Yaşasın Politik Sosyalizasyon! Leylim Ley…

  • GİRİŞ07.10.2013 08:05
  • GÜNCELLEME07.10.2013 08:05

Bir haftadır Türkiye'nin gündemini meşgul eden Demokratikleşme Paketini, herkes durduğu yere göre yorumlamaya devam ediyor. Kimileri bardağın dolu  kısmına odaklanırken, kimileri de dikkatleri ısrarla boş  kısmına çekmeye çalışıyor.

Paket öylesine ustaca hazırlanmış ki, ilgilenilmemesi, meydanlarda veya medyada üzerinde tartışılmaması imkânsız gibi. Örneğin MHP için paketin ana maddelerinden biri olan, “Andımız” çok bereketli bir malzeme oldu. Partili yöneticiler bunu her toplantıda dile getiriyorlar, meydanlarda Andımızı okuyorlar.  Kullana kullana bitmiyor. Yarın seçim mitinglerinin de ana konusunun bu olacağı kesindir.  Kısaca, MHP  bir süre bununla uğraşacaktır.

MHP'nin  Andımız'ı, siyasi olarak değil,   milli duyarlılığından dolayı gündemde tutmaya çalıştığını söylemsi kimseye inandırıcı gelmiyor. Çünkü kendisini vatandaşlık bağlarıyla Türkiye'ye bağlı,  ama etnik olarak başka gurplara ait görenlere “Türküm” dedirmek milli duyarlılık değildir. Eğitim-öğretimin Kürtçe olacağı ve anadilleri de Kürtçe olan öğrencilerin öğrenim göreceği okullarda Andımızı okutmak bir garabettir.

Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde örneği olmayan, ancak Sosyalizm ve Kominizmın kalıntıları olan otoriter devletlerde görülen bir törenin devamından yana olmak, milli imajımıza da zarar verecektir.

Tüm bunların dışında,  vatandaşların %80'ninin kaldırılmasından memnun olduğu bir uygulamanın devam etmesini istemek, MHP'ye mevcut oy potansiyelini korumak dışında bir hedefi olmayan bir parti görüntüsü verecektir.

Kısaca; Andımızı savunmak,  hem siyasi, hem insani, hem de milli ve ahlaki açıdan makul görülecek bir tutum değildir.

Demokratikleşme Paketi'nden BDP'nin da payına, partinin önceliğini şimdilik(!) anadil konusu oluşturduğu için,  özel okullarda Kürtçenin serbest olması düştü. Artık normal halk değil, İlk-ve Ortaöğretim öğrencilerini de politik sosyalizasyondan geçirmek için ellerinde bir gerekçe daha var(!): Çünkü  hükümet, özel okullarda Kürtçenin eğitim-öğretim dili olmasının önündeki engelleri kaldırdı. Etnik Kürt milliyetçiliği yapan bir partinin temsil ettiği grup adına,  buna karşı çıkmasının mantığını anlamak mümkün değil.

Daha düne kadar Kürtçe kurslarına bile izin verilmeyen bir ülkede bugün Kürtçe, eğitim-öğretim dili oluyor, bilim dili olarak saygınlık kazanıyor. Kürtçenin okullarda serbest olması, isteyenin böyle bir hakkını kullanma özgürlüğüne sahip olmasının sizce bir önemi yok mu? Önemli olan Kürtçe algısının, haksız olarak damgalandığı “Kıro dilinden” saygın bir “bilim diline” dönüşmesi değil midir? Kürtçe, bu değişimi yaşadıktan sonra bunun özel veya resmi okulda gerçekleşmiş olması neyi değiştirir?

Ayrıca özel okullarla resmi okulların tek farkının, birisini devletin doğrudan finanse etmesi, diğerini de velilerin gösterilen “özel ilgiden” dolayı kendilerinin finanse etmesi oluşturmuyor mu? Çünkü özel okullar da, aynı yönetmelikle, aynı müfredatla Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlıdır ve Türkiye Cumhuriyeti'nin okullarıdır.

Paket; tartışmaya açtığı seçim sistemi, siyasi partilere hazine yardımının verilmesinin kolaylaştırılması ve teşkilatlanmanın önündeki kimi engelleri kaldırılması,  Başörtüsü özgürlüğü, Mor Gabriel Kilisesi'nin iadesi vb. gibi tüm Türkiye'yi yakından ilgilendiren konuları içeriyor.

Oysaki  partiler, yaklaşan seçimler öncesinde sadece sempatizanlarını etkileyebildikleri konular çerçevesinde konuşuyorlar, hem de bunun kendi davalarına zarar vereceğini bile bile yapıyorlar. Örneğin bugün Paketin aleyhinde konuşan  BDP, paket hayata geçerse  artık seçimlere bağımsız milletvekilleriyle değil, partili milletvekilleri adaylarıyla girecek, hem de bunu hazineden aldığı yardımla yapacak. Böylece hem kendi kamuoyu hem de Batı kamuoyu nazarında diğer siyasi partiler gibi, Türkiye Cumhuriyetinin saygın bir partisi olacaktır.

Sadece bu bile, paketi değersizleştirip, iyasi malzeme yapmaması, hele ilkokul öğrencilerini kullanmaması için vicdani bir gerekçe değil mi?

 Ortak geleceğimize doğru hızla giden demokrasi treni, yaklaşan seçimler için yapılan oy hesaplarına kurban giderse, bundan hepimiz zararlı çıkarız.

Muhalefet, bunun vebalini vicdanlarında hissediyor mu?

sabri.eyigun@hotmail.com

Twitter: @sabrieyigun

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat