Bölücüleri ters köşe yapacak teklif

  • GİRİŞ27.08.2012 09:11
  • GÜNCELLEME27.08.2012 16:46

TBMM’de dokunulmazlıkların kaldırılarak BDP’li milletvekillerini mahkûm etme çabası tarih tekerrür mü ediyor diyeceğimiz bir yönde gidiyor.

1990’lı yıllarda Leyla Zana ve arkadaşları TBMM’den alınıp cezaevine götürüldü ve aynı tarihlerde 17 000 fail-i meçhulün olduğu bir terörü hukuk dışı bir kuvvetle önleme çabası oldu. Sonuç vermedi.

Diğer taraftan 2009’da demokratik açılım başlatıldı. Aykırılıkların ve farklılıkların ön plana çıkarılması sonucu Türk-Kürt bağları daha da zayıfladı. Sonuç vermedi.

Peki, yapılacak şey kalmadı mı? Birlikte yapamıyorsak ayrılalım mı?

Eğer bölge halkının çoğunluğu ayrılmayı isterse ne kadar baskı uygularsanız uygulayınız sonuç alamayız. Ancak şu anda önemli çoğunluk ayrılma değil kendilerine yapılan ayrımcılığın giderilmesi ve kimliklerinin tanınması ile tatmin olma noktasında gözüküyor. Fakat terör politikalarının silahlı çözüm öncelikli olması önümüzdeki 10 yıllarda Güneydoğu’yu bizden koparacak. İşte bunun için PKK ve taraftarları çözüme yaklaşmıyorlar.

Peki, çözüm nedir?

Çözüme ikna olmak için dağa çıkan gençlerin ruh halini anlamamız gerekiyor.

Dağa çıkan gençlerde “Bize karşı onlar” düşüncesi oluşturuldu.

Bir insan nasıl soykırım yapabilir? Bir insan ölme ihtimali çok yüksek bir çatışmaya nasıl girebilir? sorusu ruhbilimcilerin cevabını çok araştırdıkları bir sorudur.

Bu soruya sinirbilimciler bir yorum getirebildiler. İnsan korktuğunda, akıl yürütmeden sorumlu ön beyinle düşünmeyi bırakır ve orta beyinle düşünmeye başlar. Yani, beynin temelde bir hayvanınkinden ayırt edilemeyen kısmı ile düşünerek karar verir.

Kötü niyetli liderler ve pek çok kişinin kendisine söyleneni yapmaya eğilimli oluşu ve yapmak zorunda olduğu düşüncesini kullanırlar. Geliştirilmiş ve yetiştirilmiş korkularla tüm bu faktörler mali kriz, açlık korkusu, gelecek korkusu, “bize karşı onlar” düşüncesi ile ötekini de hümanize etme ve şeytanlaştırmayı başarırlar. Bu nedenle kötü liderler sayesinde ölüme gidişin ve soykırımın insanlık tarihinde bu denli yaygın ve tekrarlayan bir özellik olması hiç de şaşırtıcı değildir.

Dağa çıkışı önlemek için gençlere güven verici yaklaşımlar gerekiyor.

Aday kitleler

Genellikle 13-23 arası olan gençlik döneminde kişisel kimlik sorunları yaşayan gençler teröristler için potansiyel adaylardır. Teröristlerin ruh hali incelendiğinde ebeveynleri tarafından dövüldükleri veya tacize uğradıkları ve kişisel sınırlarının ihlal edildiği dikkati çeker. Pek çoğunun düşmanları tarafından aşağılandığı, bu aşağılama sonucu öfke, kin ve nefret görülmektedir.

İspanya’nın Bask ayrılıkçı terör örgütü ETA üzerinde yapılan bir çalışmada teröristlerin çoğunun Bask-İspanyol karışımı melezler olduğu, Bask’ların nüfusu % 8 olduğu halde onların oranı % 40 olduğu ifade edildi.(Rclark,1983). Bu melezlere toplum tarafından dışlanma uygulandığı, küfür edildiği, aidiyet duygularının zarar gördüğü bu araştırmada çıkan bir sonuçtu. Böylece toplum dışı edilmiş ayrımcılığa maruz kalmış kişiler ait oldukları etnik gruba gerçekten ait olduklarını göstermek için giriyorlardı.

Böyle bir araştırma Güneydoğu illerimizde acaba yapıldı mı? Bölge halkı neden terörist gruplara sessiz bir onay veriyorlar? Bu sonuçların cevabı politik değil sosyolojik ve psikolojik olacaktır.

Medyatik ilgiyi çekmek

Güneydoğu’daki sistemli şiddetin amaçlarından birisi medyatik ilgiyi çekmektir. Medyanın bir zaafından faydalanırlar. “Çarpıcı olaylar olağan haberlerden üstündür.” Medyatik kural teröristlerin gündemi belirlemesine neden olur. Gündemi teröristlerin belirlemesi, vermek istedikleri mesajı vermelerini sağlayacaktır.

Sistemli şiddetin bir amacı da nitelikli insanları öldürmek, karşı tarafı mantığıyla değil duygularıyla hareket ettirmek, insanları sindirmek, birbirlerinden kuşkulandırmaktır.

Görüldüğü gibi şiddetin üzerine giderken hep alt çizgiden yani ceza seçeneğinden gidilmesi yarayı büyütüyor. Üst çizgi yani ödül seçeneği göz ardı ediliyor.

