Anneler gününde bir çocukluk rüyası...

  • GİRİŞ10.05.2015 09:06
  • GÜNCELLEME10.05.2015 09:06

Çocuktum...

Hayatımda görmek için sabırsızlandığım, ne olacağını en çok merak ettiğim gündü; 2000 yılına, yeni milenyuma gireceğimiz yılbaşı gecesi...

Kırk yaşında olacaktım o günlerde...

Kırk bir yaşından gün alan, durmuş oturmuş bir adam olacağımı zannediyordum...

***

Evli olacağıma kesin gözüyle bakıyordum...

Muhtemelen üç çocuğum olacaktı...

Üç çocuğumun olmasını arzu ediyordum...

Çocukluk günleri; her istediğimin, istediğim an, istediğim şekilde olacağını düşündüğüm yıllardı...

Arabamı bile düşünmüştüm...

Bir Volkswagen’imin olacağını öngörmüştüm...

***

Çabuk geçen yıllar; fırtınalı ve kasırgalıydı...

Türkiye kanlı yıllardan ve olaylardan geçiyordu...

Hayat mecram, beni hiç düşünmediğim, varlığından bile haberdar olmadığım dünyalara savuruyor; kendimi bulabilmem; büyük mücadelelere, iç hesaplaşmalara, dışardaki acımasız dünyada ayakta kalabilme savaşına dönüşüyordu...

***

2000 yılı gelip çattığında;

Ne çocuklukta tahmin ettiğim gibi rahat bir işim...

Ne masum yıllarımda tasavvur ettiğim gibi, huzurlu bir hayatım...

Ne bir eşim...

Ne de sıcak bir yuvam ve üç çocuğum vardı...

Bir Volkswagen’im de yoktu...

***

2000 yılına girerken bunların hiçbiri hayatımda değildi...

Buna karşın annem, babam ve ben...

Bir otel odasında başbaşaydık...

Odaya; yuvarlak küçük masayla getirilen bir akşam yemeği ısmarlamış, onunla yılbaşını geçirmeyi planlamıştık...

***

Huzurlu bir iş1 yerine;

Türkiye’nin beni konuştuğu; çok sevenlerle; çok yerin dibine batıranların at başı gittiği bir insan olmuştum...

Aldığım ölüm tehditleri gırla gidiyordu...

O yüzden zaman zaman evde; zaman zaman bir otel odasında yaşıyordum...

Annemle babamı, yılbaşı gecesi kaldığım otel odasına çağırmış; “yılbaşını gözlerden uzakta burada bir arada geçiririz” diye düşünmüştüm... 

***

Annem hastaydı ve birkaç güne kadar önemli bir ameliyata girecekti...

Volkswagen’im değil, çocukluğumda bindiğim babamın arabası gibi bir Mercedes’im vardı ve lüks görünüyordu...

Ama; Annemden babamdan başka ne bir aile ne bir çocuk ortalıkta gözükmüyordu...

Üstelik annem hastaydı ve ağır bir ameliyata giriyordu...

Endişeli gibi başlayan bir yılbaşı gecesiydi...

*****

2000 YILBAŞI GECESİNDE; BİR OTEL ODASI...

Bir yıl aradıktan sonra çok sevebileceğim bir ev bulmuştum...

Çocukluk yıllarımın geçtiği, sahilde, rüyalarını gördüğüm bir evdi bu...

Evin yanında, bir de küçük dubleks daire vardı...

Satın aldığım kişinin annesi orada yaşıyordu...

Evde uzun zamandır kimse oturmadığından, yeniden ikamete açmak için baştan aşağı yenilenmesi gereken bir evdi...

Mimarlara vermiş, bir yıl sürecek tadilat işleminin bitmesini bekliyordum...

***

Annem birkaç güne kadar ameliyat olacaktı...

Üç kişi başbaşa, küçük bir otel odasında yılbaşını geçiriyorduk...

Kadehlerimizi hep beraber annemin sağlığına kaldırdık...

Anneme;

-“Ameliyat bitsin... Evin tadilatı tamamlansın; karşı taraftaki evi satıp benim yanıma yerleşirsiniz...” dedim...

***

Böyle anlarda hiç duygularını belli etmek istemezdi annem...

Eve taşınmayı; sırf oğluna yakın oturabilmek için ‘deliler gibi’ isterdi...

Ama bunu açıkça ilan ederse; gerçekleşmeyeceğini düşündüğünden, sıradan bir “olur” cevabının dışına taşmamayı yeğlemişti...

Yılbaşı gecesi 12’yi biraz geçe, annemle babam evlerine gitmek üzere odadan ayrıldılar...

***

Yalnız başına kaldım odada...

Yatağa uzandım...

Odadaki televizyonda yılbaşı eğlenceleri devam ediyordu...

İzlemiyordum...

Televizyon, odada bir insanın eksikliğini dolduruyordu...

1995 yılının yılbaşısına da Ankara’da bir otel odasında yalnız girdiğimi hatırlamıştım...

O yılbaşı ayağım kırılmıştı...

Alçıdaydı...

***

Gece otel odasında yalnız kalmak istemiştim... O zamanlar; sadece televizyonda yapacağım işleri düşünürdüm...

Yalnızdım; ama beraberimde televizyonculuk denen, ruhumun her tarafını işgal etmiş bir meslek vardı...

***

2000 yılına girdiğim o gece; “televizyon aygıtı, odadaki yalnızlığımdan beni kurtarıyor” gözükse de;

Çocukken hayalini kurduğum şeylerin birçoğunun daha yanından bile geçemediğimi fark ediyordum...

Ameliyat sonrası annemi, onunla beraber babamı kaldığım evin yanına almaya, “yeniden aileyi bir araya getirmeye, yaşlanırken onları yalnız bırakmamaya o gece karar verdim...”

***

Uyurken bir anda, içimin bir huzurla kaplandığını hissetmiştim...

Rahatlamıştım...

Birkaç güne kadar önemli bir ameliyata girecek olan annemin endişesinden uzaklaşmıştım...

Annemle babam, yanıma taşınacaktı... Onları yalnız bırakmayacaktım...

 

Ameliyatın endişesini değil, yeni kararımın huzurunu yaşıyordum...

*****

15 YIL SONRA HAYAT...

Bu olayın üzerinden yaklaşık 15 yıl geçti...

Bugün anneler günü...

Annemle ve babamla 15 yıldır yan yana evlerde yaşıyoruz...

Hayatım; 2000 yılına girdiğimiz yılbaşı gecesi aldığım karardan sonra çok değişti...

Şimdi üç çocuğum var...

Bugün; anneler gününe onlarla beraber uyanacağız...

 

Yazının devamını okumak için tıklayın...

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat