Ben Türkiye’de hep bunu gördüm
- GİRİŞ15.02.2009 09:24
- GÜNCELLEME15.02.2009 09:24
Münazara alışkanlığından mıdır, bilinçaltımızdaki aşiret-kabile tortularından mıdır bilinmez, bu ülkede insanlar ille de bir kutba saplanıp kalırlar.
Bir vida gibi aynı yerde dönüp durur, başka gerçeklere gözlerini kaparlar.
Ne demek istediğimi daha iyi anlatmak için bir örnek vereyim size:
1960’lı yıllarda Türk solunda büyük bir tartışma vardı. Kimileri öncelikle Türkiye’nin bağımsız olması gerektiğini söylüyordu, başka bir kesim ise kapitalizme karşı verilecek mücadeleyi öne çıkarıyordu.
Birinci grubun sloganı “Bağımsız Türkiye” idi, ikinci grubunki ise “Sosyalist Türkiye.”
Ankara’da Dilşat düğün salonundaki bir siyasi toplantıda bu iki grup birbirine girdi. Hepimizin hayret dolu bakışları arasında sopalarla birbirlerinin kafalarını kırmaya başladılar.
Bu sırada yaşlı bir işçi “Durun çocuklar yapmayın” dedi, “Hem bağımsız, hem sosyalist Türkiye desek ne olur?”
Ne oldu biliyor musunuz?
O iyi niyetli işçi de dayak yedi.
Belki de salondaki tek akıllı adamdı.
Türkiye’deki her tartışmada bunu gördüm ben.
Sağcılar yıllarca Orta Asya diye tutturdu, solcular enternasyonalizm diye.
Sağcılar Osmanlı dediler, solcular buna burun kıvırdılar.
Sağcılar eski dil dediler, solcular yeni dil.
Sağcılar Necip Fazıl dediler, solcular Nazım Hikmet.
Bu ayrımlar yüzünden insanlar birbirini öldürdü, ülkede kan döküldü.
Benim gibi “Orta Asya da bizim geleneğimizdir, bir solcu yazar çıkıp Göktürk efsanesini yazsa ne olur? Osmanlı’yı reddetmeye çalışmak saçmalıktır. Dilde faşizm olmaz, yaşayan dili savunalım. Nazım Hikmet de büyük şairdir, Necip Fazıl da” diyenlerin ise sesi pek duyulmadı.
Çünkü bu dil kavganın ve öfkenin şehvetine pek uygun değildi.
Bugün aynı hastalığın devam ettiğini, insanların yine burgu gibi aynı noktayı delmeye devam ettiğini, başka konulara gözünü kapadığını görüyorum.
Kimisi AKP’ye yüklenmekle görevli, kimisi CHP’ye.
Eğer bağımsız bir aydınsan ikisini de eleştirmen gerekmez mi?
Yolsuzluk bu ülkenin bir gerçeği ve maalesef bütün partiler bu pisliğe batmış durumda.
Birini görüp, ötekini görmemek özel çaba gerektirir.
Bir aydın niye böyle bir ayrıma girer ki?
Aynı şekilde kimisi sadece Ergenekon diyor, kimisi sadece laiklik.
Aslında bunların hepsi de aynı ülkede olmuyor mu?
Hem 17000 faili meçhulün, hem yakılan 11 köylünün, hem Dink cinayetinin, hem o korkunç devlet suçlarının hesabını sorsak, Ergenekon davasında sonuna kadar gidilmesini talep etsek; hem de iktidarın Türkiye’yi “bizden/sizden” diye ayırmasına, kaçak Kuran kurslarında kızlarımızın ölmesine, çarşaflı kızımız denizde boğulurken kurtarmak isteyenleri engelleyen ve erkek eli değmesin diye kızını ölüme gönderen anaların kafasına karşı çıksak ne olur?
Yürürken sakız çiğnemeyi beceremiyor muyuz?
Bu yazıyı yazıyorum ama yine de kökleşmiş alışkanlıkların değişeceğine dair hiçbir umut beslemiyorum.
