Dere yatağı…

  • GİRİŞ23.01.2014 08:55
  • GÜNCELLEME23.01.2014 08:55

Dokunulmamıştı. Kaynağından geldiği gibiydi. Sevmiştik. Sevindirirdi bizi her uğradığımızda. Kâğıttan gemilerimizi yüzdürürdük gölcüklerinde. Balıkları vardı. Ve küçük yengeçleri ve körpecik yosunları. Serinlik kokardı. Denize koşardı. Minnetsizdi. Almaz; verirdi. Gücünü duruluğundan alırdı. Güç ve iktidar tutkusuyla bulanıklaşmış değildi. Berraktı. Neyse oydu. İçi dışı birdi. Çakıl taşları ve kumları görünürdü dibinde. Evrensel bir mesajı taşımanın istiğnası vardı yüzünde. Sağa sola yalvar yakar olmazdı. Çoğaltma tutkusu yoktu. İnce ama kopmazdı. Çağıltısıyla hayat sunardı. Çağlayanlardan dökülürken celallenirdi. Ovalarda duru bir ayna güzelliğine bürünür, munisleşirdi. Taşları bile eriten bir yumuşak bakıştı.

Bir ara kurur gibi oldu dere. Öyle sandılar. Suları görünmez oldu; yer altına çekilmiş olmalıydı. Sesi kısılmıştı sadece. Debisinden bir şey kaybetmiş olamazdı. Kaynağı sağlamdı. Kur'ân'dı. Vahye ses olmak için akmaya başlamıştı. Dolu doluydu. Akışı kararlı.

Tam o sıra biri geldi. Dere yatağına gecekondu inşa etti. O sessizliği fırsat bildi. Yok saydı suları. Derenin güzelleştirdiği yamaçları kendi manzarasına kattı. Derken büyüdü gecekondu. Dere sakinlerini de büyüler gibi oldu. Betonlar ağırlaştıkça dere yatağında dereyi de unutturdu. Katlar çoğaldı. Apartmanlar kuruldu. Sonrası malûm. Site kuruldu. Devlet olundu. Dere “geçmiş”e gömüldü. Suyun ince sesini hoyrat gürültüler boğdu. Elden düştü nezaket. Şehirli istilası genişledi de genişledi.

Oysa su dupduruydu. Bir; kimseye dilenci değildi su. İstiğna ile akıyordu. Alan değil veren olmak üzere yürüyordu. Bir güce yaslanmayı çirkin bilirdi; bu da iki. Sözün gücüne iman ederek yola çıkmıştı. Gücün sözüne iman etmek Muhammedî değildi. Çirkindi dar vakitlerin pratiğine gönül vermek. İlkeydi önemli olan. Çünkü herkes bu dereden içmeye muhtaçtı. Kimse uzağında duramazdı. Kimseler tekeline alamazdı. Kimseler markalayamazdı. Su, herkesin dudağı içindi.

Bir gün bir şey oldu. Beklenen gün o gün olmalıydı. Kulağını derenin sesine dayamışlar tebessüm etti. Duru b/akışları özleyenler bayram etti. Birden oldu olanlar. Sağanak bastırdı. Dere, yatağını geri aldı. Kendi itibarı üzerine kurulan karton kuleleri yıktı. İtibarını yatağına kurulu evlerden alan dere nerede görülmüştü ki! Devirdi duvarları, silip süpürdü molozları. Kıyıya attı fazlalıkları. Dere dediğin böyle kararlı akardı. Hep böyle. Haklıydı dereler ve vazgeçmezlerdi akışlarından. Her dere yatağı işgalcisinin akıbeti böyle olacaktı. 

Şimdi, bir deremiz var. Akar hâlâ. Duru, dupduru. İnce bir sancı gibi kıvranır aklın kıvrımlarında. Kaynağından geldiği gibi duru. El değmemiş. Severiz hâlâ. Kâğıttan gemilerimizi yüzdürürüz yine. Ümitlerimizin nabzını besler dere. Serinlik kokar. Vahyin denizine akar ince ince. Kaynağı göklü Söz. Minnetsiz. Güç ve iktidar hesabıyla bulanmış değil asla. Berrak ve köpüklü. Kendi halinde, sessiz. Çağıltısıyla hayat sunuyor hâlâ. Herkesin ayağını rahatlıkla uzatabileceği kadar şeffaf. Hesapsız. Engelsiz.

Gecekondu saltanatı bitti, bitiyor. Üzülerek izliyoruz. İçten içe seviniyoruz. Eğiliyoruz şimdi bu mahcup sevinçle. Susamışız şunca yıl. Susmuşuz bir o kadar. Suda aksimizi seyrediyoruz. Yüzlerimizi yıkamaya niyetleniyoruz. Temizliyoruz Sözlerimizi bulanık işgallerden.

Diyeceğim o ki, Hak'lıdır dereler. Geri alır yatağını hoyrat ellerden. İçimizde bir dere çağıldayışıdır dava. Müstağni. Sivil. İktidar bulaşığı yok ellerinde. Cebinden gizli ajanda düştüğü vaki değil.

Yorumlar7

  • Çetin Ceviz 10 yıl önce Şikayet Et
    demokrat'mış, külahıma anlat. senin münafıklık Müslümanlık ölçün, bir kişinin senin savunduğun cemaate girip girmemesi midir? bu nasıl bir inanıştır, bu nasıl bir anlayıştır? nasıl bir ruh hali içerisindeyseniz her iyiliği kendinizden bilir, her kötülüğü de size karşı bilir oldunuz.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Huseyin Yeter 10 yıl önce Şikayet Et
    KARDESLERIM ELESTIRILERIMIZDE OLCULU OLALIM LUTFEN !!!. Oncelikle DEMOKRAT lakapli yorumcu arkadasim, bir mumin yazarimiza munafik demek yakismiyor size. Senai Demirci hocamiz herhangi bir cemaat yada parti uyesi biri degil. O kendisine Kur'an-i siar edinen vahye yakin her hareket ve cemaati destekleyen musluman bir kisiliktir. Gruplar, hareketler partiler, kisiler degisir ve sayin hocamizinda, o degisen yada sapitan hareket ve kisileri islami temel edinerek elestirmesi makuldur. Lutfen lisanimizi ahlak ve olcu uzerinde tutalim. Diger bir kardesimiz de TURGUT lakabi ile yazmis/ Burada yanlis bir anlasilma var kardesim. Siz de ozde SEnai hocamizin dedigini diyorsunuz. Hocamiz burada "gucun sozu" olarak kullandigi Hakikatin, vahyin sozu olmayan ve fakat guc haline donusmus dunyevi bir gucten soz etmektedir. ORTAKSIZ VE EN YUCE OLAN ALLAH'IN SOZU EN DOGRU OLANIDIR. Lutfen ayeti kerime geregi "Kafirlere karşı sert, kendi aralarında merhametlidirler....." uslubumuza dikkat edelim guzel kardeslerim/
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • haydar zulfikar 10 yıl önce Şikayet Et
    Hadi ordan diyen ve münafık damgasını yapıştıran sahte demokrata. Kalbini mi okudun da münafık dedin, içi sözü bir olan kim, asla sen değilsin. Zira sen hiç bir zaman demokrat olamazsın. Ancak fitne fücurdan yana biri olabilirsin. Bir mümine münafık demek ve bu vebali herkesin şahitliğinde işlemek acaba nasıl bir vebaldir? Kalbin kapkara mı senin?
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Sedat KAYGUSUZ 10 yıl önce Şikayet Et
    Eline ve yüreğine sağlık Senai bey . Hislerimize tercüman oldunuz. Teşekkür ederiz.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • turgut1 10 yıl önce Şikayet Et
    "gücün sözüne iman etmek muhammedi değildi" demek doğru bir ifade mi?. allahu ekber (en büyük allahdır), küllü şeyin kadir (o her şeye kadirdir (gücü yetendir),el azizdir,el mutekebbirdir,en güzel isimlerde onundur...güçlü olan allahdır,ve o güçlü olanın sözü de güçlüdür..hem sözde,hem güçte ortağı olmayandır ve onun dengi de mislide yoktur...şimdi yukarda ki başlıkta geçen cümle,sizce kuşatıcı ve doğru cümle midir?? kaldı ki allahu teala,duman halindeki göğe ve arza isteyerek veya istemeyerek bana gelin dediğinde ikisi de isteyerek geldik dediler (fussilet11)......söz,güçlü olandan kaynağını alınca güçlenir..o söze istekli veya isteksiz olman mühim değildir..mustafa islamoğlunun ve etrafındakilerinin sık sık dile getirdiği "sözün gücüne değil,gücün sözüne iman etme" küçümsemesi ve öykünmesi doğru söz değildir..lafı güzaftır....bu olay her ne kadar siyasi kalıpla söyleniyor gibi gözüksede yine de doğru değildir..
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat