Boğaziçililer birer Gandhi olmalı!

  • GİRİŞ25.09.2008 11:36
  • GÜNCELLEME25.09.2008 11:36
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 15 Haziran 2007’de “ 2 Ekim” gününü oy birliği ileDünya Şiddete Hayır Günü” olarak ilan etti. 2 Ekim Gandhi’nin doğum günü idi.
 
Boğaziçi Üniversitesi’nin yeni rektörü tuhaf bir şekilde özgürlükten yana değil, despotizmden yana tavır koyarak başörtülü öğrencilerin üniversiteye girişini yasakladı.
 
Yasakçı yönetime karşı bazı erkek ve diğer örtülü olmayan kız öğrenciler toplu tepki gösterdiler.
 
“Derin Dünya Devleti”nin derin Türk burokrasisini etkilemesi ile millet iradesi üniversitelere yansıyamadı.
 
Geriye şimdilik tek yol kaldı “sivil itaatsizlik”.
 
Gandhi ne yapmıştı? Hindistan’da tek bir silah kullanmadan ve şiddete başvurmadan sadece korkmadığını göstererek İngiliz zalimini dize getirmişti.
 
Şiddet unsuru ihtiva etmeyen direnişi, Hindistanda kan akıtmadan toplumu harekete geçirmişti. Böylece Gandhi birçok özgürlük hareketinin ilham kaynağı olmuştu.
 
Şiddetsizlik eylemleri ile çağın en önde gelen pasifisti olmuştu. Şiddetin ahlaken yanlış olduğunu savunan “Pasifizm” kötülükle mücadelenin çağdaş bir metodu olarak çok etkili oldu.
 
Boğaziçi Üniversitesi yeni rektörü ya korkaklığı veya provokatörlüğü nedeniyle böyle bir uygulamaya soyundu. Her iki durumda da sonuç alamayacağını bilmeli.
 
Çünkü Kemal Gürüz dönemi rektörlerinin dayanağı “Ergenekon derin ilişkileri” idi. Türk Ergenekon’u NATO tarafından tasfiye sürecine sokuldu. Artıkhiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Türkiye devleti bu konuda rüşdünü isbat etti.
 
Toplum ve özellikle üniversite gençliği de rüştünü göstermeli
 
‘Nasıl giyinip giyinmeyeceğime ben karar veririm, tıpkı hangi mesleği seçtiğime karar verdiğim gibi.’diyebilen üniversite öğrencileri başörtüsü sorununa liberal bir çözüm üretebilirler.
 
 Türkiye’nin İran olacağı paranoyasının temelsiz olduğunu ‘Toplumda bu yönde talep olmadığı’ gerçeği gösteriyor. Ancak kurulu düzenden geçinenler imtiyazlarının devamı için istisnai olayları genelleştirerek ve maksimize ederek toplumu yanıltıyorlardı.
 
Türk Toplumu nasıl aldatıldığını ve aptal yerine konduğunu anladı.
 
Artık pasifist eylemlerle Türkiye’yi modernize etme ve kendi modernizmimizi oluşturma zamanı geldi.
 
Siyasilerden bir şey beklemeyelim, resmi ideoloji zincirlerini kırmak gençlerin görevi.
 
Başörtüsünü irticanın sembolü görmek paranoyadır.
 
Dindarlığı tehlike görmek paranoyadır.
 
Kürt kimliği ile yaşamak isteyen insanı düşman görmek paranoyadır.
 
Avrupa Birliğine girişi bölünme korkusu ile birleştirmek paranoyadır.
 
Ermeni, Hıristiyan komşuları düşman görmek paranoyadır.
 
Türk Irkçılığı yaparak Ulus Devlet ideolojisini savunmak paranoyadır.
 
Türk tarihi mozaik tarihi değil ebru tarihidir, bütün renkler ve ırklar barışçıl bir şekilde bir arada yaşayabilmiştir.
 
Tek tip toplum istemek paranoyadır.
 
Çevremiz düşmanla çevrili düşüncesi paranoyadır.
 
