Görgü

  • GİRİŞ31.08.2008 09:33
  • GÜNCELLEME31.08.2008 09:33

Bu romanlarda paranın insanları eğittiği görülüyordu.
Para kazanıp servet sahibi olan yeni zenginler, toplumda daha saygın bir yer edinmek için kızlarına piyano dersleri aldırıyor, oğullarını eskrim derslerine gönderiyor ve görkemli malikanelerinde sık sık sanat ve kültür adamlarını buluşturan davetler veriyorlardı.

                                                                          ***

Çoğunluğu Fransız ve Rus olan bu romanlara bakıp da Türkiye’deki gelişmeleri tahmin etmeye çalışsak yanmıştık.
Çünkü Türkiye’deki yeni zenginlerin bir kısmı böyle bir gelişme gösteremedi.
Tam tersini yaptılar.
Çarpık düzenin fırsatlarından yararlanarak bir kuşakta zengin olan çevreler, taklit edecekleri bir aristokrat zümre olmadığı için lumpenlere özendiler.
Zenginleştikçe zevkleri bozuldu.
Çoğu köy kökenli olan birinci kuşak zenginler, köylerindeki güzelim türküleri, gelenekleri, insan ilişkilerini, halk şiirini, kısacası “Anadolu soyluluğu” adını verdiğimiz yaşam biçimini unutup, büyük kentlerin göçle çarpılmış ucube eğlence dünyasına özendiler.
Başka toplumlardaki asalet ve incelik merakı, bizde toplumun en kirli popüler kültür ürünlerine tapınma törenlerine dönüştü.

                                                                              ***

Ne yazık ki nerede okumuş olursa olsun, böyle ailelerin çocukları da gelişemiyor.
Bakıyorsunuz aniden zenginleşmiş köylü baba ile yabancı üniversitede okuyan oğlu, vıcık vıcık arabesk eğlence ortamında göbek atıyor, kalça tokuşturuyorlar.

                                                                               ***

Ortegay Gasset, “Bu dünyada hiçbir şey, kitle kültüründeki kötü zevk kadar bulaşıcı değildir” demişti.
Çok haklıymış.
Artık Türkiye zenginiyle, yoksuluyla, eğitimlisiyle, eğitimsiziyle, hatta bir bölüm aydınıyla manzume düzeyindeki sözleri tekrarlayan, bir tef/dümbelek çılgınlığının esiri.
Bu âlemin “kral ve kraliçeleri” eleştirilmiyorlar bile. Onlara herkes bayılıyor.
Anadolu’da yüzlerce yıla dayanan halk kültürünün temizliği ve duruluğuyla hiçbir ilgisi olmayan, daha çok başkalarına göstermek için yapılan tuhaf ve aşırı bir eğlence tantanası Türkiye’nin kimyasını bozuyor.
Toplu kirlenmeye katılmamak için direnen bir avuç insan da acı çekerek izliyor bu                 

                                                                            ***

“Melali anlamayan nesle aşina” olmayan şair, bugünleri görse ne derdi acaba?
Sahnede sığır güder gibi bağıran adamın coşturmasıyla, göbek havası eşliğinde yerlerde kıvranan, dansöz gibi alnına para yapıştırtan koca koca adamlara hangi sıfatla hitap ederdi?

Zülfü LİVANELİ
zlivaneli@gazetevatan.com

Yorumlar5

  • Emir Safa 17 yıl önce Şikayet Et
    Artık kodlarını çözdünüz. Bundan sonra Gazete köşelerinde bu kodları çözdüğünüzü yazmayın derim, yazdıklarınız da yazamadıklarınız da okunuyor. Bu kadar açık yazmayın, bu kodların bekçileri olanlar da o satır aralarını okuyor. Değerlerimizi kaybetmeye devam edip dibe vurmadığımız sürece, ahlakımız sadece cinselliğin bir yorumu olarak kalacak siz de çölde yetişen çiçek misali abzurbd olacaksınız.
    Cevapla
  • zafer kıran 17 yıl önce Şikayet Et
    KOMUNİST. Sayın Livaneli ben şahsen gençlik yıllarımda komunist rusçu türk düşmanı derdim.Özür diliyor güzel yazınızdan dolayı tebrik eder saygılar sunarım.
    Cevapla
  • gaffar karakuş 17 yıl önce Şikayet Et
    neden, ben doğruyu bilirim.. Biz ne çektiysek, bizi beğenmeyip değiştirmek isteyenlerden çektik. Türkü dinliyor diye aşağılayıp, opera dinletmeye çalışırsanız. Tiyatro ve sinemaya gitmiyor diye halkın kendi iç eğlence tarzlarını yok ederseniz. Filmlerinizde anadolunun saf, temiz, dürüst insanını yerip, filmin sonunda saf bilo yerine uyanık biloya dönüştürürseniz. Böyle eğittiğiniz toplumdan işte böyle sonuç alırsınız. Ürününüzle yerinmeyip övünmelisiniz. Halkımızı başka toplumlarla kıyaslamak faydadan çok zarar getirmiştir.
    Cevapla
  • kürşat yalçın 17 yıl önce Şikayet Et
    doğrudur.... evet livaneli'nin haklı tarafları var.örneklerini anadoludan çıkmış son dönem zenginlerinden vermiş. peki ya bizim batı hayranı, taklitçi ve sürekli dejenere olan istanbul aristokratlarına ne demeli?VIP takımının hayat tarzına neden eleştiri getirmez? ahlaksızlıkta sınır tanımamak "görgü" oluyor da barlarda göbek atmak "görgüsüzlük" mü? yazdıda göbeğini kaşıyan bidon kafalı adamlara yine atıf var. yapıcılıktan çok, tiksinme olan bir yazı.
    Cevapla
  • vezir tonyukuk 17 yıl önce Şikayet Et
    kötü zevk. zülfü livaneli'nin son iki yazısını çok beğendim.ülkemizdeki kültürsüzlüğü,kötü zevkin nasıl kolayca yayıldığını görmek bize acı veriyor,ümidimizi kırıyor.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat