 58. madde hükümlerinden yararlanarak ön lisans veya lisans öğrenimini sözkonusu maddelerde öngörülen şartlar dahilinde ve 02.08.2013 tarihinden önce bitirmiş olanlar için 02.08.2013 tarihinden itibaren iki yıl süreyle, 31.12.2015 tarihine kadar bitirecek olanlar için ise öğrenimlerini bitirdikleri tarihten itibaren iki yıl süreyle kamu görevlerine giriş için yaş şartı aranmayacağı düzenlenmiştir.

6495 sayılı Kanunun 43. maddesinin memuriyete dönüş imkanı tanıdığı açık olmakla birlikte, kişilerin memuriyet ile ilişiğinin kesildiği tarih ve aftan yararlanmak suretiyle memuriyetlerine dönüş tarihi arasındaki süreye ait sigorta primlerinin Devlet tarafından ödenip ödenmeyeceği sorusu akla gelebilir. Örneğin, 1998 yılında memuriyet ile ilişiği kesilen bir aday memurun, 6495 sayılı Kanunun 43. maddesinden faydalanmak suretiyle memuriyet görevine dönüş yapması halinde, aradan geçen 15 yıllık sigorta primi Devlet tarafından ödenecek midir? 

43. maddeden, aday memurların disiplin cezası alıp memuriyet ile ilişiğinin kesilmesi ile asli memurluğa atanmaları arasında geçen sürenin çalışma süresi olarak sayılamayacağı anlaşılmaktadır. Kanunda bunun aksini gösteren, arada geçen sürenin çalışma süresinden sayılacağı ve dolayısıyla sigorta primlerinin Devlet tarafından ödeneceğine dair bir ibare bulunmamaktadır. 

Aday memur o tarihte disiplin cezası alıp ilişiği kesilmiş ve bu ceza affa uğramıştır. Cezadan dolayı memuriyet ile ilişiğin kesilmesi ve tekrar memuriyet görevine dönme arasında geçen süreyi telafi eden veya ilişiği kesilen aday memuru haklı gören bir yargı kararı veya Devlete prim ödeme sorumluluğu yükleyen açık bir kanun hükmü olmadığı müddetçe, geçen süreye ait primin Devlet tarafından karşılanması mümkün olamayacaktır. Kaldı ki, affın Devlete prim ödeme yükümlülüğü getirdiğini ileri sürmek, müessesenin amacıyla bağdaşmayacağı gibi, uygulama alanını aşırı genişletecektir. Disiplin cezasından dolayı müktesep hakkın gündeme gelebilmesi için, bu cezayı iptal eden yargı kararına ihtiyaç vardır. Bu da ancak, şartlarının varlığı halinde yargılamanın yenilenmesi ile gündeme gelebilir. 

Bunun dışında, memuriyet ile ilişiğin kesilmesi ve o dönemde müracaat edildiyse müracaat eden hakkında verilen yargı kararı bu kişiyi bağlayacak ve arada geçen sürenin telafisini engelleyecektir. Çünkü idari tasarruflar, uygulandıkları dönemde geçerli olan yasal mevzuata göre değerlendirilir. Kazanılmış hak ve af kavramlarını birbirine karıştırmamak gerekir. Af, yasama organının disiplin cezası veya adli ceza alana uyguladığı bir takdirdir. Bu sebeple, bir haksız uygulamanın kabulü veya tescili olarak görülemez. 

Yasa değişikliği, ceza nedeniyle geçmişe dönük yitirildiği düşünülen hakların kazanımı için geriye etkili uygulanamaz. Affa konu yasa değişikliği veya geçmişteki bir hukuka aykırılığı düzelten yasa değişikliği, o ana kadar çekilen cezayı ve uğranılan kaybı telafi edemez. Ancak ondan sonrası için hüküm ifade edebilir.

Yeni Yasa düzenlemesi ile bunun telafi edilip edilmeyeceği sorusu akla gelebilir ki, bu da ancak disiplin cezası alanlara iade-i itibar içeren yasa düzenlemesinin kabulü ile mümkündür ve istisnadır. Bir dönem Devletin tasarruflarının haksız olduğu düşünülmekte ise, Devlet kendi tasarrufları bakımından hata telafisine gidebilir. Bu noktada karşısında aşamayacağı en büyük engel elbette yargı kararları olacaktır. Devlet, sonradan kendi tasarruflarını haksız görse bile, bu tasarruflar geçmişte yargı denetiminden geçmek suretiyle kesinleşmişse, Anayasa gereği bu sorunun aşılması mümkün gözükmemektedir. 

Yazarın son sözü; daha önceki yazılarımızda da gündeme getirdiğimiz üzere, sicil affı dahil her türlü af veya af benzeri kuralların "eşitlik" ilkesi gözetilmek suretiyle getirilmesi ve uygulanması gerekir. Af konusunda, sırf tarihten veya bazı keyfi ölçütlerden hareketle farklı uygulamalara gidilmesi, adaleti, vicdanı ve hakkaniyeti zedelemektedir. Af, ya olmamalı veya getirilecekse eşit ve dürüst getirilip uygulanmalıdır. Aksi halde, toplumda algısı yanlış olacak, birilerinin korunduğu ve diğerlerinin bu korumadan yararlandırılmadığı sonucu ortaya çıkar.

Prof. Dr. Ersan Şen - Haber7

Yorumlar2

  • serhat kaya 11 yıl önce Şikayet Et
    memur affı. ağabeyim devlet memurluğundan müstafi sayıldığı için el çektirildi. 2013 yılında çıkacak olan ve başvuru süresi 01 kasım 2013 te sona erecek olan memur affından faydalanabilirmi acaba.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • fikret orçan 11 yıl önce Şikayet Et
    af kanunu kapsamında emniyet hizmetlerini kapsam dışında bıraktı. 5525 sayılı yasa kapsamında yeniden degerlendiriyor diye hükümeti takdirle karşılarken hükümet resmen adaletsizlik yapmaya devam etti sayın hükümet yetkilileri ya adil bir af yapın yada yandaş bir kanun çıkarmayın kimseye af etmeyin yada yanlışı düzeltin herkes sevinsin diger kurumlard çalışanlar memurda emniyette çalışan lar memur degilmi her türlü af veya af benzeri kuralların "eşitlik" ilkesi gözetilmek suretiyle getirilmesi ve uygulanması gerekir. Af konusunda, sırf tarihten veya bazı keyfi ölçütlerden hareketle farklı uygulamalara gidilmesi, adaleti, vicdanı ve hakkaniyeti zedelemektedir. Af, ya olmamalı veya getirilecekse eşit ve dürüst getirilip uygulanmalıdır. Aksi halde, toplumda algısı yanlış olacak, birilerinin korunduğu ve diğerlerinin bu korumadan yararlandırılmadığı sonucu ortaya çıkar.
    Cevapla Toplam 24 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat