İnsan insanın zehrini alır...

  • GİRİŞ11.12.2009 09:17
  • GÜNCELLEME11.12.2009 09:17

Gün doğumu, gün batımı, rüzgârda sallanan dal, yaz gecelerini dolduran baş döndürücü yasemin kokusu yüreğimizi mutluluktan titretiyor.

Yaşama büyük bir minnettarlık duyuyorsunuz.

Hele sevildiğini bilmek...

Birisinin sizi düşündüğünü, iyi olmanız için uğraştığını, sizi koruduğunu hissetmek.

Bir de paylaşmak duygusunu eklemek gerekiyor buna. Ekmeği, düşünceyi, sevgiyi paylaşmak.

Sait Faik’in cümlesiyle söylersek eğer, her şey bir insanı sevmekle başlıyor.

***

Oysa biz nelerle dertleniyoruz?

Politik mücadeleler, haşin kavgalar, sen-ben itişmeleri, ego çatışmaları sarmalamış çevremizi.

Bu dünyaya gelip gitmekte olan bir sincabın mutluluğunu yaşayamıyoruz.

Ülke sarsılıyor, içinde bulunduğumuz gemi fırtınaya tutulmuş, yalpalayıp durmakta.

Bu sarsıntıları etimizde kemiğimizde hissediyoruz. Başımız dönüyor, midemiz bulanıyor.

Tek başına mutluluğun yetmediğini anlıyorsunuz.

Sizi çevreleyen ortam durmadan mutsuzluk, durmadan kavga üretiyor.

Televizyon ekranında kavga, Meclis’te kavga, gazete köşelerinde kavga, sokakta kavga...

Bu ülkenin insanları, hayatı kendilerine cehennem kılmak için ne mümkünse yapıyorlar.

Ne sağlığın değerini biliyor çoğumuz, ne sevginin, ne kibarlığın, ne inceliğin...

Bir kabadayı afur tafuru, “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” böbürlenişi, öfke şehvetine kapılmış insanlar yaratıyor.

Bu soruyu sorana demeliyiz ki: “Evet, senin kim olduğunu biliyorum. Üç beş yıl sonra ölüp gidecek ve dünyadan izi silinecek bir fanisin. En ufak bir hastalık, alıp yerden yere vurabilir seni. Bir dakika sonra başına ne geleceğini bilemezsin. Onca malı mülkü, parayı, rüşveti de yanında götürmene imkân yok. Nedir bu ihtiras? Nedir bu kavga? Nedir bu yetinmeme?”


***

Jean Paul Sartre, “Başkaları cehennemdir!” demişti.

Biz bu kültürden gelmiyoruz.

Bizim Akdeniz aydınlığı vurmuş kültürümüzde “Yalnızlık Allah’a mahsus!” denir.

Ve İnanılır ki “İnsan insanın zehrini alır!”

Doğrudur da.

Mutluluk bizi sarıp sarmalayan dostlarımızdır, paylaşma duygusudur, merhamettir, erdemli kalmak onurudur, sevdamızdır.

Zülfü LİVANELİ / Vatan
zlivaneli@gazetevatan.com

Yorumlar2

  • mehmet tokat 16 yıl önce Şikayet Et
    PKK DA HAYATTA KALMA MÜCADELESİ YAPIYORUZ, DARWİNİ ÖRNEK ALIP TERÖR YAPIYORUZ DEDİ. oysa bu durumda insanın yaşaması ve hayatta kalması için en birinci şey olan sevgi insanların kalbinden sökülüp alındı. ruhsuz, sevgisiz, egoist, kindar, çatışmacı insanlar türedi. bunlar zaten kendi sonlarını getirmiş oldular. aynı hitler ve stalin gibi. hepsi yok oldular. hepsi miadını doldurdu çünkü kurdukları düzen çatışma üzerineydi, insanları yok ettiler. kapitalizm de insanlar arasında sevgisizlik hakim kıldı. kapitalizm vahşiyane bir ortam hazırladı ve asıl mutsuzluk başlamış oldu.
    Cevapla
  • mehmet tokat 16 yıl önce Şikayet Et
    SEVGİ DARWİNDEN SONRA İNSANLARIN KALBİNDEN ÇEKİLİP ALINDI. darwine göre hayvanlar kendi hayatlarını düşünür. çünkü kendini düşünen hayatta kalır zaten yaşam hayatta kalma mücadelesidir. oysa bunu en başında fedakar binlerce hayvan türü yıktı. karıncalar, arılar, kuşlar.. yavrularını korumak için ölümü göze alanlar, aslanın elinden yaşlı bizonu kurtarmaya çalışanlar.. DARWİN YANILDI, YALAN SÖYLEDİ, EGOİSTLİK DEĞİL SEVGİ HAKİMDİ DÜNYAYA.. ama darwini örnek alan faşist ve komünistler hayatta kalmak için öldürmeliyiz tezini savundular. böylece dünyada terör başladı.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat