Anlaşıldı ben konuşmaktan kaçarken sen devam ediyorsun. Bu son yazım neye inanırsan o yolda ölürsün inşallah.. 1-Ben halifelikten felan bahsetmedim sürekli bunları yazman komik. 2-İnsan Allahın halifesidir. 3-Din-i İslam insanlığa gönderilmiştir, islam ile insanlığı ayırman zerre kadar vahiyden beslenmediğini gösteriyor. 4-Cumhuriyet ve insan hakları beşer buluşu değildir ve tanımı itibariyle ile İslam ile bir sorunları yoktur. 5-Demokrasiye kafandan bir tanım yaparak İslami olduğunu sanman senin kendi imani sorunundur.Demokrasi beşerin beşeri yönetmesidir, bilmiyorsan öğren de konuş sana ayıracak vaktim yok artık.

Temel Yanılgınız Şu - Farz Değil, Sünnet Değil, İcma Yok, Kıyasınız ise Sizi Bağlar. Hilafet'in "Allah'ın Kanunu" olduğunu sanıyorsunuz, kendinizce bir yönetim sistemi icat edip buna mutlak gözle bakıyorsunuz. Siyasi bir konumu dini bir konum haline getiriyorsunuz, tüm müslümanların tek bir halifesi (yöneticisi) olması gerektiği gibi uydurmalar ortaya atıyorsunuz. Hayır, Kuran'da Allah kesin bir yönetim şekli belirtmiyor, Hz. Peygamber de belirtmiyor; bu konu ümmete bırakılıyor, çünkü İslam evrensel, insanlık farklı farklı. İspat çevre yöneticilere yazılan mektuplar ve sahabe uygulamaları.

Çarpıtmayın - Yasak Yoksa Serbesttir. Ben "Allah'ın kurallarını bırakıp beşerin kurallarına uyalım!" mı diyorum? Hayır. Fakat İslam'da örf (iyi olan toplumsal gelenekler) de bir kaynak sayılır, mesela cahiliyedeki iyi adetleri İslam yasaklamamıştır. Demokrasi, cumhuriyet, insan hakları gibi beşeri buluşlar da örften sayılabilir; sizin zihniyetiniz saymayabilir fakat bu size başkalarını yaftalama hakkı vermez, bu sadece sizin yorumunuz olur, gerçek değil. Namazın bile kılınış şekli mezheplere göre değişken, yönetim biçimi de değişken olabilir.

Sen beşeri sistemleri meşru görmeye devam et arkadaş. Allahın kuralları ile beşerin kurallarının ayırımını yapamayan birine hiçbirşey anlatılmaz. Beynini tamamen temizle sonra Kuranı oku.

Krallıkta Görev Alınabilirse Demokrasi de Benimsenebilir. Krallıkta kanun kralın sözüdür, yani kral ne derse o kanun sayılır. Ve kral, Hz. Yusuf'un veziri olmasını istemiştir. Şimdi, kralın kanununa göre kardeşini alıkoyamayan Hz. Yusuf yine kralın kanununa göre vezir (hazine bakanı) olabilmektedir. Demek ki yasak olan kralın herhangi bir kanununa uymak değildir, gayri İslami herhangi bir kanuna uymaktır. Yani gayri İslami bir sistemde İslam ile çelişmeyen unsurlar/görevler benimsenebilir. Bugünki cumhuriyette Hz. Yusuf hazine bakanı olsaydı eleştirecek miydiniz?

Çarpıtan Sizin Zihniyetiniz. Eşyada aslolan mübahlıktır yani serbestliktir, dolayısı ile olmayan bir yasağı ihdas edemezsiniz. Ayet hüküm değil haber veriyor. Maksat ne, Hz. Yusuf'un özkardeşi Bünyamin'i alıkoyması ve bu vesileyle ailesini Mısır'a getirmesi. Fakat kralın dininde (kanunlarında) buna izin veren bir imkan yok, bu sebeple yüce Allah farklı bir plan uygulatıyor; eğer buna imkan olsaydı bu plana gerek kalmazdı. Öte yandan Kral, Hz. Yusuf'a krallığında bir "görev" veriyor (12/54-56); elbette bu kralın kanunlarına göredir.

Evet, İnsan Yanılabilir, Yanlış Olan Sizin Zihniyetiniz. Aslında aklıma gelmişti bakıp yazmak fakat bakmayınca hafızam beni yanılttı, lakin kullandığım Hz. Yusuf örneği doğrudur ve sizin zihniyetiniz açısından şok edicidir. Bu sebeple kabullenmek istemiyorsunuz, ayette kesinlikle bir yasaklama yoktur ve bunu iddia edip yanılan sizin zihniyetiniz. Var mı orada "Kralın kanununa göre alıkoyması haramdır" diye bir hüküm? Yok. Tam tersine lafın gelişinden (siyak-sibak) anlaşılan bu imkan olsaydı faydalanabilirdi, nasıl ki vezir olma imkanından faydalanmışsa.

Hafızan yanılttı mı :S Arkadaşım Kuranı çok iyi bilsen böyle birşeyi yazmadın. Bak yaptığın hareketin altındaki psikolojiyi yazıyorum:Eğer sen Kurandaki imani konulardan haberin olsaydı böyle bir hataya asla düşmezdin.Kafana göre yorumladıktan sonra ayeti anlamaya çalışıyorsun.Allah tealanın muradını anlamaktan çok kendi muradını ayete uydurmaya çalışıyorsun.Ne iftira atacam sana kendi yaptığın ortada. Arkadaşım bence sen bir türkçe okuluna git alıkoyamazdı derken ne demek istediğini bile anlamıyorsun. Ayette "böyle bir imkan olsaydı" diye birşey geçmiyor ya sürekli saçmalama.

İftira Günahtır. 1. Ben bir iddiama örnek verdim, bunu yaparken de hafızam beni yanılttı ve "alıkoysa idi" demek yerine "alıkoyduğu için" yazdım, bunu da sonradan düzelttim. 2. Fakat bu örnek doğru bir örnekti, iddiamı ispatlıyordu, yani "alıkoyamazdı" demek "alıkoyamaz" demek değildir, yasaklama yoktur, tam tersine lafın gelişinden bu imkan olsaydı alıkoyabilirdi manası çıkmaktadır. 3. "Kralın yanında makam, taht ve iktidar sahibi bir vezir" örneği de benim iddiamı haklı kılıyor. Krallık demokrasiden daha İslami değildir.

. "yine kardeşini Mısır Kanunu'na (Dini'ne!) göre alıkoyduğu için hiç kimse onu itham edemez"dedin hala utanmadan lafı gıvırıyorsun. Hz Yusuf hiçbir zaman kralın dinine/kurallarına göre bir tek adım atmamıştır.Enbasit hırsızlık mevzuunda bile kralın dinine göre hareket etmeyen yusuf as devletteki konumunda (ki sırf yamuk bakış açını doğrulamak için kafana göre ona konum biçmişsin) hiçkimse kralın kanunlarını uyguladığını söyleyemez.Kuranda asla böyle birşey yazmaz, sen kafanın doğrultusuna devam et...

Arkadaşım neden sürekli kafana göre tefsir yapıyorsun 1. Kuranda senin söylediklerin ASLA yazmıyor.Ve asla senin yorumlarının anlamı yok.İlk başta ayete taban tabana zıt bir inancını açıkça söylemenin sebebi ise en başta Kurandan beslenmemen ve kafana göre tefsir yapmandı.Bu bakış açısını değiştirmediğin sürece ne bir başkası sana gerçeği gösterebilir ne de sen Kuranı anlayabilirsin.Önceden de dediğim gibi kitaba uymuyor, kitabına uyduruyorsun. Hz Yusufun yapmadığı herşeyi söylemişsin yorumda.

Anlamak İsteyen Anlar. Diyelim ki, bir yabancı firma buranın kanunlarına göre cezalandırılamıyor, Başbakan da uluslararası tahkime başvurup cezalandırıyor. Bu durumda "Başbakan, kemalist devletin kanununu uygulamıyor" denebilir mi? Adam kemalist sistemin Başbakanı arkadaş! Şimdi, Hz. Yusuf'un zindan arkadaşlarıyla olan konuşmasından belli ki o dönemde Mısır toplumu müşriktir, çoktanrılı inancı vardır. Fakat Hz. Yusuf o Mısır'da hazinelerden sorumlu üst düzey bir vezir idi. Onun sünneti sizin yorumlarınızdan öncelikli benim için.

Ayete Aykırı İnancım Yok. 1. "alıkoysa idi" demek yerine "alıkoyduğu için" yazmışım ve bunu düzelttim; kaldı ki burdaki iddiamın doğruluğunu başka bir örnekle de ispat ediyorum: o kanuna göre alıkoyamıyor fakat yönetici olabiliyor, yani o kanunlara göre iş yapılabiliyormuş. 2. Ayette yasaklama yok ki, dolayısı ile çarpık olan senin inancın; yani ayet haber veriyor hüküm değil, "alıkoyamaz" demiyor, "alıkoyamazdı (bu imkan yoktu)" diyor, yani alıkoyabilseydi alıkordu, farklı bir plan uygulamazdı, bunun için de eleştirilemezdi.

Arkadaş ayete aykırı inancın olduğun ortaya çıktı. Cahilliğin tescillendi hala konuşuyorsun utanmadan.Senin anlattığın bilgiler yanlış arkadaş.Önce sen ayete aykırı inancını değiştir. Allah teala "Kralın dinine göre alıkoyamazdı" dediği halde sen KRALIN KANUNLARINA GÖRE ALIKOYDU DİYE ELEŞTİRİLEMEZ dedin.Neden böyle söyledin?Çünkü Kurandan bîhabersin.Kafanda tasarladığın dine iman etmişsin ayetleri yorumlarken de bu yamuk kafandan tefsir yapıyorsun. En başta Kuran ve sünnetten beslenseydin kafandaki dini islam sanmazdın.

Ameller Niyetlere Göredir. Yine Hz. Yusuf hazinelerin ve tarımın sorumluluğunu alarak Mısır ekonomisini (devletini) batmaktan kurtarmıştır (aslında bölge insanını açlıktan kurtarmıştır); bu, günümüzde Başbakan Erdoğan'ın laikçi sistemi iflastan kurtarırken mesela başörtüsü sorununu çözememesine benzetilebilir mi? Sizse çok yüzeysel bakıp her farklı tavrı imani bir zaaf hatta tekfir sebebi sayıyorsunuz, mesela oy vermeyi sistemi benimsemek, ortak olmak falan kabul ediyorsunuz. Halbuki üst düzey yönetici olmuş bir peygamber.