Aydın kutuplaşması
- GİRİŞ18.10.2009 09:38
- GÜNCELLEME18.10.2009 09:38
Bir vida gibi aynı yerde dönüp durur, başka gerçeklere gözlerini kaparlar.
Türkiye’deki her tartışmada bunu gördüm ben.
Sağcılar yıllarca Orta Asya diye tutturdu, solcular enternasyonalizm diye.
Sağcılar Osmanlı dediler, solcular buna burun kıvırdılar.
Sağcılar eski dil dediler, solcular yeni dil.
Sağcılar Necip Fazıl dediler, solcular Nazım Hikmet.
Bu ayrımlar yüzünden inananlar birbirini öldürdü, ülkede kan döküldü.
Benim gibi “Orta Asya da bizim geleneğimizdir, bir solcu yazar çıkıp Göktürk efsanesini yazsa ne olur? Osmanlı’yı reddetmeye çalışmak saçmalıktır. Dilde faşizm olmaz, yaşayan dili savunalım! Nazım Hikmet de büyük şairdir, Necip Fazıl da...” diyenlerin ise sesi pek duyulmadı.
Çünkü bu dil, kavganın ve öfkenin şehvetine pek uygun değildi.
***
Bugün aynı hastalığın devam ettiğini, insanların yine burgu gibi aynı noktayı delmeye devam ettiğini, başka konulara gözünü kapadığını görüyorum.
Kimisi AKP’ye yüklenmekle görevli, kimisi CHP’ye...
Eğer bağımsız bir aydınsan ikisini de eleştirmen gerekmez mi?
Yolsuzluk bu ülkenin bir gerçeği ve maalesef bütün partiler bu pisliğe batmış durumda.
Türkiye’de parti içi demokrasiyi uygulayan tek bir örnek yok.
Birini görüp, ötekini görmemek özel çaba gerektirir.
Bir aydın niye böyle bir ayrıma girer ki?
***
Aynı şekilde kimisi sadece Ergenekon diyor, kimisi sadece laiklik.
Aslında bunların hepsi de aynı ülkede olmuyor mu?
Hem 17000 faili meçhulün, hem yakılan 11 köylünün, hem Dink cinayetinin, hem o korkunç devlet suçlarının hesabını sorsak, Ergenekon davasında sonuna kadar gidilmesini talep etsek, hem de Türkan Saylan’lara yapılan haksızlıklara, iktidarın Türkiye’yi “bizden/sizden” diye ayırmasına , kaçak Kuran kurslarında kızlarımızın ölmesine, çarşaflı kızımız denizde boğulurken kurtarmak isteyenleri engelleyen ve erkek eli değmesin diye kızını ölüme gönderen anaların kafasına karşı çıksak ne olur?
Yürürken sakız çiğnemeyi beceremiyor muyuz?
***
Bu yazıyı yazıyorum ama yine de kökleşmiş alışkanlıkların değişeceğine dair hiçbir umut beslemiyorum.
Çünkü her şeyi irdelemesi gereken zihinler, önyargı bagajlarıyla hantallaşmıştır.
Bu ülkede kutsal düşünme eylemi değişmiş ve tepkiler üzerine kurulu bir çıkarcılık olmuştur.
Ayrıca bizden/sizden ayrımı çok sevilir.
Zülfü LİVANELİ / Vatan
zlivaneli@gazetevatan.com
Yorumlar4