Olan biten vakaların anlamı nedir?
- GİRİŞ02.06.2010 06:07
- GÜNCELLEME02.06.2010 06:07
Mayıs başında CHP lideri Deniz Baykal’ın görüntülerinin olduğu iddia edilen bir kaset nedeniyle Baykal istifa etti. İstifa ederken hükümeti suçladı.
Kaset ortaya çıktıktan 2 hafta sonra CHP Büyük Kurultayı vardı.
Bu süre boyunca CHP’de ne olacağı belirsizdi. Kurultay’a birkaç gün kala Genel Sekreter Önder Sav’ın, Baykal’a rağmen desteklediği Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı seçildi.
Medyanın önemli bir bölümü Kılıçdaroğlu’nun adaylığını da başkanlığını da hararetle destekledi.
İç politikada bunlar yaşanırken dışarıda Başbakan Erdoğan, Brezilya Devlet Başkanı Lula ile birlikte Tahran’ı elindeki 1200 kilo zenginleştirilmiş uranyumu Türkiye’ye verip, karşılığında tıbbi araştırmalar için gerekli 120 kilo uranyum çubuklarına ikna etti. Anlaşma küresel aktörlere rağmen yapılmıştı…
10 Mayıs’ta ise Aksaz Deniz Üssü’nden 4 fırkateyn ve bir lojistik gemisinden oluşan Akdeniz Görev Gücü denize açıldı. Osmanlı’dan bu yana ilk defa olarak Akdeniz’e bir donanma gücü çıkarıyorduk. Filo, tam bağımsız bir açık deniz gücü olarak tasarlandı.
Sadece 2 gün sonra ise Rusya ile Nükleer Santral Kurma Anlaşması imzalandı. Türkiye, 1955’ten bu yana çok sayıda girişim ve imzaya rağmen nükleer santral kuramamış bir ülke…
Bu anlaşmadan 2 gün sonra ise Türkiye ile Yunanistan arasında 22 ayrı anlaşma yapıldı.
Gazze’ye yardım götürecek gemilerin ilk hareketi 22 Mayıs’ta başladı.
Ayın ortasından itibaren PKK saldırılarında yoğunluk görülmeye başlandı; oysa örgüt elebaşısı Öcalan, 31 Mayıs’a kadar kendisi muhatap alınmazsa gerisine karışmayacağını söylemişti. Saldırılar, Öcalan’ın açıklamasıyla çelişiyordu.
31 Mayıs’ın ilk saatlerinde İskenderun Deniz Üs Komutanlığı servis aracına yapılan roketatarlı saldırıda 6 er şehit oldu.
Bundan 4 saat sonra İsrail, Gazze’ye yardım götüren gemilere silahlı saldırı düzenledi. 9 insan hakları savunucusu öldürüldü; 4’ü ağır yaralı 20’den fazla yaralı var. Saldırıların ilk anlarının kasıtlı olarak canlı yayınlanmasına müsaade edildi.
…
SEBEP-SONUÇ
Peki o zaman bütün olup bitenlerin anlamı ne?
Sebepler görünüyorsa anlam nerede?
Gözümüzün önünde mi?
Hangisi sebep: PKK’nın amacı veya Gazze’ye yardımın özellikle kanla önlenmesi veya İran’ın nükleer çalışmaları mı?
Yoksa Türkiye’nin Akdeniz’e indirdiği donanma veya nükleer santrale bir kez daha bu kadar yaklaşması veya küresel düzeyde girişimleri veya Afrika, Kafkasya, Orta Doğu, Balkanlar ve Avrupa’daki artan etkinlikleri mi?
Sebep bizatihi Türkiye’nin kendisidir.
Çatışmaya muhatap olacak kadar büyümüştür, “sınırlarını aşmaktadır”. Büyüme, karakteri gereği devam edecektir.
Çatışmanın doğası da yayılmacıdır; genişleyerek büyür o da.
Prusyalı General Clausewitz’den devam edersek, hiçbir çatışma tek bir hamleden ibaret de değildir.
Ve çatışma çok farklı yol ve yöntemleri barındıran bir zincirlemedir.
Çatışmanın amacı karşı tarafa iradenin kabul ettirilmesidir. Bunu belirleyense imkân ve iradedir.
İki bin yıldan fazladır tarih sahnesinde figüran değil baş rollerde bulunmuş bir millet ve onun devleti bu yüzlerce alternatif yol ve yönteme açık zinciri sürdürebilecek imkan ve iradeye sahiptir…
Üstelik, tarihin ne doğrusal ne de “her şeyin ta kendisi” olmadığını içselleştirecek kadar da bilen bir millettir…
Yaşar Taşkın KOÇ - Haber 7
taskinkoc@gmail.com
Yorumlar6