Vahşet, dehşet, tecavüz...

  • GİRİŞ21.11.2013 09:43
  • GÜNCELLEME21.11.2013 09:43

Korkuyorum açıkcası, kendimden sonraki nesiller için çok daha fazla korkuyorum.

Cinnet, cinayet, tecavüz haberleri üçüncü sayfalardan birinci sayfalara taşındı. Haberleri izlemeye kalksanız kimyanız bozuluyor. İzlemeseniz, okumasınız dünyadan bihaber ot gibi yaşamış oluyorsunuz. Kendi adıma söylemem gerekirse arada derede ortalarda bir yerde 'Allah'ım sen koru' diye diye yürek ağızda yaşamasını öğreniyorum.

Gençliğin gittiği yollara basmak cesaret istiyor. Mayın gibi sağdan soldan felaketler patlıyor. Biri günlerce planladıktan sonra annesini yastıkla boğarken, diğeri çalıştığı yerin sahibinin demirle kafasına vura vura cebindeki parasını cebine indiriyor. Genelde çocuklukla yetişkinlik arasındaki geçiş yaşlarında kafaları sulanıyor. Hayatı neresinden gördüklerini tam olarak kestiremiyorum ama bu bir gencin sokakta gördüğü kediye tekme atmasına benzemiyor. Adam kesmekten, gasp etmekten, öldürmekten söz ediyorum.

4 gün önce kaldığı yurdun tuvaletinde doğurduğu bebeğininin başını gövdesinden ayırarak çektiği resmi 'Bu senin çocuğun' diyerek erkek arkadaşına yollayan üniversiteli kızın vahşet dolu haberiyle irkildik. Dilimiz dimamız dondu kaldı. Hayret ve şaşkınlık içinde elimizi ağzımıza götürüp 'Aaaaaaamannn Allah'ımmm' diye diye okuduk, izledik.

Geçenlerde de iki çocuklu evli bir kadının iki genç sevgilisinden birini, diğeriyle planlayıp öldürdüğüne ekranlardan canlı canlı şahit olmadık mı? Bunlar dünya kurulduğundan beri hep var demeyin Allah aşkına… Birken beş, beşken bin, binken yakından onbin olacak sayıları!

12 yaşındaki kız çocuğuna düzinelerce adam tecavüz etmedi mi? Hatta sonra yargı 'Kendi rızası ile' ibaresini kullanıp şaşırtan bir netice açıklayınca çıldırmadık mı?

İnsanlık halleri değil bunlar… Bunların hepsi kıyamet alametleridir.

Bütün bunlar manevi eksikliğin doğurduğu, 'Bilim, bilim' deyip, ilmi saklamanın sonucudur.

3 aylık bebeğe tecavüz edebilecek insan görünümlü canavarların nefes aldığı bir dünyada evliyaların enbiyaların sayısı dikkat edin hep yerinde sayıyor. Hatta sahip çıkılmadığı taktirde azalabiliyor.

Hurafeler ile dini birbirine karıştırıp çorba yapıp içireli en az yarım asır  olmuş. Din adamı diye ortaya çıkan bazı sözümona bilir kişiler kafalarına göre fetva verirken, inancın yaşamak için en az su kadar hava kadar gerekli olduğunu söylemeyi unutmuş. Sallan yuvarlan kaç nesil geçmiş… Batının kendi inancına göre yaşadığı ne varsa benim ülkemde de yaşatmak için üstün performans sergilenmiş. Yapmışlar bunları arkadaş… Saklamayın, susmayın, pusmayın hatta korkmayın. Rahatlıkla söyleyin.

Biraz ondan biraz bundan çalma çırpma, özenti ile kurulan yaşam şekilleri biçimsizleşmeye mahkumdur.

Din olgusunu yok sayamazsın. Hadi kapattın gözünü, varsayalım yok saydın. Gereklerini yerine getirir ya da getirmezsin, o senin Yaradan'ınla arandadır. Lakin yok saydığın ve saydırdıkları an alametler sopa gibi iner üzerine üzerine. Şimdi olduğu gibi…

Kocaeli depreminden sonra bir anda herkesin ağzında Allah kelamı… Sağ sol, soy sop hepsi hikaye kaldı bir anda… E hani bilimle ilim yanyana sakil duruyordu? Ne oldu?!

Yaz yaz bitmez… Ne ekildi ise onu biçiyoruz. Karakökünden çarpıp, ruhu hastalanmış gençlerin bilimsel yaklaşımlarla tamiri için uğraşa dursunlar… Ben sadece 'ALLAH bizlere hidayet versin' demek istiyorum. Celalinden uzak Cemali ile şereflendirsin…

Yoksa halimiz duman…

Serdem Coşkun - Haber7

Serdemcoskun@gmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat