Tarihten bugüne Matem-i Muharrem ve Kerbelâ - 1

  • GİRİŞ04.11.2013 09:07
  • GÜNCELLEME04.11.2013 09:33

Kerbelâ fâciâsının başından sonuna kadar bütün ayrıntılarıyla ve duygusal bir üslupla anlatıldığı bu eserler; geçmişten bugüne Muharrem aylarında gözyaşları içerisinde hüzünlü bir ses tonuyla, topluca okunarak hatmedilegelmişlerdir. Âl [ü] evlâdı seversen ey dede, aşkla vîr salavât Muhammed'e nakaratından sonra huşû ve heyecânla salavâtların getirildiği bu eserlerde, adeta Kerbelâ yeniden yaşanmakta, Âl-i Muhammed'e (Hz. Muhammed'in Ehl-i Beyt'ine) muhabbet yenilenmektedir.

Kitâb-ı Şerh-i Beyân-ı Âşûrâ (Aşûre Günü Erkânını Açıklayan Kitap) başlığıyla başlayan bir el yazması eserde, Muharrem ve aşûre günü çekilecek yas ve matem Allâhu Teâlâ'ya atfedilen şu buyrukla temellendirilir: "Dahi Hak Sübhânehû ve Teâlâ Hazreti buyurur ki: Ey kullarım! Bilin ve işitin ki âşûrâ günlerinde benim Habîb'im evlatları içün gözlerinden bir katre yaş akıtanların gözleri yaşın âb-ı hayâta kattım ve her kim ol âb-ı hayât çeşmesinden nûş iderse (içerse) ölmez dirlik bula ebedü'l-âbâd (ebediyyen)... Her kim Ehl-i Beyt-i Rasûl içün gözlerinden bir katre yaş akıtsa, İzzim, Celâl'im hakkı içün kendi kudret elimle ol mü'minin rûhun kabz idem, hâlet-i nez'de (rûhunu teslim ederken) cân acısın görmeye, zira ki ânlar benim kullarımın evrendesi ve hülâsasıdır." 1

Aynı eserdeki bir başka ifade ile (Muharrem) aşûre günlerinde yapılan faâliyetler, mü'min olmanın bir gereği sayılmaktadır. Aşağıdaki satırları okuyan, dinleyen cânlar matem günlerini kalp ve gönüllerinin derinliklerinden gelen keder ve hüzünle geçirmişlerdir:

"Mü'minlere vâcibdir ki her sene mâh-ı Muharrem oldukta on güne değin riyâzet-i tâat, ibâdetle zikir ve tesbîh idüp, hüzün, melâlet üzre olmak gerek." 2

Maktel-i Hüseyin, Mâtemiyye ve Muharremiyye türü eserlerde Muharrem ayının niçin bir yas ve matem zamanı olduğu da duygusal bir anlatımla dile getirilir: "Ânın içün Rasûl-i Ekrem sallallâhu teâlâ aleyhi ve sellem evlatları bu ayda zâlimler elinde dil-teşne şehîd oldular. Hazret-i Fâtıma Ana oğulları İmâm Hasan ve İmâm Hüseyin Hazretleri iki cihân fahri Hazret-i Muhammed Mustafâ sallallâhu teâlâ aleyhi ve sellem hazreti onlara kurratü'l- aynım (gözümün nuru) ve ciğer köşem diye okşardı. Hâricî mel'ûnlar onların birin zehirle ve birin tığ-ı kahırla (kahır kılıcıyla) şehîd itdiler. 3

Havf itmeyip, Hazret-i Peygamber'den utanmayıp, Hazret-i İmâm Hüseyin gibi servere bu cefâyı revâ gördü.

Ânın üzerine asker virdi, Kerbelâ sahrâsında yetmiş iki yârânıyla susuz şehîd itdiler. Kat'an merhamet ve şefkat itmeyip, ol mazlûmu yüzü üzerine bırakıp, hançerle ensesinden ser-i mübâreğin (mübarek başını) beden-i latîfinden cüdâ kıldılar." 4

Anadolu'da Yûnus Emre'nin dilinde; "şehîdlerin serçeşmesi, evliyânın bağrı başı, Fâtıma ananın gözü yaşı" olarak kabul edilen Hz. Hüseyin'e revâ görülen bu muâmele, mazlûmiyetin sembolü olmuştur. Zulme, haksızlığa uğrayanlar, haklı davalarında cânından ve mâlından geçenler, şehîdler serdârı Hz. Hüseyin'i kendilerine örnek almışlardır.

Bektâşî, Cerrâhî, Uşşâkî, Kâdirî, Mevlevî, Rufâî, Nakşî vb. Ehl-i Beyt muhibbi olan ve bu anlamda Alevî-meşrep olarak nitelendirebileceğimiz bütün tarîkatların algılamasında bu ciğersûz hâdise sadece mü'minlerin değil, yer ve göğün feryâd u fîgânına neden olmuştur. Yer ve gök haklının, mazlûmun ve mağdûrun yanındadır. Aşağıdaki Mersiye'de bütün kâinâtın lisân-ı hâliyle paylaştığı ve ağlaştığı Kerbelâ çölünde yaşanan acı tablo resmedilmektedir:

Devr etti zamân sanki yıkıldı âlem

Tuttu cihânı nâle-i efgân yâ Hüseyn. 5

Kerbelâ olayı, çeşitli şekillerde dergâhlarda işlenerek, dervişlerin eğitimlerinin bir parçası haline getirilmiştir. Seyyid Ahmet R. Efendi, Muharrem ayının onuncu günü Nasîruddîn Tûsî'nin Ziyâretnâme'sinin tekke ve dergâhlarda okunduğunu ifade etmektedir.

Arapça olan bu metin, Nasîruddîn Tûsî tarafından Kerbelâ'yı ziyâret ettiği sırada söylenmiştir.

Metinde geçen konular özet olarak, Ehl-i Beyt'e salavâttan sonra, Kerbelâ olayına karışanların la'netlenmesi, Ehl-i Beyt'in fazîletlerinin anlatılması ve onlardan şefâat dilenmesidir. 6

"Ol Yezîd-i Pelîd la'netullâhi aleyh Hak'tan Muharrem ayının onuncu günündeki uygulamalardan birisi de, çok miktarda Hz. Peygamber'e ve O'nun Ehl-i Beyt'ine salavât getirilmesidir. 7

Başta Hz. Hüseyin olmak üzere, Kerbelâ'da şehîd düşenler için duâ okunur. Seyyid Ahmet R. Efendi'nin Mir'âtü'l- Mekâsıd fî Def'il-Mefâsid adlı eserindeki duâ metninin bir bölümü şöyledir: "Bârekellah, bârekellah, bârekellah. Ecerekümullâh ecra'l-muhsinîn. Okuyanlar için bârekellah.

Ağlayanlar için bârekellah. Bu okunan Kelâm-ı Kadîm'in ve Furkân-ı Azîm'in nûrunu ve sevâbını ve berekâtını ve hasenâtını ve âsâr-ı rahmetini Hakk Sübhânehû ve Te'âlâ seyyidü's- sâdât ve şehîdân-ı imâmân ve Hazret-i İmâm Hasanü'l-Müctebâ ve Hazret-i İmâm Hüseyin şâh-ı şehîd-i deşt-i Kerbelâ Efendimiz'in rûh-ı pür-fütûhları şâd olmak için bârekellah. Ve sultânü'l-evliyâ ve bürhânü'l-etkıyâ Hazret-i Hünkâr Hacı Bektâş-ı Velî el-Horasânî kaddesellahu sırrahu'l-âlî Efendimiz'in azîz ve şerîf ve lâtif rûh-ı şerîfiçün bârekellah...

Horasan pîrleriçün bârekellah. Üçler, yediler, kırklar, binler ve usûl ve yol ve erkân erenleri ervâhiçün bârekellah. Garipler için bârekellah. Du'âya muhtâc olan cânlar için bârekellah.

Hacılar kuvvetiçün bârekellah. Gâzîler hürmetiçün bârekellah. Muhammed el-Mustafâ Sallallahu Te'âlâ Aleyhi ve Sellem Efendimiz'in mutahhar ve mukaddes ve mücellâ ve musaffâ ve müzekkâ ve azîz ve lâtîf ve şerîf rûh-ı şerîfleriçün bârekellah. Âliçün bârekellah.

Evlâdıçün bârekellah. Ashâbıçün bârekellah. Etbâ'içün bârekellah. Evvelîn ve âhirîn ve zâhirîn ve bâtınîn tayyibîn-i tâhirîn fahr-ı dervîşân huzûr-ı hâzirân kâffe-i ehl-i îmân hakkına Fâtihâ ma'a's-salâvât. Allah, eyvallah, hû dost." 8

Bir başka matem duâsı ise şu şekildedir: "Bismillâhirrrahmânirrahîm. Essalâtü ve's-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli etbai Muhammed. Ve'l-hamdü li'llâhi Rabb'il-âlemîn. İlâhe'l-âlemîn. Sen bizlerin gönüllerini Rasûl-ü Ekrem, Nebiyy-i Muhterem Muhammed Mustafâ'nın ve O'nun tathîr Ehl-i Beyt'inin sevgisi ile aydınlat... Hz. Muhammed ve O'nun Ehl-i Beyt'i uğruna canlarını feda eden şehîdler serdârını bizlerden hoşnud eyle. Allah'ım! Cümlemizi, can yakıcı âhiret gününde şehîdler serdârı İmam Hüseyin'in ve onun uğruna canlarını feda edenlerin şefâatına nâil eyle."9

Kaynakça: 

1 Kitâb-ı Şerh-i Beyân-ı Âşûrâ (Muharremiyye), ts., Merzifon Karatepe Köyü, vr. 212b.

2 A.g.e., vr. 210b.

A.g.e., vr. 210b.

4 A.g.e., vr. 211a.

5 Seyyid Ahmet R. Efendi, a.g.e., s. 253.

6 Metnin tamamı için bkz. Seyyid Ahmet R. Efendi, a.g.e., s. 249-251.

7 Seyyid Ahmet R. Efendi, a.g.e., s. 251-252.

Prof. Dr. Osman Eğri - Haber 7

osmanegri@yahoo.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat