Kılıçdaroğlu-Yalçın pazarlığı
- GİRİŞ18.02.2011 06:10
- GÜNCELLEME18.02.2011 06:10
Ergenekon soruşturması kapsamında bir internet sitesine yapılan baskın karşısında hem CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hem ABD Ankara Büyükelçisi Frank Ricciardone’in ayarı bozuldu.
Kemal Bey, sınırlarını zorlayıp selefini geride bıraktı, avukatlıkla yetinmeyip Ergenekon’a gönüllü üyelik istedi.
6 aydır atanması senatoda sorun olan bizim Amerikalı Frank ise şöyle dedi: “Balyoz’u dikkatle izliyoruz. Basın özgürlüğünden söz ederken gazetecilerin gözaltına alınmasını anlayamıyoruz.”
Frank’i sahiplenmek yine devşirme gazetecilere düştü, “büyükelçiden demokrasi dersi” türünden güzellemeler yaptılar.
Washington’dan tartışmaya katılan Beyaz Saray sözcüsü Philip Crowley de “Gazetecilerin yıldırılmasına yönelik eğilimlerden geniş kaygılarımız bulunuyor” diyerek zücaciyeciye giren fil gibi ortalığa savruldu.
Oysa tarihin en önemli belge bombardımanını yapan Wikileaks sitesinin kurucusu Julian Assange için Crowley “O bir anarşist” demişti. Devamı var: “Assange gazetecilere tanınan hakları ve korumayı hak etmiyor.”
Hani basın özgürlüğü, nerde kaldı sevgili Crowley? Bu kafayla, Türkiye’de olanları elbette anlayamazsınız. Çünkü: Tetikçilik, çetecilik, iftira, hakaret, yalan ve dolan, Türkiye’de asla basın özgürlüğünün kapsama alanına girmez.
Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz
(Şamil Tayyar - Star)
Yorumlar13