İşin hakikatı "Küfre maruz..."yazınızdan sonra,yazı yorumuyla beraber,yanında olunduğunuza dair ve teselli sohbeti oluşturulmuş oldu. Elleriyle beraber ayaklarını da öpüyorum,küsmediler.ALLAH size daima ferahlık versin iyi insanlar duasıyla.

yazar babaaa. hacer harikasin.

turgut hocam. benim için kayısı kayısıdır. Bildiğim fazlası epeyce bir sıkıntılı..:) Hem çekirdeğini yemek için önce kayısıyı yemek gerekir değil mi? O zaman dua edecez acı çekirdekli kayısı çıksın diye...:) Yoksa haliniz yaman...

yasin. hacer abaaaaaa...sen ne hoş insanmışsın be...ben yaınızı ilk defa okuyorum;ama bak sevdim he...bundan sora okurum hep...hadi kal sağlıcakla.a.e.o.

sayın siyah nur;. kayısıya bağışıklık kazanmış bir milletiz..yeni yeni tadanlar için biraz sıkıntı olur...doğrusunu söylüyüm mü??evet doğrusunu söylüyüm,çekirdeği tatlı kaysıdan doyuncaya kadar yersen hapı yutarsın..çekirdeği acı kaysıdan yiyebildiğin kadar ye...kaysı bağırsakların düzenli çalışmasına yardımcı olur..bebeklerin vey yaşlı veya yatalakların konstipasyonlarında kaysı meyve suyu veya kayısı hoşafı tavsiye edilir...bağırsak tenbelliğine karşı kaysı tavsiye edilir..bir önemli husus daha var..bazı ilaçları sürekli kullananlarda vucuttan potasyum atılımı olur veya steroid kullananlar kısa sürede kullanmış olsalar bile parmak uçlarından itibaren bir çekilme kramp gerilme olur (potasyum kaybına bağlı)...işte değerli siyah nur kaysı yenince ilaçların bu etkisinden kurtulursun.(örneğin volteren,myadren veya prednol gibi ilaçları kullananlara önemli tavsiyemiz kayısı yemeleri bulundurmaları)

Can hocam. Hacer hanım'ın halet-i ruhiyesine bağlı..Sizin yorumunuzun teselli olması mümkün olduğu gibi benim yorumumla aklına karpuz kabuğu düşmüş olması da muhtemel:)

Yorumculuğu bırakıyorum amma.... Muhtereme hemşehrim bize cevap hakkı doğurmuş. Evvela bizim bu rahatlığımız seninle alakalı değil. Zira bizi bilenler bilir daha önce benzer yorumlar Meryem Hanım'ın yazılarında, Eskiden Orhan Çınar Bey vardı onun yazılarında Mehtap Hanım'ın yazılarında ve Feridenin yazılarında (ben ona yazmamaya özen gösteriyorum) ve daha başka yazarların yazılarında da yapılmıştır. Fasulye ve nimet mevzusu. Her yazdığımız yayınlansa daha neler neler yazıyoruz bir bilsen. :) Her ne kadar dünyada sistemin kurbanları olsak da Kur'an'da hurilerden bahsedilir. :) Her zaman derim Allah'ın helal kıldığını haram kımak kimin haddine düşmüş ki. Bence mütercim kardeş aynı anda iki evlilik birden yapsın. Sana da davetiye göndersin...Bak söz eğer teaddüdü zavcata dair maniler ortadan kalkarsa o zaman burada olursan sanada davetiye gönderecem.:) He bir de her yazılan yorumu ciddiye almayın derim

her ülkeye laisizm örgüsü örülebilir,tanımlanabilir,yani giydirilebilir. laisizmin nasıl tanımlarsanız ona göre ya taraf olur ya karşı taraf olursunuz..laiklik devletin dinlere eşit mesafede durabilmesidir...bu tanım kendi ulusu çok dinli halklar için kıyak bir tanımdır,hatta bu tanım üzere tavır alınmasıda elzemdir...fakat osmanlı hakimiyetinden çıkmış bir çok devlette laiklik bu şart altında yürümez,giydirilemez,giydirilse bile yöne sinmez..ayrıcalıklı bir din olmak zorunda..ki devletin bekasıda buna bağlı halk en çok hangi dine bağlı ise o tarafa selam çakmalı ki kendi varlığını güvende hissetsin...fakat islam başka devletlerin laiklik adı ile verdiği teminatların ötesinde teminatlara sahiptir..hacer hanımın bahsettiği "medine vesikası" da buna örnektir..fatihin fethinden sonra istanbulda ki havraların kiliselerin durumuda buna örnektir...medine islam devleti,kıyamete kadar ki gelecek devletlere örnek devlettir.bu devletler içinde en medeni olanıdır.

Yani sırf İslam’da ruhban sınıfının olmamasından hareketle gerçek laiklerin, seçim ve özgür irade vurgusu ile de gerçek demokratların, zaten istişareyi emreden İslam’a teslim olmuş müslümanlar olduğunu kabul ettik, diyelim. . Ekonomik anlamda, daha geniş kitleleri kapsayan eşit/adil paylaşımı savunan Sosyalizmin de en hakikisi İslamdadır o halde. Zira Kur’an, “...taki (servet ve mal) yalnız içinizden zenginler arasında dolaşan bir devlet olmasın...(59/7) ” buyurur. Özel mülkiyete izin veren İslam aynı zamanda gerçek ‘Kapitalist‘ ve dahi ‘Liberal‘ sistemdir aynı zamanda. Özünde, sömürü ve baskıya karşı çıkma olarak tanımlanan ve kurum olarak devleti reddetmeye kadar giden Anarşizmin en hasının İslamda olduğunu da, insancıllık olarak tercüme edilen Hümanizmi bütün tarihi bağlarından koparıp, en hakiki hümanistlerin müslümanlar olduğunu da savunabiliriz, öyle mi. Örnekleri çoğaltmak mümkün... Ya da şimdi kalkıp -biraz da abartarak- desem ki “Marksizim, Allah (cc) dan başka ilah yoktur ve Muhammed (as) Onun kulu ve rasulüdür” demektir ve ben de en iyi hakiki öz marksistim, yakışık alır mı?

Translator Hocam,. Ben o yorumu Hacer Hanımı teselli etmek için yazmıştım. Baltayı taşa mı vurduk ne?... Hatta bir de göz kırpmıştım ama, kurtarmaz mı?...

Turgut Hocam. Bir kere biz karadenizliler bayat hava kullanmayız... Zamanla içindeki hava kokmasın...:) Kayısı memleketi orası sonra fazla kayısı bozara değil 2 yıl 2 gün bile gitmez haberin olsun... :)

farzettim.... gülümseyemediniz ki...farzediyorum farzediyorum ama yine gülümseyemiyorsunuz ve bu yazınız da gülümseyemediğinizin ifadesi....

Diyelimki üstüme alındım. Anlamamıza biraz yardımcı oluverin, o halde.... Yıllar önce konferansın birinde, bir konuşmacıdan, ki inanarak mı söyledi yoksa ironi miydi hala bilmem, şöyle bir ifade duymuştum: “Laiklik, devlet yönetiminin, ruhban sınıfının hakimiyetinde olmamasıdır, doğru mu? Evet. Peki İslamda ruhban sınıfı var mı? Hayır. O halde hakiki laiklik İslamdadır.” Geçen yazınızla ilgili yorumumda anlattığım fıkrayı bana çağrıştıran olay bu idi.... Temel soru(n); Bir fikir akımını ve onun kavramlarını, asıl teorisyenlerinin tanımladıkları şekilde kullanmak yerine, tebdil-i mekan (ve zaman) suretiyle kazandıkları/kaybettikleri anlam ile anlamlandırıp -ya da yeniden tanımlayıp- üzerine yorum bina edebilir miyiz? Keza Kur'an kavramları için de bu geçerli. Doğruluk bir yana, batı kültürü içerisinde ortaya çıkmış kavramları kendi kitlemizi tanımlamak için kullanmak zorunda mıyız, o da işin diğer bir yönü...

Aklıma gelmişken. Abdurrahman Dilipak'ın bugunkü yazısını okumanızı tavsiye ederim. İlginç teorileri var. Son 2-3 yazısıyla beraber okumanız daha iyi olur..

Can hocam. öyle bir paylaşımda bulundun ki herkesin kendine pay çıkarması mümkün..Şimdi bu durumunu resmedecek olursak, biz Hacer hanımın işyerinde yemeden içmeden masa işgal eden müşterileri oluyoruz, o da ürün beğendiremediği müşterilerine diş bileyen bir esnaf:)...Turgut hocam, estagfirullah, şimdi şerh düşünce senin kastettiğini anlamamış olduğumu,normalde kızmam gerektiğini anladım. Bazen durumu kurtarmak adına bozuntuya vermemek lazım:)