Çünkü her şeyi irdelemesi gereken zihinler, önyargı bagajlarıyla hantallaşmıştır.
Kutsal düşünme eylemi, tepkiler üzerine kuruludur.
Ayrıca bizden/sizden ayrımı çok sevilir.
Yorumlar9
-
sancar aslıturk
16 yıl önce
Şikayet Et
en az türkülerin kadar güzel bir yazı. yıllardır türkülerini dinledik begendik siyasete atıldın ama her insan hata yapar dedik =) bir birini anlama üzerine bina edilen her fikir bütünleştirici olur .hakksıza haksız katile katil diye bilmek bile erdem sayılır olmusken memleketimde .tbr güzel yazı
Beğen
Cevapla
-
alperen bozkurt
16 yıl önce
Şikayet Et
FARKLILIK ZENGİNLİKTİR.. Bencede geniş perspektiften bakmalı hayata. Bir şeyin iyi, güzel olması ona ters olan şeylerin kötü yada çirkin olmasını gerektirmez. Benim Necip Fazıl'ı seviyor olmam Nazım Hikmet'i karalamamı gerektirmez. Ben hayata sağ pencereden bakıyorum sende sol pencereden bakıyorsun. ben farklı şeyler görsemde sen farklı şeyler görsende baktığımız hayat aynı. yaşadığımız dünya aynı. Ve bizler elele verdikçe farklılıklarımızı zenginliklere dönüştürdükçe yaşadığımız dünyayı daha yaşanır hale getiririz..
Beğen
Cevapla
-
Dogan Akbaba
16 yıl önce
Şikayet Et
Sözde Aydin ve Entellektüeller. Ne yazikki senelerden beri kendilerini aydin ve entellektüel gören hem sag ci hemde sol cular bu konuda atese benzin döktüler. Ben hem Nazimi hemde Necep Fazili okudum. Hem Livaneli yi hemde Ozan Arifi dinledim.Yirmi sene önce savunduklarimda simdikinin aynisiydi, hem basörtüsüne hem kürtceye hem düsünce özgürlügün taraftariydim.Ne yazikki Livanelide kendi ile ayni zihniyette olmayanlara hak verme taraftari degil.Neden bir solcu olarak basörtüsünü savunmuyorsunuz???Kusara bakmayin inandirici degilsiniz.
Beğen
Cevapla
-
Ramazan Erkut
16 yıl önce
Şikayet Et
PALAMUT idik, VİDA olduk. Bir zamanlar Avrupa'nın korkulu
rüyası, mazlum halkların
koruyucusu OSMANLI
İMPARATORLUĞU vardı... Avrupa
Ülkeleri, işine gelmeyen bu ülkeyi
YOK etmek hesabıyla birlik olup,
tüm güçleriyle saldırdılar,
başaramadılar. OSMANLI, YOK
EDİLEMEDİ!... Osmanlı Halkı
yaşıyor. Sağcısı da, solcusu da,
milliyetçisi de birer OSMANLI'dır.
Bu gün solcular aslını kabul
etmiyorsa utanması gerekenlerin
kimler olduğu gün gibi aşikardır..
Bu arada, sağcıların Nazım
Hikmet'i okumadığını nereden
biliyorsun Sn Livaneli? Bir vida..
Beğen
Cevapla
-
Murat Kara
16 yıl önce
Şikayet Et
Umutluyum.... Öncelikle belirteyim ki harika bir
yazı.
Yorumlara bakıyorum da sizin gibi
düşünen insanların sayısı gün
geçtikçe artmakta.Takım tutar gibi
parti tutmak genlerimize işlemiş
ama çok yavaş da olsa ilerleme
kaydediyoruz.Eğriye eğri doğruya
doğru diyen köşe yazarı sayısında
da ciddi artış olduğunu
düşünüyorum.Sadece birkaç
dinozor kaldı basında.En başta
Emin Çölaşan vardı hürriyet bile
dayanamadı, iki numara bence
Bekir Coşkun, üç numaraya da
Yılmaz Özdil ısrarla yerleşmek
istiyor.Vakit'dekileri de
unutmayalım.
Beğen
Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle