Ümit hırsızlığı mı? Gençliğimiz gerçekten mutsuz, kızgın ve vicdansız mı yetişiyor?

  • GİRİŞ10.09.2012 09:32
  • GÜNCELLEME10.09.2012 14:38

WHO yani Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı açıklama dünyanın öfke ve mutsuzluk puanı en yüksek olan genç kuşağının Türkiye’de olduğu yönünde idi. WHO web sayfasını inceledim böyle bir kaynak bulamadım. 

Basına yansıyan haber metni şöyleydi;

“Birleşmiş Milletler’e bağlı olan Dünya Sağlık Örgütü (WHO) dünyanın en kızgın gençlerinin Türkler olduğunu açıkladı. Bu ay sonunda tamamı açıklanacak rapordan İsrail’in Times of Israel adlı haber sitesine sızan ilk bilgilere göre Türk gençleri öfke sıralamasında ilk sıraya yerleşiyor.

Milliyet Gazetesi'nde yer alan habere göre 34 ülkenin incelendiği raporda, en öfkeli gençlerin yaşadığı ülkeler ise sırasıyla Türkiye, Yunanistan, Romanya, Ermenistan ve İsrail olarak açıklandı. Mutluluk Endeksi adlı raporda en mutsuz gençlerin bulunduğu ülkelerin de Türkiye, Ukrayna, Polonya, Letonya ve Kanada olduğu belirtildi. Endekse göre en mutlu gençlerin yaşadığı 3 ülke ise Ermenistan, Makedonya ve İsrail olarak açıklandı. 4 yıl süren araştırmada yaşları 11 ila 15 arasında değişen gençlerden yaşamları hakkında 0 ila 10 arasında bir puan vermeleri istendi. NTV MSNBC 6 Eylül 2012” 

Türk basınında Serdar Turgut, Balçiçek İlter gibi birkaç yazar dışında konu yorumlanmadı veya tek yönlü verildi. 

Bugün ‘Dünya İntiharı Önleme Günü’ ve intihar artışında küresel bir krizden söz ediliyor. WHO tarafından 15-19 yaş arasında intiharların trafik kazasında sonra en büyük ölüm sebebinin olduğu duyuruldu. Ergenlik çağına girmek üzere olan gençlerin anne ve babaları haklı olarak çocuklarının geleceği konusunda endişeye kapılıyorlar. 

Bütün bu haberler önümüzdeki yıllarda küresel krizlerin ruhsal ve toplumsal boyutlarının gözardı edilmemesine dikkati çekiyor. Ancak Türkiye’de gençlerin dünya gençleri içinde en mutsuz, en kızgın ve en vicdansız olduklarına dair kıyaslamanın doğruluğunun sorgulaması gerektğini düşünüyorum. 

90 sonrası genç kuşakların uyuşturucu, internet bağımlılığı, şiddete yönelme gibi konularda risk altında olduğu hep vurguladığımız bir bilgidir. Ancak bunun Ermenistan ve İsrail’e göre Türkiye’de ilk sırada olması için özel bir gerekçe bulamıyorum. 

Eğitim sistemimizin sorumluluğu,

Gelişmiş ülkelere göre bizim eğitim sisteminin etnik ayrımcılığı beslediği, seçilmiş paranoyalarla iç tehdit, işgal ihtimali vurgusu, bölücülük gibi dost düşman algılamasını desteklediği gerçeği dikkati çeken bir bulgudur. “Ya sev ya tek et, Türkün Türkten başka dostu yoktur… gibi önce korku duygusu uyandırıp sonra kendi ırkının üstün ırk olması ile yalancı bir rahatlık veren Hitler dönemi mirası eğitim sistemimizi hiç kimse değiştiremiyor. Bu sistem ırkçı dizilerin gençler arasında yaygın olmasını açıklamaya yeter. 

Toplumumuzun çoğunluğunu sağ veya sol kültürel olarak muhafazakâr kitleler oluşturuyor. Kültürel muhafazakârlık da yaşam tarzı korkuları vardır. Bu kitlelerde korku duygusunun eğitim sistemimizin demokrasi vurgusu yetersizliği nedeniyle devam ettiğini biliyoruz. 

Ikçılık doğası gereği öfke ve yok etmekle beslenir. Belki bazı alt gruplarda bu etki vardır ancak bütün istatistikleri değiştirecek dünyanın genel gidişinden farklı bir etkiyi açıklayacak bir veri bulamadım. 

Adı geçen araştırmanın tam metnini ve Türkiye’deki partnerini bulabilirsek bu sorulara cevap verebiliriz. Ancak haberin içinden bazı soru cevaplar cımbızla çekilip Türk toplumunu demotive etme, karamsar senaryolar yazdırma ve ümitleri çalma amacında olanların kışkırtmalarını da göz önüne almalıyız. 

Özgüveni azaltıp bizi geriletmek mi istiyorlar?

Yunan, Ermeni ve İsrailli gençlerini öfkeli ama mutlu, Türk gençlerini öfkeli ve mutsuz olarak tanımlayan bu çalışma veya haber yapılma biçimi bana hiç yabancı gelmedi. “Biz adam olmayız, geri bir toplumuz” algısını ve bu oyuna gelen Cumhuriyet aydını tipini devam ettirme çabası. Bu oryantalist tutum güven vermiyor. 

Diğer taraftan kapital sisteme yakıt üreten Hollywood popüler kültürü gençlerimizi küresel krize doğru sürüklemektedir. 

Güncel siyaseti sadece politika olarak yeterli gören gelecek kuşakları korumaya, insani ve sosyal değerlerimizi güçlendirmeye yeterli kaynak ayırmayan siyasilerimizin vebal altında olduklarını da hatırlatmak istiyorum. 

Anne babalar endişelenmesinler çocuğunuz evi ve sizi seviyorsa yanlış yapsa da tekrar dönüyor. Siz çocuğunuzla sağlıklı iletişim kurabiliyorsanız sorunlar bir şekilde çözülüyor. 

Endişelenmeyelim ama dikkatli olalım ve kesinlikle insanı ayakta tutan en temel duygu olan ümit duygusunu yitirmeyelim. 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan - Haber7

ntarhan@gmail.com

Yorumlar13

  • ekrem kehribar 11 yıl önce Şikayet Et
    şuanki durumda aynı. akşam öğretmen olacakların anneleri babaları nasıl ağlıyor madde için niye kızı öğretmen oldu bu ülkede eğitim ya ateist yada materyalist yetiştiriyor.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • ilhan sapan 11 yıl önce Şikayet Et
    cumhuriyetin sözde çağdaş yöneticileri sayesinde . cumhuriyet kurulduğundan beri eğitim sisteminde ataist ve dinsiz politikalar sonucunda çocuklarımız din eğitiminden habersiz dünyaya tapan sadece bu hayatın dünyadan ibaret olduğuna inanan çocuklar olarak yetişti.nasıl mutlu nesil yetişsin ki namazdan oruçtan kurandan uzak gençlikte zaten mutlu olmayı başaramayacaktır.kendimden örnek vereyim hep başarı peşinden koştum hep amaç başarılı olmaktı dünya nimetlerine sanki tapıyordum.böyleyken namazdan uzak kurandan uzaktım ama bir şeyi unutuyordum dünya bir yere kadardı ve ben mutsuzdum.kafam 27 yaşında dank etti evlendim ve kendimi dine verdim.kurandan da sayfa ezberledikçe sanki büyü yapılmış gibi huzur doluydum.allahıma binlerce şükürler olsun.tayyip erdoğan ın dediği gibi bence dindar nesil yetişirse imam hatipler çoğalırsa bu ülkenin geleceği kurtulur.buna ihtiyacımız var.
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • SABIR SABIR 11 yıl önce Şikayet Et
    elinde telefon önüne bile bakmadan ot gibi gezen,. mesaj çekerken dünyayı unutan, bir şey sorsan '' bidakka abi ya!!'' diye ağzını geren, bu gençlik nereye gidiyor. bir şey emanet etmeye güvenilmeyecek genç tiplerin sayısı azmı memlekette, küpe takmak, saç boyatmak, batılı dansların envayiçeşidini bilmek modern olmak diye önlerine sunulmadımı. namaz kılan dindar olan gençler dışlanmadımı,tırt adam muamelesi yapılmadımı? bir de kalkmış bazıları mahalle baskısı var dindarlar mahalle baskısı yapıyor diye iyice üzerlerine gidilmedimi? bizim bize yaptığımızı bize düşmanımız yapmadı.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • SABIR SABIR 11 yıl önce Şikayet Et
    islamın şartı kaç. sorun malum o serbest yetişen gençlere, cavap alabildiklerinize birde imanın farzını sorun, olmadı aldınız cevap saymasını isteyin. yine aldınız cevap.32 farzı sorun. tabi soracak yüzünüz kaldıysa. bide düşünün okulda hangisi öğtetiliyor. hesap gününe ne götürüyor gençlik bi bakın. hazreti beygamderin doğum gününü sordum bilemedi. cevap veremeyen genç arkadaşına atatürkün doğumunu sormuşta cevap alamamış ondan yakınıyordu.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Burak Akca 11 yıl önce Şikayet Et
    derine inmek. ne yazıkkı toplum her geçen gün kötüye gidiyor bunun nedeni en baştada gençlerin senelerce üniversite okuyup iş bulamamaları ya da kpss sınavına emek veripte atanamamalarıdır işssiz insan umutsuz olur ve tabikide aile düzenini kuramaz.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat