Türkiye’de insanlar birbirinin ömrünü kısaltıyor!
- GİRİŞ19.12.2010 11:43
- GÜNCELLEME19.12.2010 11:43
Bu kentlerin bazılarında insanlar hayatlarını mutluluk, incelmişlik ve zevk içinde geçirirken, bazılarında işkence, baskı, korku ve yıldırma hüküm sürmekte.
Sorun sadece para değil.
Nice yoksul Akdeniz ve Karayip kasabası var ki, insanlar yaşamlarını pırıltılı bir gökkuşağı altında, saygı, sevgi ve neşe içinde geçiriyor.
Nice petrol zengini Arap ülkesi var ki; yaşam bir cehenneme dönmüş.
Sorun yaşam kültürü denilen kavramda.
***
İnsanoğlu bir bilinmezden gelip, başka bir bilinmeze giderken yirmi-otuz bin günlük bir yaşam sürüyor.
Bu süreyi bir fil gibi doğal biçimde yaşamak da var ama nedense bazı bölgelerde insanoğlu, birbirine acı çektirmekten zevk alıyor.
Ne yazık ki Türkiye bu ikinci kategoride yer almakta.
Bunu anlamanız için trafiğe çıkmanız yeterli.
Sürücüler birbirlerine karşı biraz daha hoşgörülü, biraz daha saygılı ve sakin olsa trafik akıp gidecek ve hepsi için daha iyi olacak ama şerit değiştirmeler, küçük fırsatçılıklar, yol tıkamalar yüzünden düğümler oluşuyor; herkes yerli yerinde sayıyor. Arkasından gelsin küfürler, kavgalar, sinir harpleri, levyeli saldırılar ve kazalar.
Toplumsal yaşamımız da trafikten farklı değil.
Sanki bu ülkedeki insanların görevi, yaşamı diğerleri için çekilmez kılmak.
Dedikodu, saldırı, iftira, zorluk, güçlük, intikam...
Eğer toplumda sizi sözüm ona “seçkin” kılan herhangi bir özelliğiniz yoksa, telefonlar yüzünüze kapanıyor, bir kurumun danışma bölümünde oturan memur suratınıza bile bakmıyor, yurttaş vergileriyle dönen devlet daireleri sizi adam yerine koymuyor, hastanelerde itilip kakılıyorsunuz, hakkınızı aramaya kalktığınızda polis copu tepenizde.
Böyle yurttaşlık olur mu?
Yorumlar3