Dağdaki gençlerin çoğu soğukkanlı düşündüklerinde eşit şartlarda terörist olmaktan vazgeçeceklerdir.

Bu sebeple onları eşit şartlara çekmek için Güneydoğu ile ilgili özel bir af çıkarmak operasyonel olarak da insani olarak da önemli ve değerli bir adım olabilir.

Stratejik hedefi Güneydoğuyu bizden koparmak isteyenlerin istediği gibi giden bir siyaset var. Bu tersine dönebilir. PKK dostları afva karşı çıksalar samimiyetsizlikleri ortaya çıkacak, taraftar olsalar dağ kadroları dağılacak.

Benimkisi psikolojik verilerden hareketle getirilen bir öneri… Karar vericilerimiz ne derler bilemem.

Nevzat Tarhan - Haber 7

ntarhan@gmail.com

Yorumlar46

  • Nasuh BİLEN 11 yıl önce Şikayet Et
    haber7'de şucu bucu yok sayın mehmet bodur. yorumda düşünce serbest değişik.
    Cevapla
  • Mehmet Bodur 11 yıl önce Şikayet Et
    inat eden ben miyim?. sen bu bayrak türkiye'nin bayrağı değil, türk bayrağı...bu bayrak altında himayemizde olursun ancak dersen birileri de bak burada bizim fi tarihinden kalma bayrak var diye aklına sokar. hoş ben kendimi paralıyorum boşuna. sen ve senin gibiler bayrağı paylaşmakta diretiyorsunuz da onlar çok mu farklı. onlar da zaten bu aşamaları geçmişler. türkiyeli diyorum diye benimle kafa buluyorlar akıllarınca. dedim ya bu ülkede çocuklar ve benim gibiler olmasa yiyin birbirinizi kalan sağlar benimdir diyeceğim ama...millet kavramına gelince; kurani kavramların değiştirilmesine karşıyım. madem ki bir kültür oluşturuyorsun onun kavramını da oluşturacaksın. ayrıca benim için öncelik kavramlar değil insanların mutluluğudur. insanların mutsuzluğuna, kavgasına sebep olan her kavramı (ve ona sebep olan bakış açısını, kazanımları(!) kaldırıp atarım bir kenara.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Metin Yazar 11 yıl önce Şikayet Et
    inat etme. millet kelimesine bizim gibi mana veren bir başka müslüman kavim yok. bir çok arapça kökenli kelimeyi süreç içinde nasıl farklı anlamlarda kullanmaya başlamışsak millet kelimesi de farklı anlamda kullanmışız. ne demek istediğimi hiç kimse anlayamazsa bile sen anlarsın, o yüzden uzatmayacağım. şu anki birikimleriyle millet olamayacakları çok açık ama vatandaş olamayacaklar diye bir şey yok. herkes gibi onlar da elbetteki vatandaş. vatandaş olmak için halk,ulus,kavim olmaya da gerek yok. bunlar tamamen farklı kavramlar. bu ülkede yaşadıkları için vatanları da burası oluyor. bu bayrağın altında yaşadıkları için bu bayrakları da bu bayrak oluyor,neden bayraksız olsunlar ki? bu bayrağı kabul etmeyenler onlar, bizim bayrağımız aylı yıldızlı kırmızılı değil, medlerden gelen aslanlı,güneşli,sarılı,yeşilli,kırmızılı bayraktır diyorlar.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Mehmet Bodur 11 yıl önce Şikayet Et
    bu ülkede benim gibiler ve çocuklar olmasa.... bu sitede genelde türkçülerle ve gdo'lu islam anlayışını savunanlarla tartışıyorum. bir başka sitede de kürtçülerle tartışıyorum. gördüğüm şudur; ne türkçüler ne de kürtçüler laftan anlamıyorlar. anlayışları tıkanmış. her iki tarafda kaşınıyor ve çatışmak istiyor. benim gibiler ve olaylara taraf olma melekesi olmayan çocuklar olmasa "yiyin birbirinizi" diyeceğim ama...
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Mehmet Bodur 11 yıl önce Şikayet Et
    millet kavramı ve kuran hakikatleri.... millet kavramı iğdiş edilmiş bir kavram. kurani bir kavram ama şu an başkalaştırılmış bir kavram. kimi ulus yerine kullanıyor kimi ırk yerine kimi....onun için aslında pek kullanmamak lazım. çünkü anlatılmak istenen mana tam hasıl olmuyor. metin kürtler millet olamaz diyor. vatandaş olabilirler mi? bir vatanları olabilir mi? pekiyi metin bey, bu topraklara türklerden önce gelen kürtlere bir bayrak, bir vatan, lütfetmeyecek misin? haydi osmanlı bayrağını türklere has bayrak yaptın, eyvallah. türk olmayanlar bayraksız mı kalacak. hoş sen bir çoğunu kitapsız da yaptın. hepsi zerdüşt oldu senin gözünde. yusuf bey demiş ki kuran hakikatleri akan kanı durdurabilir. bediüzzaman haklı ama bu devletin islam anlayışı ile olmaz bu. dindar kürtlerin sistemle problemi yok mu sanıyorsunuz? zaten ilk problemler dindar kürtlerle sistem arasında olmadı mı?
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat