Adım gibi eminim yazımın başlığı için seçtiğim bu soruyu araştırma şirketleri halka yöneltse yanıtı % 100'le 'istikrar' olur.

Bu köşeyi takip edenler çok iyi bilir. 2011 yılında yine bir sebeple avukatlık mesleğini icra edenlerin adliye girişlerinde üstünün aranmaması ile ilgili bir durum yaşanmıştı ve ben de "Ne demek avukatın üstü aranamaz?" başlığı ile bir yazı kaleme alarak bu meseleyi sorgulamıştım.

7 Haziran'a artık sayılı günler kaldı. Araştırma şirketleri, yaptıkları kamuoyu yoklamalarını yavaş yavaş servis etmeye başladı.

Duygu Asena'nın; "Kadının Adı Yok!" adını verdiği kitabı "müstehcen" olduğu iddiasıyla yasaklanmadan okuyabilenlerdenim.

Gerçekten bir âlemler... 6 Şubat'ı 7 Şubat'a bağlayan gece MİT Müsteşarı Hakan Fidan siyaset yapmak üzere istifa ettiğini belirttiğinde ardı ardına açıklamalar yaptılar.

Şimdi biliyorum ki bazılarınız; "Yine mi aynı mevzu Sevilay?" deyip bozuk çalacak bendenize...

Dün bir grup meslektaşımla birlikteydik.

Daha önce seçimi HSYK seçiminin olacağı 12 Ekim'in bir gün sonrası yani 13 Ekim Pazartesi günü yapacağını açıklayıp ancak ani bir kararla 3 hafta öncesine alan Yargıtay'ın amacı belliydi.

Önceki gün rutin ziyaretlerimden birini daha gerçekleştirdiğimde Çağlayan Adliyesi'nde konuşulan tek mevzunun HSYK olduğunu gördüm.

Açıkçası sonucu şimdiden belli olan Cumhurbaşkanlığı seçimiyle pek ilgilenmiyorum.

'İki şeyi düzeltmenizi rica ediyorum' diyerek başladı sözlerine CHP'nin Grup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi.

Tesadüf bu ya! İzinden döner dönmez kaleme aldığım ilk yazıda önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminde iktidar karşıtı muhalefetin bir blok olup Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ı aday göstermeyi düşündüğü yönündeki kulisleri yorumlamıştım.

Eveetttt... Geldi çattı bazıları için büyük gün kabul edilen bugün. Milyonlar sandık başında tercihini kullanacak.

2011 yılıydı. CHP İstanbul İl Başkanlığı koltuğuna talipti.

Bu yazıyı okuyanlara eğer okumamışlarsa dünkü yazımı okumalarını salık veririm. Çünkü bu yazı orada aktardıklarımın devamı niteliğindedir.

Dün kaldığımız yerden devam edelim. Evet, Fethullah Gülen ve ona yakın bilinen tepe kadroları Sarıgül'ün arkasında.

Sabah Gazetesi yazarı Sevilay Yükselir Pazar günü Malatya Sürgü'de yaşanan olayı köşesine taşıdı. Yükselir twitter'de kıyametin nasıl kopartıldığını anlatırken olayı kaşıyan vekilin de ismini yazdı.

Çabuk kabulleniyoruz 'şok' gelişmeleri. Gürsel Tekin'in gündeme bomba gibi düşen istifasını da hazmettik bir çırpıda. Şimdi sırada başka sorular var.