Devletin yaptığı haksızlığa karşı koymak vatandaşlık görevimizdir.
 
Önce insanız sonra vatandaşız.
 
Sadece oyu ile değil vicdani tepkisi ve duruşu ile Türkiye’mizin geleceğine hizmet etmek isteyenler bu çağrımı dikkate almalılar.
 
Pasif direnişçilikte sayı önemli değil Gandhi için tek kişilik ordu denilmişti.
 
Kılıçsız kahramanlar, yurtsever yiğitler ve özgürlükçü gençler rektörlüğün önüne hergün bir sembol koyabilirler.
 
Pasifizmin sembolü güvercinle, barışın sembolü zeytin dalı ile “Serbestlik istiyoruz” demek hiç te zor değil.
 
Hiç kimseye sormadan sadece birey olarak tavrımızı belli edelim.
 
2 Ekim günü ve daima Türk toplumu artık üniversitesine sahip çıksın.
NEVZAT TARHAN – HABER 7

Yorumlar19

  • fatih osmanoğlu 15 yıl önce Şikayet Et
    bir cümle. gerçekten muhteşem yazan birisi.. tebrikler lakin "nevzat hocamın her fikrine katılıyom" diyen kişinin kendi fikri yok mu? Evet! şu cümleye dikkat: 'Ermeni, Hıristiyan komşuları düşman görmek paranoyadır.' bizi düşman göreni biz de düşman görürüz. sen onların örf adet gelenek görenek ve dinlerine tabi olmadıkça elbette ki senden razı olmazlar. (Bakara120)
    Cevapla
  • isa ertuğrul 15 yıl önce Şikayet Et
    Yine tarihi bir yazı yazmışsın hocam. Yerden göğe haklısın demokrasi istiyorsun bunu bile eleştirenler var yaşımız kemale erdi hala ümidim var birgün bu ülkeye demokrasi kurumu yerleşecek kahrolası faşizm birgün bitecek.İnsanları tektipleştirmeye çalışanların sonu birgün gelecek kalmayacak kadınların başını zorla kapatan İranla zorla açan ülkemizde bu yanlış birgün düzelecek.Kimbilir birgün....
    Cevapla
  • namık kemal 15 yıl önce Şikayet Et
    Kadri Hoca'ya laf yok!. İşin aslını bilmeden yorum yapmayın, engelleme diye bir şey yok. Sadece sorumuluk sizdedir diye kağıt imzalatmış. Üstelik o rektör öğrenci dostu bir insandır. Yazar doğru dürüst araştırmadan yazmış; buradan sayın Tarhan'ı kınıyorum.
    Cevapla
  • burak demir 15 yıl önce Şikayet Et
    yahu suç rektör de mi?. birincisi o rektörü cumhurbaşkanı atamadı mı?ne diye eleştiriyorsunuz ki şimdi...9 tane alevi rektör atayan kimdi...malatya rektörünün hali hazırda mardin üniversitesinde hala rektör olduğunu biliyor musunuz? ikincisi baş örtüsü yasağı danıştay kararı ile durdurulduğu için isteyen rektörler boğaziçinde bu yasağı uygulamıyordu şimdi ise akp hükümeti bu yasağı anayasaya koydurdu...adam ne yapsın yasağı akp koydu diye rektörün suçu ne? kendi düşen ağlamaz...
    Cevapla
  • söylesemfaydasıyok 15 yıl önce Şikayet Et
    nevzat hocam her fikrinize tam destek. devlet halksız halk devletsiz olmaz bu devleti yöneten nasıl bir zihniyete sahiptirlerki halkın iradesine karşı kanun yapıp bu kanunları yürürlüge koyabiliyorlar bunlara nasıl yönetilmek istedigini bu halk hangi dilde anlatmalıdır acaba yeni anayasa ne oldu neden sivil anayasa hala yapılmıyor yeni anayasayı halk oyuna sunarak hazırlansın ozaman belki chp halkın ne dedigini kabullenmek zorunda kalır aksi halde böyle rektörler çıkacaktır.tepki için gandi fikri çok yerinde olursaygılar hocam.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat