Değişen bir şey yok kaldırın gitsin…

  • GİRİŞ06.03.2011 00:19
  • GÜNCELLEME06.03.2011 00:19

Kadın haklarının kazanılmasında nerelerden başlandığını ve bugünlere nasıl gelindiğinin hatırlanması için özel bir gün… Dünya kadınlar günü

Dünya Kadınlar Günü, dünya kadınları arasında da bir dayanışma günüdür. 101 yıldır 8 Mart günü Dünya kadınlar günü olarak kutlanıyor ve yılda bir gün olsa da bizim için ayrı bir önem taşıyor. Böyle anlamlı bir günde kadınların toplumda istenilen sevide olmaması aklımı daha çok kemiriyor.

Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olması denilince nedense kadınların dominant karakter yapısında olması, erkeklerin tabiri caizse kılıbık olması, kadınların yarı çıplak dolaşması, geceleri gezip tozması, ahlaksızlığı… vs olarak algılanıyor.

Kadınların başarılı olma ihtimali bile kimi durumlarda kabullenilmiyor.’Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır.’Peki neden her başarılı kadının da arkasında bir erkek olmasın. Maddi açıdan ziyade kastım maneviyat, bu cümlemde yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermeyelim…

Dünyadaki en fakir insanların büyük bir çoğunluğu kadınlar, dünyadaki eğitim almamış insanların büyük çoğunluğu yine kadınlar. Kadınlar bugün ülkemizde de erkeklere göre %25 – 50 oranında daha az ücretle çalıştırılmaktadırlar.

Birleşmiş Milletler tarafından yapılan bir araştırmaya göre;

1. Dünyadaki işlerin %66’sı kadınlar tarafından görülüyor.
2. Buna karşın kadınlar dünyadaki toplam gelirin ancak %10’una sahipler.
3. Dünya’daki mal varlığının ise % 1’ine sahipler.
4. Başka bir değişle dünyadaki işlerin % 34’ü erkekler tarafından görülüyor ama erkekler dünyadaki toplam gelirin % 90’ına ve toplam mal varlığının % 99’una sahipler.

Türkiye’de

1. Şehirlerde evli kadınların % 18’i, köylerde de % 76’sı eşleri tarafından dövülüyor.
2. Kadınların % 57,7’si evliliklerinin ilk gününde şiddetle karşılaşıyor.
3. Aile içi suçların % 90’ını kadına karşı işlenen suçlar oluşturuyor.
Toplumları incelediğimizde tarih boyunca şiddetle en çok karşılaşan ve maruz kalanların kadınlar olduklarını görmekteyiz. Kadınlar sadece fiziki şiddete maruz kalmıyorlar daha uzun sürede etki eden ve fiziksel şiddetten daha kötüsü psikolojik şiddete maruz kalıyorlar.

‘’Kadın=İkinci plan(önemsiz bir varlık)’’ işte bu eşitlik kadını psikolojik açıdan içten içe yıpratıyor ve bir süre sonra vücudu bir takım hastalıklarla tepki gösteriyor.  

Kadınlar cinsiyetin belirlendiği andan itibaren erkek egemen toplum yasaların geçerli olduğu bir dünyada, erkeklerin dayattıkları cinsiyetçi bir düzen içinde özel yaşamlarında ya da kamusal alanda çeşitli şiddet olayları ile karşılaşmaktadır.

Çalışma hayatında kadın çoğu kez kadın işi denilen ve uzmanlık gerektirmeyen maddi gücü az olan işlerde çalıştırılmaktadır. İşe almada önceliğin erkeğe, işten çıkarılmada önceliğin kadına verilmesi, terfilerdeki eşitsizlikler kadının ekonomik olarak güçlenmesi engellenmeye çalışılarak yapılan psikolojik şiddet tipleridir. Buda kadını ekonomik olarak erkeğe bağımlı hale gelmesine neden olmuştur.

Erkeğe güçlü ve yönetici imajı çizilirken, kadın baskı altında tutulur ve kadın çevresindeki olumsuz giden her şeyden kendini sorumlu tutmaya başlar. Böylece kendi içinde huzuru ve uyumu yakalayamaz, hedefleri ve kendince önemliler için savaşacak gücü kendinde bulamaz ve her şeye evet der. Kadının çaresiz tavrı erkeğin şiddet uygulamasına katkıda bulunur.

Her ne şekilde şiddet görürse görsün kadının yaşadığı bu şiddet zihinsel, cinsel, fiziksel, duygusal sağlık sorunları yaşamasına neden olmaktadır. Şunu bilmek gerekir: Sağlıklı olmayan kadın sağlıklı nesiller yetiştiremez.

Sizce 8 Mart işe yaramış mı? Değişen bir şey olmuş mu?

Dünya kadınlar günü vesilesiyle tüm kadınları, gençleri emek ve emekçiden yana olanları her türlü eşitsizliğe ve adaletsizliğe karşı durmaya çağırıyor ve tüm kadınların Dünya Kadınlar gününü kutluyorum…

***
                                                                                    
Bilene Hatırlatma Bilmeyene Not: Amerika'nın New York kentinde tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadının düşük ücretlerini, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için grevler yapmaya başladığı 1857 yılının 8 Mart günü, kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olması yolunda verdiği mücadelenin temsili başlangıcıdır.
Kadınlara özgü bir günün var olması düşüncesi ise ilk kez, 26-27 Ağustos 1910’da Kopenhag’da düzenlenen Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansında kabul edilmiş ve birçok ülkede 8 Mart her yıl Dünya kadınlar günü olarak kutlanmaya başlanmıştır.

Tülin Elçi - Haber 7
tulinelci1@hotmail.com

Yorumlar10

  • evet_isyan 13 yıl önce Şikayet Et
    sorun ithal etmeyin... avrupadaki kadından yola çıkıp buradaki kadınlara dair ahkam kesmeyin. kadın konusunda dün de bugün de avrupa bizden daha kötüdür. bunun için adli istatistiklere, hastane kayıtlarına bakmanız yeterli. siz avrupadaki kadını örnek gösterdikçe kadınlarımızı oradakiler gibi yalnızlığa, mutsuzluğa ve depresifliğe itiyorsunuz. benc e bu konuda biraz okuyun araştırın ve geliştirin kendinizi, ezbere konuşur gibi bir halinz var. yalnız tek yönlü okumayın. toptan çıldıracaksınz kadınlr olarak birgün sonunuz hayır dğl
    Cevapla
  • evet_isyan 13 yıl önce Şikayet Et
    bu böyle olmaz... hele hele sadece kadına sorarak, sadece bir tarafın sorunlarına odaklanark hiç olmaz. hiç sordunuz mu erkeklere nedir eşinizden sıkıntınız, şikayetiniz diye? kadınlar mutsuz erkekler çok mutlu! mantıklı geliyor mu size, mantığınız bu kadar mı? esasen bence eşinden şikayet eden kadınlar eksik, kusurlu, suçlu ve suçunu bastırmk için ha bire kocasını suçluyor. olmuyor mu etrafnız da bu? bal gibi yüzlerce örnek görüyorsunz! demem o ki kimse sütten çıkmış ak kaşık değil o yüzden tek taraflı laflar lüzumsuzluk..
    Cevapla
  • evet_isyan 13 yıl önce Şikayet Et
    ben bu istatistiklere hastayım... kadınlara soruyorlar eşinizdn şiddet gördünüz mü? boyu devrilsin görmem mi hiç! olay bitti. peygamber ya kadın dediği kesin doğru:) hepimiz gayet iyi biliyoruz ki bunun içinde bir sürü yalan var. bir de erkeklere sorun bakalım istatistik kaç! ee erkek söyler mi dövdüğünü diyeceksinz. doğru bazısı yalan söylyecek mutlak ama kadının yalan söylemediğini iddia nasıl edebilirsinz? misalen ben evlendiği gün karısına şiddet uygulayan bir insan hiç tanımadım da duymadım da. nerden çıktı bu %57? pes yani rakama bak
    Cevapla
  • HASAN ORUÇ 13 yıl önce Şikayet Et
    ya maneviyat. işte bu yazını asıl temelini dünyadaki bütün insanların islam inancını tam olarak bilmemesinden kaynaklanıyor. Aslında islama inanan bir insan bırakın İslamın CENNET i kadının ayağı altına almadaki önemini, onlara nekadar pozitif yönde ayrıcalık verdiğini bilmemelerinden kaynaklanıyor. bir kadını dövmek islama inanan biri için nekadar zordur. bırakın dövmeyi ona kötü bir şey bile diyemez. çünkü cenneti ayakları altında olana ancak sevgi ve saygı duyulacağını iyi bilir.
    Cevapla
  • Hasan Seyre 13 yıl önce Şikayet Et
    Çok geride kalmışsınız Tülin abla.... Bak bizim kadınlara..Alır eline iş çantasını..erkek varmış falan filan sallamaz..Her sektöre girer..her yerde çalışır ..Atlar uçağa Londra ve Parise İş görüşmesine gider..Fuarlara katılır..Şirket patronlarıyla kıran kırana pazarlık yapar..Sonra gelir evinde..kocasına kadınlıkda yapar..Ot süpürgeyle evini süpürür..Çocuklarını büyütür..Beyine en güzel yemekleride hazırlar..Bütün bunlar Kültürden gelecek..Aile içi yetişmeden gelecek..Kız çocuklarını el üzerinde tutan ve onları okutan bir kafadan gelecek..
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat