Rüşvetçinin mumu kameraya kadar yanar

  • GİRİŞ05.07.2011 09:53
  • GÜNCELLEME05.07.2011 09:53

Rüşvet bir görevliye ‘haklı veya haksız’ bir iş gördürmek ve sonuç almak için verilen ücret veya hediye olarak tanımlanır.

Spor camiasında bomba gibi etki yapan rakip takımların rakiplerine teşvik primi verilmesi rüşvet midir değil midir tartışılıyor. Ayrıca rüşvet olaylarının kameralarla tespiti önemli bir ayrıntı olarak dikkati çekmelidir.

Rüşvet, şike, teşvik primi ne derseniz deyiniz insanın kolay kazanma ihtiyacı ile doyumsuzluğunun birleştiği noktada yolsuzluk başlar.

İnsanoğlu kendisinden istenmedikçe kendisini dürüst olmak zorunda hissetmiyor. Maalesef  dürüstlük genimiz yok, dürüst olmak  bir değer olarak öğretilmelidir.

Dürüstlüğün değer olarak öğretilmediği toplumsal yapılarda bir müddet sonra dürüst olmak yaygın bir davranış olmaktan çıkar meziyet haline gelir. Dürüst kişileri ”Ne dürüst adam” diye parmakla gösterir oluruz.

Yolsuzluk karşıtı Uluslararası Saydamlık Örgütü’nün verilerine göre eğitim, sağlık, vergi ve güvenlik gibi hizmetleri alabilmek için rüşvet verilmesi gereken ülkeler listesinin 6. sırasında Türkiye bulunmaktadır.

Toplumumuzda dindar olarak bilinen birçok insanın bile kolayca rüşvet aldığını rüşveti aldıktan sonrada Cuma namazına gittiğini biliyoruz. Hatta rüşvet almayan memura kızıp “ Namussuz adam verdiğim parayı almadı” diyen rüşvetin doğallaştığı bir toplumda yaşıyoruz.

Günümüzde modernizmin ahlâkın güncelliğini kaldırması sonucu yalan prim yapan bir konuma oturdu. Üç kağıtçılığa açıkgözlülük denildiği, rüşvet yemeyen memura enayi gözüyle bakıldığı toplumsal kabul toplum bilimcilerini düşündürmelidir.

Sağlam bir eğitim aileden başlıyor. Aile yalan söylemeyi normal kabul ediyorsa kolayca yalan söyleyen bir kişi fırsatını bulduğunda rüşveti amacına ulaşmak için yöntem olarak kullanır.

Yalanın psikoloji kitaplarında bir tarifi vardır. “Bencil bir takım sonuçlar elde etmek için bilerek ve isteyerek karşısındakini aldatmak”. Günümüz medeniyetinde bencillikle bireysellik karıştırıldı. İnsanlar özgür ve bağımsız olmak isterken sadece kendisi için çalışan bireyler ortaya çıktı.

Kendi çıkarını büyük topluluğun çıkarından önde tutan insan kendini dürüst olmak mecburiyetinde hissetmemeye başladı. Çünkü dürüst olmak ona bir şey kazandırmıyor, işini zorlaştırıyordu.

Ahlaklı olan ve mesela rüşvet almayı dine ve ahlaka aykırı bilen, böyle inanan birçok insan, bu çılgınlığa, bu baskıya bir yere kadar dayanabilmektedir. Daha sonra da ihtiyaç bildiği şeyi başka yoldan gideremediği için rüşvet alma yoluna gitmektedir.

Hukukun tam işlemediği haksızlık ve yolsuzluğun  açık gözlülük olarak onaylandığı toplumlarda rüşvet sosyal veba gibi hızla yayılır.

Bazı görüşlere göre rüşvet sistem sorunudur. Özellikle kuzey Avrupa toplumlarında rüşvetin yaygınlaşmamasının en önemli bir sebebi rüşvete karşı güçlü sistem kurulmuş olmasıdır, sistemin temel mantığında açıklık ve şeffaflık vardır. Yalan söyleyen siyasetçinin kariyeri biter. Rüşvetçinin yaptığını yanına kar kalmaz.

Kapalı toplumlar din devleti dahi olsalar rüşveti önleyemiyorlar. “İyi insan ve doğru sistem” kurmaya çalışırken açık toplum olmaya çalışmak çok önemli oldu.

Dürüst bir savcı çıkıp milli iradeyi aldatan cuntacıları deşifre edebiliyor. Dürüst bir savcı çıkıp güçlü ve varlıklı insanların rüşvet oyunlarını deşifre edebiliyor. Bunu Türkiye’nin  büyük ölçüde açık toplum olmasına borçluyuz.

Kameraların ve internetin kolayca yaygınlaştığı günümüz dünyasında yalan ve rüşvet artık daha kolay deşifre olacak diyebiliriz.

Yalancının mumu yatsıya kadar değil internete kadar yanıyor ve rüşvetçinin mumu da kameralara kadar yanıyor diyebilir miyiz bilmiyorum.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan - Haber 7
ntarhan@gmail.com

Yorumlar10

  • bir gün bir yerde 11 yıl önce Şikayet Et
    aynı fikirdeyim.... ne yazık ki... oturduğum binaya asansör yaptırmak ve bu asansör için tadilat ruhsatı almak gibi yasal bir yola başvurmak durumunda kaldım. ruhsat alımı için gerekli her türlü evrakı ve projeyi tamamladım. ruhsat harcını yatırmak dahi bir mesele olmuş durumda. yaklaşık bir ay geçmesine rağmen sonuç almam mümkün olmadı. bunun üzerine süreci hızlandırmak için eş dost yardımı, ahbap ilişkileri derken sonunda gelmiş olduğum nokta tamda açıklamış olduğunuz yazıya paralel gelişmiştir. en sonunda kapalı devre kamera sistemi bulunan büromda alenen kameraya baka baka 5.000,00.-tl rüşvet isteyen belediye personelinin mumu kamera görüntülerinde yandı :d hatta bir tanesi rüşvet vermeden hiçbir işlem yapamazsın deme cüretini de kamera önünde gösterdi. şu anda bu görüntüleri yayınlasam mı yayınlamasam mı düşünmekteyim :d
    Cevapla
  • BÜYÜK FB TARAFTARI 12 yıl önce Şikayet Et
    HARİKAA:)). Herşey çok güzel özetlemişsiniz beyefendi,söyledikleriniz pek doğru. Ama bu adalet kavramının içi neden boş ve neden hala boşaltılmaya çalışılıyor.Güçlülerin adaleti yada üstünlerin hukuku denildiğinde dünde aynı bugünde aynı.Bugün iktidar olanlar yarın sanık olacaklar..Eğer gerçekten şeffaflık,eşitlik,adalet olacaksa herkese olsun.Sadece belli kesimlerin tepesine binip onları susturup ve onların üzerinden siyaset yapmak ne kadar dürüstçe!!!!
    Cevapla
  • hakan kalay 12 yıl önce Şikayet Et
    Mütebessim rumuzlu kardeşin sorusunun cevabı. Avrupa milletleri hususan Almanlar ve diğer toplulukları işin özünde dünyanın en çıkarcı bencil ve vahşi topluluklarıdır fakat şu anda çok dürüst iş yapar her kurala uyar gözükürler bunun sebebide şudur,bu milletler çıkar çatışmalarıyla yüzlerce yıl birbirlerini katlettiler en son birinci ve ikinci dünya savaşlarında hususan Almanlar müthiş kayıp ve yenilgiyle beraber hata yapmanın ağır sonuçlarını deneme yanılma yoluyla öğrendi ve mmilli bir şuur olarakta bunu benimsedi artık adama para versen kırmızıda geçmez neticede sadece Almanlar değil bütün avrupa milletleri ağır kaybın ve çıkar çatışmasının vahim sonuçlarını a.b.gibi birleşme ve birbirine dürüstlük sözleriyle önledi.Gelelim bizim müslümanlara biz bütün ahlaki seciyelerimizi dinimizden öğrendik bunun için birbirimizi kıyımdan geçirmedik dolayısıyle dinimizi hakkıyla yaşadığımız dönemlerde dünyanın en ileri medeniyetleri olduk maalesef bu son asırda müslümanlığı şekil olarak yaşadığımızdan ve batının sefih ahlakını taklitten v.s.
    Cevapla
  • R. Ercan 12 yıl önce Şikayet Et
    Haklısınız hocam... Muhterem hocam haklısınız, Haklısınız hocam. Zaten Türkiye'nin "Temizlik ve Şeffaflık notu BM raporunda her yıl 3,5 üzerinden 4 çıkıyor. Yani notumuz zayıf. Ne zamanki 10 üzerinden 7-8 (en az) çıkar o zaman ümidvar olabiliriz. Ellerinize sağlık. Herzamanki gibi müstefid olduk, güzel bir yazı okuduk.
    Cevapla
  • Mütebessim 12 yıl önce Şikayet Et
    Sebebi ne?. Ben hala kara kara düşünüyorum, işin içinden çıkamadım. Dinden uzak gibi görünen Alman toplumu, güya Müslüman Türk-Kürtlerin sahtekarlıkları ile başa çıkabilmek için ekstra tedbirler almak zorunda kalıyor. Dinsiz gördüğümüz Almanlar dindar gibi yaşıyor, dürüstlük iliklerine işlemiş, en küçüğünden en büyüğüne, aksi akıllarına bile gelmiyor. Ne kadar takdir ettiğimi bilemezsiniz. Öte yandan, bizimkilerden zaman zaman nasıl trene-otobüse biletsiz bindiklerini ve yakalanmadıklarını ballandıra ballandıra anlatanları duyunca midem bulanıyor. İmajımızın yerlerde sürünmesi boşuna değil (Türk olduğumuzu öğrenen Almanın yüzünde gayr-ı ihtiyari bir memnuniyetsizlik beliriyor, insanı kahreden bir durum). Nedir bunun sebebi, var mıdır açıklayabilecek olan?
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat